- 947 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TRABZON VE BÜYÜK ŞEHİR
Trabzon deyince denize paralel dağlar ve bu Dağların kuzey yamaçlarından akan yeşil,
denizle bütünleşen sahil şeridini iç Anadolu’ya bağlayan vadiler akla gelir.Hızlı kentleşme ve
nüfus artışı nedeniyle,büyük şehir görünümünde olan Trabzon’a köyden kente göç olayları
artmış ve insanlar çalışmak için iş,barınmak için ev bulmak gibi zorunlu ihtiyaç l arını karşılamanın yollarını aramış ve beraberinde sağlıksız kentleşmeyi getirmiştir.
Köyden kente göç eden nüfusun barındırılması için evler inşa edilirken,insanların karnını doyuracak iş sahalarını oluşturan fabrikalar,spor alanları,dinlenme parkları ve çocuk bahçeleri otoparkların düzenlenmesi gibi sosyal tesislerin inşa edilmesi zaruri ve medeni ihtiyaçlardır.Trabzon coğrafi yapısı itibariyle çok az yerleşim alanına sahiptir.Sahil şeridinde merkeze bağlı dokuz ilçesiyle birlikte, kurulmuş olması yapılaşmanın sahil şeridi boyunca ve doğu batı istikametinde oluşmuştur.Bu nedenle kıyılarda plansız ve sağlıksız yapılaşmanın yanında Devlet kuruluşlarına ait sosyal tesisler sıradan vatandaşın sahille olan bağlantısını kesmiştir.
İmar planları çağdaş kültürün gelecek nesillere aktarılmasında ve artan nüfusun barındırılmasında önemli belgeler olduğu gibi,ülkelerin uygarlık düzeyi ve gelişmişliğinin göstergesidir.İmar mevzuatı ve buna ilişkin yönetmenlikler,Belediyelere geniş yetkiler verip merkeze bağımlılıktan kurtarırken,bir düşüncenin mahsuli olan imar planlarının tatbikatı ve bu planlar üzerinde yapılacak tadilatlar ile mücavir alanların planlanmasında yeterince eğitilmiş teknik elaman bulmak her Belediye için mümkün deyıldir. Teknik kadrosu bulunmayan Belediyelerin,gerek Belediye sınırları gerekse mücavir alanlardaki plan tatbikatları ilgili mevzuata uygun yapılamadığı için planlar kısa zamanda maksadından uzaklaştırılıp,park,otopark,çocuk bahçesi,yeşil alan ve sanayi alanı gibi tesislere yer ayrılamadığından şehirler yaşanılmaz hale gelmektedir.Trabzon,eğitim öğretim sağlık, ulaştırma ve sanayi gibi sektörel bazda bölgenin merkezi olarak özelliğini muhafaza etmektedir.Çevresiyle bütünleşen ve hızlı bir kentleşme sürecine giren Trabzon artık büyük şehir statüsüne kavuşturulmalıdır. 3030 sayılı yasada ön görülen nüfus oranı engeline 540 sayılı kanun hükmünde karar name ile çözüm getirilirken,aynı yasanın 3.üncü maddesine göre Trabzon büyük şehir olabilmesi için Belediye sınırları içinde birden fazla ilçe bulunması koşulu aşılamamıştır. Trabzon coğrafi yapısı ve özel konumu itibariyle doğudan yomra,batıdan Akçaabat ilçeleri ile imar planı ve yapılaşma açısından fiilen birleşmiştir.Bu nedenle Trabzon sahil şeridi için doğudan Rize ve batıdan Giresun il sınırları bazında bir metropolitan planlama yapılmalı,sahil kesiminde bulunan yerleşim alanları gelecek elli yılın ihtiyacını karşılayacak şekilde düşünülmelidir.
Şehrin mücavir alanlarını oluşturan,köy ve belde belediyeleri içinde ruhsatsız ve imar mevzuatına aykırı yapılar büyük bir hızla devam ederken,yapı denetim mevzuatının getireceğı sıkı denetimler gelmeden kaçak yapılaşmalar hızlandırılmıştır.Trabzon Belediye sınırları içine alınan yerlerde ve büyük şehir belediye sınırları içine dahil edilmesi kaçınılmaz olan alanlardaki kaçak ve mevzuata aykırı yapılar büyük mali külfetler getireceği gibi imar planlarının yapımını da büyük ölçüde engelliyecektir.
Bu güzel coğrafyada oluşturulacak şehrin imar planları yapılırken arazi yapısı ve denizle yeşilin birleştiği manzaranın çok iyi değerlendirilmesi dikkate alınmalı, kademeli bir yapılaşma ile güneye doğru açılmasını temin edecek gerekli planlama ve alt yapı yapıldıktan sonra Trabzon büyük şehir olma engelini aşacağı kanaatindeyim.
Halit Macit
İnşaat Mühendisi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.