Unutulmayan Vali / Refik Aslan ÖZTÜRK
’Bırakıp gittin bizi, seni unuttuk sanma!
Zaman alışmayı öğretir ama unutmayı asla! ’
...........Bir cinayet işlendiği için jandarma yolu kesmiş, arama yapmaktadır. Yoldan geçen bir minibüsü durdurur. Kimlik kontrolü yapar. Ayakta yolculuk yapan yolculardan biri de Manisa Valisi Refik Aslan Öztürk’tür. Valinin kimliğini gören jandarma eri derhal hazır ola geçer. Vali Refik Aslan Öztürk jandarmadan görevine devam etmesini ister.
.............Bu olayı gazeteden öğrendiğim zaman hiç şaşırmadım; çünkü Niğde’mizde görev yapan Sayın Refik Aslan Öztürk’ün ne kadar alçakgönüllü bir vali olduğunu biliyordum. Sayın Refik Aslan Öztürk, tıpkı Recep Yazıcıoğlu gibi çok çalışkan, özverili bir validir. Yalnız Recep Yazıcıoğlu gibi reklam yapmayı sevmez. Yaptığı her işi medyaya yansıtmaz. Onun değerini daha çok çalıştığı yerde yaşayan halk bilir.
...........Başkent Niğde Vakfı’nın Niğdemiz dergisinin 52. sayısında sayın valimizin ‘ Cullaz Sokağı Yok Olmasın! ’ yazısını okuyunca ona bir kez daha hayran kaldım. Düşünün Niğde’den ayrılalı beş yıldan fazla zaman geçtiği halde o ildeki bir sokağın kurtarılması için yazı yazıyorsunuz, emek harcıyorsunuz, ilgililerin dikkatini çekiyor, uyarıyorsunuz.
Valimiz Niğde’de görev yaparken buranın Kapadokya’nın bir parçası olabilmesi, turizmden pay alabilmesi için ne kadar özveri ile çalışmış. Zamanı gelir Cullaz Sokağındaki evlerin sahiplerine yalvarır, zamanı gelir makam arabasıyla taş taşır, taşıtır; zamanı gelir evlerin mahzenlerinde inceleme yapar. Böylece Niğde’nin Cullaz Sokağı tarihi değerini kazanacak ve Niğde gezilmek görülmek istenen turistik bir yer haline gelecektir. Ne yazık ki valimizin Cullaz Sokağının onarılması bitmeden Erzincan’a atanır. Çalışmalar da onun gitmesi ile birlikte kesilir.
...............2000 yılında Niğde Atatürk Lisesi’nde çalışıyordum, o yıllarda Yayın Kolu danışman öğretmeni olduğum için ’Umudun Türküsü ’ dergisini çıkarıyordum. Kol başkanımız Ayça Kevser Üçer ve yardımcısı Mücahit Akkuş, Valimiz Refik Aslan Öztürk ile bir görüşme yapmışlardı. Dergimizin 7. sayısında bu görüşme yayımlandı. Verdiği yanıtlardan sayın valimizi kendi ağzından tanıyalım:
’Yozgat, 1949 doğumluyum. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Bir oğlum, bir kızım, emekli bir eşim var. Kısa bir süre avukatlık yaptıktan sonra kaymakam adayı olarak Lice ve Demirci ilçelerinde çalıştım. Resmen ilk atandığım yer Reşadiye kaymakamlığıdır. Daha sonra Silopi, Fenike ve Söğüt ilçelerinde çalıştım, sonra iki yıl Sivas’ta Vali Yardımcılığı görevinde bulundum. 1992 yılında Bilecik Valiliğine, 1999 yılının ekim ayında da Niğde Valiliğine atandım.’ (Valimiz buradan Erzincan’a, oradan da Manisa’ya atanır.)
...
’Boş zamanlarımda 3–4 saat tek başıma şehri geziyorum. Ara sokaklar dahil, Niğde’nin bir çok yerini bu vesile ile tanımış oldum.’
...
’İdeal vali ideal bir insan olmalıdır. Toplumun her kesimine saygı ve sevgisini esirgemeyen, onlara devletin şefkatini sunan, anlayışlı bir insan olmalıdır. Çok namuslu, dürüst ve güvenilir olmalıdır.’
...
’Zorlukların üstesinden gelmek için konuyu sabırla dinlemek, anlamak ve kavramak gerekir. Önerilen fikirleri önemsemek esastır. Sonrası kendiliğinden gelecektir. ’
...
’İyi bir öğrenci, iyi bir Türkiye’nin temel taşıdır. O taşların sağlam olması gerekir.’
Görüşmeden de anlaşıldığı gibi sayın valimiz son derece çalışkan, namuslu, halkına inanan; güvenen bir validir. Türkiye’nin kaynaklarının yerinde ve iyi değerlendirilmesi için elinden geleni yapmaktadır. Onun zamanında Niğde bütçesinde belki ilk defa para birikir.Toplumun her kesimini kucaklar.Sıradan ve yoksul insanların en büyük destekçisi olur.
Sayın valimizle iki kez yüz yüze görüşme fırsatım oldu. Bu görüşmelerde onun ne kadar insan sevgisi ile dolu olduğunu; içten ve yapmacıksız olduğunu öğrendim
İşine bile yürüyerek gelen, devletin aracını hiçbir zaman özel işlerinde kullanmayan, gerektiğinde taş taşıyan, her zaman yapıcı ve onarıcı böyle bir valiyi tanımaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Ne yazık ki valimiz Niğde’den çabuk ayrıldı.
Üzerinden belki de günde iki üç kez gelip geçtiğimiz Cullaz Sokağına hangimiz bugüne kadar gereken ilgiyi gösterdi ve önemsedi; ama o kilometrelerce öteden bize:’ Tarihi yapıtlarınıza değer verin, onları koruyun’ diye sesleniyor ve bir tarihin yok olmaması, Niğde’nin turistik bir il haline gelmesi için uğraşıyor.
Şuna inanıyorum ki sorumluluk düzeyindeki tüm yetkililer SAYIN REFİK ASLAN ÖZTÜRK gibi çalışsalar Türkiye’miz çok çabuk gelişir ve ULU ÖNDER ATATÜRK’ün
arzuladığı çağdaş uygarlık düzeyine erişir.
Kimin tarafından yazıldığını bilmediğim Dumlupınar İlköğretim Okulu’nun panosunda okuduğum şu şiir öğretmenlerin yanında sanki Sayın Valimiz için yazılmış gibi:
’Bırakıp gittin bizi seni unuttuk sanma!
Zaman alışmayı öğretir ama unutmayı asla!
Yüzlerce fidan büyüsün diye ülkemin
Tarlasında binlerce yağdım
Aydınlansın diye ülkemin karanlığı
Külümden bile kendimi yaktım
‘Özveri’ diye çağırırlardı bazı, azimdi,
İnançtı diğer adlarım... ’
Sayın valimize sağlıklı, mutlu, başarılı günler diler; daha nice yıllar yurdumuza hizmet etmesini beklerim.
Her şey gönlünce olsun...
Ali Özen
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.