ECDADA SÖVMEK NEDEN
Bir süredir kamu oyunu meşgul eden ve derin infialler uyandıran bir diziye duyulan tepki, şiir ve yazılarda da yerini almaktadır.Duyarlı bir toplum olma yolunda bu çok olumlu bir gelişmedir.Bana necilikten arınma, sesini duyurma adına bir silkelenmedir.Ancak tartışmaların içeriği yönünden de bir o kadar düşündürücü ve üzücüdür.
Bir ülke ki, girdiği savaşlarda hezimete uğramasına rağmen, yaptığı filmlerde yenilgisini kamufle ederek galip gelmiş gibi gösterirken, bir başka ülke ; kendi örf, adet ve geleneklerine uygun görmediği, maddi manevi değerlerini olumsuz etkileyeceğini düşündüğü filmin daha gösterime dahi girmemişken ülkesinde gösterimini yasaklarken (Kurtlar vadisi Filistin) biz neler yapıyoruz?Tarihimizin altın sayfalarını süsleyenleri yerle bir etmekten adeta gurur duyuyoruz.Bir yerlerde bir yanlışlık var.Kendi öz değerlerini yerle bir etme çabası neden?Ecdada sövmeyi, onu yok saymayı hüner çabası neden?Bütün dünyanın çok başka gözle gördüğünü, hakkını teslim ettiğini, hayır öyle değil diyerek kötü, aşağılayıcı gösterme hayırsız torunların huyu mudur? Millet batığını, ayıbını kapatırken, biz ülke olarak gurur abidelerimizi yerin dibine sokmayı marifet saymaktayız.Bizim dışımızda böylesi bir ülkenin benzeri var mıdır?Seversiniz, sevmezsiniz ama bugün üzerinde yaşadığınız topraklarda kanları bulunanları inkar edemezsiniz.Aslını inkar edenin kendinden eser yoktur.
Sosyal demokratım demekle, milliyetçiyim, mukaddesatçıyım demekle öyle olunmaz.Ta ki kendinizi koyduğunuz kategoride ki özellikler gibi düşünmedikçe, öyle yaşamadıkça hepsi lafta kalır.Ancak bu durum tarihi gerçekleri saptırmayı gerektirmez.Vatan ve bayrak öncelikli değerlerdir.Vatansız, bayraksız bir ülke ve insan düşünülemez.Bu vatan ve bayrağı canları pahasına bizlere emanet edenler yok sayılamaz.Aşağılanamaz.Aslını beyan etmek, o yüce insanlarla övünmek sanki aşağılık gibi algılanmak manidar ve bir o kadar da düşündürücüdür.Dış güçlerin yapamadığını biz kendi kendimize yapıyor ve onların amaçlarına ulaşmasına yardımcı oluyoruz.
Tarihimize yön veren, çağ açıp çağ kapatan bu şahsiyetleri ya hak ettikleri yere oturtacak ya da Osmanlı’yı tümden red edeceksiniz. Yapabilecek misiniz bunu? Genç bir cumhuriyet olduğumuz açıktır.Ama Türk’lüğümüz ezeldendir.Türk’ün alnında yüzünün kızaracağı bir leke yoktur.Kendini Türk hissedenin, Türk gibi yaşayanın, Türk gibi düşünenin Türk’lüğünü haykırmasına mani olunma gayretleri sonuç vermeyecektir.Kendi öz yurdunda sürgün yaşamaya mahküm edilmeye çalışılan bu millet elbet silkelenecek ve suskunluğuna son verecektir.Dedelerinden aldığı güçle yeniden Osmanlı tokadını hatırlatacaktır elbet.Bu tokadı unutanlara...
Kanuni’leri, Yavuz’ları, Fatih’leri ve diğerlerini hangi cüretle olduklarından başka gösterirler.Edebsizce, hayasızca.Milletin gözünün içine baka baka. Hangi belgelere dayanarak.Osmanlı arşivleri açıldı da orada mı görüldü.Atatürk belgesel ve filmlerinde de bu aymazlıklar görüldü.Bu ne cüret.Bir devleti bölüp parçalamanın en etkin yollarındandır.Savaşla bunu başaramayacağını bilirler.Dilini, dinini, tarihini, kültürünü, milli manevi değerlerini parçalayarak amaçlarına ulaşma en kestirme ve kesin bir yoldur.Ama yapamayacaklardır. Bu millet üzerine dökülmüş ölü toprağından silkelenecektir." Tekerlek tümsekte kalmayacaktır."O hevesleri de kursaklarında kalacaktır.Bilmezler ki sabrın da bir tahammül sınırı vardır.
Sözü edilen diziyi, Ülkeyi yöneten üst düzey yetkilileri de kınıyor.Ama seyirciler.Bir başka kurum anlaşılmaz bir tutum içinde, hayatı değil kurgu diyor. Hem Kanuni diyeceksin, hem Hürrem’den birebir bahsedip devletler arası yazışmalarına yer vereceksin ama kurgu olacak...Ağlanacak hale gülmek gibi.Abesle iştigal.Her yaratılmışın bir takım zaafları veya yaşanmışlıkları olabilir. Dolu dolu ve öncelik de arz edebilir. Ama o yaşananlar gösterildiği gibiyse yanlarında mıydınız demezler mi? Erkeğin kadına, kadının erkeğe düşkünlüğü, zevk, sefa, eğlence alemi...Kişinin özel yaşamıdır.Özel yaşamın deşifresi, ilanı kaldı ki doğruluğu tartışılır, ne kadar etik ve ahlakidir?Dünya O’nu muhteşem olarak biliyordu.Adalet timsaliydi ki Kanuni denildi. O’nu farklı gösterme uğraşları kime ne kazandırır? Her devrin yönetiminin isteğine göre yazılan tarihten değil de gerçekleri göreceğin kaynaklardan bir araştır, gör ve öğren.Dedenin dedesini.Sonrasında aşağıla(!) Bunların delilleri sende varsa çık ortaya ve de.İşte bunların gerçek yüzü budur diye.Yalan söyleyen tarih utansın.
Kanuni’nin raşid halife olduğu bilinmelidir.Süleymaniye Camisinin açılışı için devrin Şeyhülislamı açılışı yapmak için " sünneti terk etmemiş biri yapsın" dediğinde Kanuni; " yine iş bize düştü" der ve açılışı yapar.Sünneti terk etmemiş, tarihi bir şahsiyeti böyle küçük düşürücü ve geleceğe belge oluşturabilecek bir kalıba oturtmak hangi insani ve vicdanı değerlerle bağdaşır.Tarihini böylesine rencide eden, yok sayan, ecdadının kemiklerini sızlatan bir başka ülke var mıdır?Ama efendim, hepsi aynı mıydı şu şu olumsuzluklar yok muydu denilebilir.Hangisinde varsa onu dersin.Yüreğin yetiyorsa.Evlatlar da aynı özelliklerde değil.Alimi de, zalimi de ve hatta şerefsizi de vardır.Ancak, ne o alim o aileyi tümden yüceltir, ne de o zalim o aileyi tümüyle şerefsiz kılar.Nice devlet büyüklerimiz geldi geçti.Her birileri çok mu mükemmeldiler.O mükemmel olmayanlar nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Devletine laf söylenmesine seyirci kalmak doğru mudur?
Görülüyor ki amaçlar farklıdır.Üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.Cumartesi annelerine ağıt yazarken, Cuma annelerini unutmaktır.Oysa o anneler hepimizin anneleri.ANNE onlar.Ayırmasana günlerini.Genel anlayış ve bakışa göre bir zamanlar vatan haini olarak görülenin ölümünü müteakip "büyük insandı" diyerek mezarına giden devlet büyüğünün, şehit mezarlarına gitmemesinin izahı ne olabilir?
Milliyetçiliğin kafatasçılıkmış gibi algılanması, Türk’lükle övünmenin suçmuş gibi değerlendirilmesi üzücü...Ama meydan boş nasılsa.Salla da salla.
Ancak; unutulmamalıdır ki;
Bir Türk dünyaya bedeldir.Ve de " Ne mutlu Türk’üm diyene" dir.
Saygılarımla.
Aydın
Ist. 30 Ocak 2011
YORUMLAR
yazan kaleminiz daim olsun . doğru dersiniz.. ama biz ne kelimeler ve cümleler kursakta.!. en etkili cevap devletten kültür bakanlığından ya da rütükten gelmelidir. gereken itirazlar bu milletten yapıldı.. bir kurtlar vadisi filistin nasıl kaldırılıyorsa başka ülkelerde bizde de bu yapılmalı ve gereken saygı ecdada iade edilmeli dir.Zalim ısrail den çok daha fazla saygıyı hak ediyor bizim ECDADIMIZ.!.saygılar
can.er
Selam ve saygılarımla.
Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur”
Demiştir İnönü... sanırım en büyük eksikliğimiz bu...Maalesef beğenmesek de, doğru bulmasak ta; ülkemizde ırkı nedir bilmeyen bir insan yığını var..Irksız..Niye ırksız derseniz; beğenmiyor kabullenmiyorsan o ırkı reddediyorsun o ırktan değilsin demektir..peki sen kimsin dersen;
bu ülkenin en akıllı, medeni, özgür, barışçı....öyle çok vasfa sahip kişileri ki bunlar;, baştan sona yanlış olan ataların ne hikmetse tüm özelliğini ret ederek, 1000 yıllık tarihinde insanlık adına ufacık bir doğruluk payı görmeyen , DNA’ sına ırkının bu barbar(!) özelliklerini işlememiş, üstün bir ırk olarak kendi başlarına ortalama 40 yıl içinde ortaya çıkmış kendilerine doğru insanlar!
peki nerede yanlış yaptıkta böyle bir ırksız insan türü ortaya çıktı....kendi tariflerindeki tüm erdem sayılacak özellikler sadece dillerinde…. İcraatlarına günlük hayatlarına bakın, hep kavga, askere polise adalete hiçbir şeye inanmaz güvenmez fırsatını bulduğu anda saldırır..Devlet sistemi içinde doğru yoktur her şey yanlıştır..Koca tarihi içinde kendine önder kabul edebileceği tek bir şahsiyet bulamaz .., bilmem ne kıtasının hiç görmediği dağlarında gezen biri (genelde) ona önderdir ya da kendi ülkesinde iflas etmiş herhangi bir ….izm’lerden birinin kurucusu önderidir..Atalarının mirasını ret ederler.
Öfkeliler; devlete, tarihine milletine; ya koyundur halk ya aptal... Bu halktan, bunların bunca donanımlı çıkmaları da sanırım ayrı bir mucize…
Claude Farrere, ‘Türklerin Manevi Gücü’ adlı eserinde ‘Bir Türk diplomalısı, Paris doğumlu bir Fransız’dan daha çok Türk halkına ve tarihine yabancıdır’ diyerek maalesef çok acı bir gerçeğe işaret eder.ne kadar üzüntü verici değil mi….anlatsan üstün de düşünmez öylesine sabittir ki fikri kendini yargılamaz, muhakeme yapamaz, kendisi toplumun seçilmişidir...
Neyse lafı uzatmayayım eğer ki biz milli ve manevi değerlerimizi yeterince öğretmemiş beyinlerinde boşluk bırakmışsak; o boşluğu birileri böylece dolduruyor...
ben yapılacak şeyin yanlışın yerine doğruyu koymak olduğuna inanıyorum...Tarih yanlış mı aksettiriliyor bu konuda gücü olan yetkisi olanlar hatta kültür bakanlığı eliyle doğrusu hazırlanmalı yerine konulmalı insanlar öğrenmeli...zaman zaman yapılıyor aklıma ilk gelen "Elveda Rumeli" ,120 gibi filmler ..bunu daha uzun bir tarih bölümüne yayarak yakın tarihimiz sadece değil Osman beyden başlayarak ciddi anlamda belgeseller filmler hazırlanmalı...
Bir de eksikliğin en büyük sebepleri arasında din olgusunun büyük bir hızla inançsızlıkla yer değişmesi...Yada inanç zayıflığı ..aksi halde din olgusuna vakıf olan bir kişi, Sultan Süleyman gibi bir padişahın aynı zamanda halifelik görevine sahip bu büyük padişahın ; haram dairesinde emrindeki yüzlerce cariye ile beraberliğini hayal bile edemez.haremini de bu şekilde tasvir edemez
Bu kurgular olsa olsa bu tür her türlü yayını hazırlayan kişilerin kendi yürek aynalarının aksidir...Kişi kendinden bilir işi…
Yoksa Osmanlı arşivlerinde hareme ait bilgiler yok denecek kadar azdır.
Dilerim bu konuda yetkili olanlar ellerini çabuk tutar ve gerçekten özgün tarihimizi sağlam kaynaklardan yeni nesillere tanıtacak eserlere imza atarlar
Kaleminize yüreğinize sağlık saygılarımla
can.er
Kendi öz benliğinden uzaklaştırma, yeni bir insan modeli yaratma taktikleri...Her şeye saldırmak, her şeyi karalamak, doğru olan hiçbir şey yokmuş gibi...Yeter ki çamur at.Kişiliğini de hiç ederek...
Yansız, yandaşsız, akademisyenler tarafından olmalı o çalışmalar.Hiç kimsenin itiraz edemeyeceği, kılıf bulamayacağı şekilde...
Sosyal, siyasal ve ekonomik yaşantımızda, eğitim, tarih ve kültürümüzde dış mihrakların parmaklarını hissetmek ne iğrenç.
Mirası çok çabuk tüketmekteyiz.Ya bizler; bizden sonrakilere ne bırakacağız?..
Ders niteliğindeydi yorumunuz. Bir kez daha çok teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.
Yazıyı ilgiyle okudum, ülkemiz bütündür asla bölünemez
Ben bu duygulara yürekkten katılıyorum..
sevgiler..
can.er
Saygılarımla.
...
Kanuni’leri, Yavuz’ları, Fatih’leri ve diğerlerini hangi cüretle olduklarından başka gösterirler.Edebsizce, hayasızca.Milletin gözünün içine baka baka. Hangi belgelere dayanarak.Osmanlı arşivleri açıldı da orada mı görüldü.Atatürk belgesel ve filmlerinde de bu aymazlıklar görüldü.Bu ne cüret.Bir devleti bölüp parçalamanın en etkin yollarındandır.Savaşla bunu başaramayacağını bilirler.Dilini, dinini, tarihini, kültürünü, milli manevi değerlerini parçalayarak amaçlarına ulaşma en kestirme ve kesin bir yoldur.Ama yapamayacaklardır. Bu millet üzerine dökülmüş ölü toprağından silkelenecektir." Tekerlek tümsekte kalmayacaktır."O hevesleri de kursaklarında kalacaktır.Bilmezler ki sabrın da bir tahammül sınırı vardır.
...
Sizin de çok güzel ifade ettiğiniz gibi, başka yollarla Türk varlığına son veremeyenler,Türk milletinin, Diline, Dinine, Kültürüne, Milli ve Manevi değerlerine saldırmakta ve bu yolla Milleti ve Ülkeyi bölme düşüncesindelerdir.
Bu alçak saldırılara, ne yazık ki içten de destek olanlar çıkmaktadır. Bu beyhude çabalara rağmen bu Millet bölünemeyecek Türk Yurdu parçalanamayacaktır. Buna yürekten inanmaktayım.
Yazınızı beğeni ile okudum. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.
can.er
Paylaşımınız ve çok değerli yorumunuz için teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
İnancınız, inancımızdır.