- 725 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ÇIĞLIK
ÇIĞLIK
Genç adam,merdivenleri hızla inerek sokak kapısına doğru yöneldi. Ağlamaktan kan çanağına dönen gözleri halâ dop dolu idi.
Sokağa çıkınca bilinçsizce koşmaya başladı.Koşuyordu,ama nereye? Bunun yanıtını kendisi de bilemiyordu. Onun bildiği tek şey; yaşamanın kendisi için bundan sonra hiç bir anlam taşımadığı idi. Oysa, yarım saat öncesine kadar o kadar mutlu ve hayat doluydu ki.
Sanki bulutlarda uçuyordu.
Genç adam soluk soluğa koşarken, sevdiği kadının son görüşmelerinde söylediği sözler halâ kulaklarında çınlıyordu:
-" İsmail! Bundan böyle görüşmelerimize son vermemiz gerekiyor. Onun için bir daha buraya gelmeni istemiyorum. Ben çok düşündüm ve seninle evlenirsek mutlu olamıyacağımı anladım. Aşk ve sevgi denen şeyler,insanların mutlu olması için yeterli olmuyor. Bunların yanında başka bazı değerlerin de olması gerekiyor ki; bunların başında para geliyor."
Duyduğu bu sözler, genç adamı oldukça şaşırtmıştı. Söylenenlerden bir anlam çıkarmaya çalışırken Sema pencereden uzaklara bakarak konuşmasını sürdürdü:
"- Ben Konya’dan zengin bir çiftlik sahibinin oğlu ile evlenmeye karar verdim. Bu benim en doğal hakkımdır sanırım. Para,lüks ve eğlenceli bir yaşamı herkes düşlerken ben neden yaşamıyayım? Neden o güzelliklere sahip olmayayım? Yaşayanlardan neyim eksik?
Ben de gencim ve ben de güzelim. Mutlu olmak benim de hakkım değil mi?"
Odada kısa bir sessizlik oldu.Sema camdan dışarıya bakıyordu. İsmail ise odanın ortasında şaşkın bir şekilde dimdik duruyordu. Bu kısa sessizliği Sema’nın:
"- Sen bunlardan hangisini verebilirsin ki? Hiç, kocaman bir hiç. Alacağın dokuzyüz altmış liralık öğretmen aylığı ile öyle bir yaşamın düşünü bile kuramazsın. Bir de kalkmış mutluluktan söz ediyorsun." diyen sözler bozdu. Sema dahada hırçınlaşarak;
"-Sorarım sana, hangi mutluluktan ha, hangi mutluluktan?
Bütün bu söylenenlerİsmail’in yıkımına yetmiş te artmıştı bile. Bir an gözlerini yumdu ne geleceğini düşledi. Sema’sız bir yaşam kendisine karanlık ve anlamsız geldi. İsmail bu karanlıkta yaşayamazdı. Sema’sız yaşamanın ölümden ne farkı vardı ki?
"- Sema!" diye söze başladı genç adam. Ancak sonunu getiremedi. Tıkanmıştı. Boğazında kocaman bir yumruk vardı sanki. Soluğu kesilmiş ve hiç bir şey düşünemiyor, duyamıyordu. Hareketleri metal bir robot gibiydi. Elinde Çekoslovak yapısı silah belirdiğinde Sema’nın gözleri yuvalarından fırlamış gibiydi. Korku ve şaşkınlığı bir arada yaşıyordu. Gözleri gittikçe irileşirken rengi sarardı ve titrek bir sesle:
"- İsmail!.. Ne olursun dur!.. Yapma ne olur!.." diyebildi. Zaten bundan başka bir şey de diyemezdi artık. Silahın namlusundan çıkan tam yedi kurşun da hedefini bulmuş ve onu cansız yere sermişt.
İsmail ise, bir robot gibi hareketsiz dikiliyor ve ayaklarının dibinde yatan cesede bakıyordu. Sonra yavaşça eğildi ve sevdiği kadını kllarına alıp bağrına bastı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Onu yavaşça yere yatırıp soğuk alnından son kez öperken, gözyaşları Sema’nın kanına karışıyordu.
Bütün bu olanlar, İsmail’in gözlerinin önünden bir film şeridi gibi deçiyordu. Bu karmaşık düşünceler arasında koşarken, köy deresini geçmiş ve asfalta gelmişti. Bir an yolun öbür tarafına geçmek için atıldı. İşte bu anda kokunç fren sesine karışık acı bir ÇIĞLIK duyuldu. Bu çığlık, büyük bir aşkın ve iki genç yaşamın sona erdiğinin son izleri idi.
Selamettin PULAT 01.03.1973
Arifiye Öğretmen Okulu 6/A Sınıfı SAKARYA
YORUMLAR
Sonu hazin biten bir dram hikayesi gerçekte yaşanmış mı? yoksa kalemin çığlığa kattığı hayat senoryamı? Bu şekilde sonlanmasa iyi olurdu da zaten hikayeye konu olan bayan yaşasaydıda o içinde bulunduğu duygular ,içindeki hırslar zenginlik para tutkusuyla evliliğinde,de başarılı olamazdı birde kaldıki yine olaylar bir evin içinde geçtiğine göre iki gencin arası ileri boyutta yakın böyle bir bayan Konya gibi bir yere nasıl gelin olacaktı.Hakikatleri saklıyaraktanmı ? Ona öylede böylede mutluluk yolu kapalı imiş olan İSmaile zavallı gence olmuş yıllardır tanıyamadan bilmeden aşkını içinde büyüterek yaşarken koynunda hangi beşeri duyguların esiri bir bayan yatıyormuş neyse İsmaile Allah Rahmet eylesin hikayede olsa yazılım. AMİN
Selamettin PULAT
.....Yazımı okumaya ve yoruma değer gördüğünüz için çok teşekkür ederim. Saygılarımla kalın.
hülya hicran
oldumu ya hocam...deyerli ve eli öpülecek öyretmenlerimizin sonu bu kadar hüsran olmasın ..tebrikler ...kutlarım ..ama nedense aglıyorum işte
Selamettin PULAT
Sağlık ve esenlikle kalın.
Selamettin PULAT
Genç nesilden okuduğum güzel bir öykü. Ayakta alkışlıyorum ve tam puan diyorum. Takipçin olmaya çalışacağım elimden geldikçe. Çünkü kalemini çok sevdim. Bence çok başarılı.
Tebrik eder başarılar dilerim.
Selamettin PULAT
Emine UYSAL (EMİNE45)
Şimdi öğrenci olmasanız bile bu yazıyı öğrenciyken yazmış olmanız yeterli benim için. Kalemin güçlü, öykü yazmayı sevdiğim kadar okumayı da seviyorum. İnşallah dedim, vakit buldukça okumaya çalışacağım.
saygımla.