- 851 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İnsan Neden Kıskanır?
Samimi inanan insan, çevresinde gördüğü herşeyin ve her olayın yüce Allah tarafından yaratıldığını bilir. Kıskançlık nefsani bir özelliktir ve sakınılması gereken bir duygudur. Böyle bir ahlak zaafiyetine kapılmaktan titizlikle kaçınan insan, güzellikleri Allah’ın tecellileri olarak görür ve zevk alır. Dünyevi, maddi şeylerin peşine düşmez.
Oysa din ahlakını yaşamayan insanlar böyle bir duruma genelde katlanamaz, gördükleri herşeyi sahiplenmek isterler. Aslında bu kişiler kendilerine zarar verirler. Kıskançlık duygusunun esareti altındaki kişi mutlu olamadığı gibi, çevresinde Allah’ın eşsiz sanatıyla yarattığı güzelliklerden de haz alamaz.
Kıskanç insan, Allah’ın yarattıkları üzerindeki kontrolünden gaflettedir; kendini ve etrafını Allah’tan bağımsız zanneder. Güzelliği, aklı, zenginliği kişiye ait sanır ve kendisiyle kıyas ederek kıskançlık duyar. Bu özelliklere sahip olduğunda üstünlük elde edeceğini düşünür. Oysa her şey Allah’a aittir ve her şey O’nun denetimindedir.
Aşırısında ise,
Kıskançlık şeytanın adeta sözcüsü olan insan nefsinin özelliklerindendir. Bu duygu, şeytanın insanları sinsice Kuran ahlakından uzaklaştırmak için verdiği duygusallık telkinlerindendir. Duygusal insan akılcılıktan uzaklaşır, doğru ve isabetli düşünebilme yeteneğini kaybeder. Özellikle de kıskançlık, bencillik ya da kibir gibi kötü özelliklerle dolu olan nefsin kışkırtmaları, duygusal insanları yönlendirir.
Aşırı kıskançlığa yine Kuran’dan, Hz.Yusuf kıssasından bir örnek verebiliriz. Hz.Yusuf’un kardeşleri, babalarının ona olan sevgisini kıskanmış ve öldürmek amacıyla onu bir kuyunun dibine bırakmışlardır. Bu olay, duygusal bir özellik olan kıskançlığın, insanları ne denli tehlikeli davranışlara sürükleyebileceğine güzel bir örnektir.
Doğruyu yanlıştan ayırt edebilen bir insan, bu konuda gaflete düşmekten korkar, insanlara ve hatta kendisine benlik vermekten çekinir. Gerçek üstünlüğün Allah’tan sakınıp-korkma derecesine göre olduğunun bilincindedir.