- 903 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Aman Yarabbi. Sana ne oldu böyle sevgili ülkem.
“parası önemli değil koçum” diyordu Merzifon otogarında kirli sarı dişlerini göstererek konuşan adam.
“sen orasını bana bırak”
’yeter ki malzeme sağlam, muamelesi temiz olsun’
’elinde sarışın var mı? ’
muamelesi temiz sağlam malzemeler
garip bir çiçek gibidir kaldırımlara düşen kanlar
ne kadar yüksekten düşerse düşsün garip bir çiçek gibidir
’lavuğa kafayı bir koydum’ diyordu diyarbakır otogarında siyah tesbihi elinde çeviren adam
’dümdüz uzandı kaldırıma’
’ulan dallama benlm ayakkabımı boyamışsın daha ne istiyorsun’
evine ekmek götürmek için başkalarının ayakkabılarını boyayan ve para isteyen dallamalar
’yakarım ulan kendimi’ diyordu suşehrinde garip bir adam kaymakamlığın önünde
’kiralık ev vermiyorlar ’
’bana kiralık ev bul kaymakam, yoksa kendimi yakacağım’
kiralık evi dostuna istiyordu, eşiyle yaşadığı bir ev vardı zaten. evi dostuna istiyordu, dostuna dostluk yapıyordu yani
arada bir de korkmasın diye geceleri koynuna adam sokardı
dostu da dosttu hanl
sağlam malzemeden yani
...
70 yaşında bir adam;
’ortadaki kızı istiyorum’ dedi.
genç bir tene susayan kurumuş dudaklarıyla
kuşağındaki paradan kaporayı saymadan önce
doğu beyazıtta
’kocanı bağla dedi’ elindeki silahı kadına doğrultan adam zorla girdiği evde
biraz sonra tecavüze yelteneceği kadına
biraz sonra elindeki tabancayla öldüreceği adamın karısına
’kocanı bağla’
’aman yarabbi sana ne oldu böyle ’ dedi genç bir hemşire hafif ağlamaklı
15 aylık bebeğe, her tarafı yara darp ve sigara yanıklarıyla dolu küçücük bedeni incelerken
’ aman yarabbi sana ne oldu böyle’
’hayır canım onunla birlikteliğimiz x den önceydi x ile de yollarımız dün ayrıldı’
diyordu beyaz camdan höyküren sanatçı bozuntusu salyalarını kendisine uzatılan mikrofonlara bulaştırarak
ve ’muhabir’ tipli biri dönerek bize; genç kızların ilahı falan pezevengin kalbi bomboş dedi
dağlarda vurulan eşinin cenazesine gelen genç kadın.
kucağında iki çocuk.
birinin ayakkabısı yok diğerinin çorabı yırtık.
başörtüsünün kenarı dudaklarının arasındaydı.
hiç bir şey demedi.
...
hiç bir şey demedi abiler, ablalar; ayağında terliklerle oğlunun cenaze merasiminde yırtık hırkasını gizleyerek yürüyen kadın
soluk başörtüsünün kenarı dişlerinin arasındaydı
...
ve çakallar uluyordu sahip oldukları gazetelerdeki köşelerinden
sivil kıyafetlerine uydurdukları apoletleri ne de yakışmıştı
kendi kendilerine çıkardıkları sefer görev emirleriyle başkalrının çocuklarının kanları üzerine dizdikleri naralarla orgazm sarsıntısı geçiren çakallar..
bacardinin, üzerindeki brioni’ye dökülmesine aldırmadan
..
’sadece okul istiyorum ’ dedi yaşlı kadın dağlarda vurulan oğlunun adını yaşatacak bir okul.
sadece şehit cenazelerinde kamusal alan ihlaline göz yumulan başörtüsünü düzelterek
Aman Yarabbi..
sana ne oldu böyle sevgili ülkem
sana ne oldu böyle
bacardi: pahalı bir içki
brioni: fiatları 3,500-25,000 ytl arasında değişen elbise...