- 1436 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
CAHİLLER PERVASIZ, AHLAKSIZ VE HIRSLI OLUR
CAHİLLER PERVASIZ, AHLAKSIZ VE HIRSLI OLUR
Dilimizde bazı özlü sözler vardır. Bu sözler sayfalarca sürecek açıklamaları ortadan kaldıracak cinstendir. Mesela “cahil cesareti” deriz. Bu söz çok büyük hakikati ifade eder. Evet, cahiller cesur olur. Cesaret derken bunu normal bir cesaret değil de pervasızlık olarak adlandırmak daha doğrudur. Cahil, geleceğini, istikbalini, sonunu düşünmez, vurur, kırır ve talan eder. "Cahil pervasız olur" sözünde bir uyarı vardır. Bir insan cahilse ondan uzak dur. Aman ha, cahilden uzak dur. Yine dilimizde özlü bir söz vardır. Kork, Allah’tan korkmayandan deriz. Bu sözle bir çırpıda şu gerçeği ifade etmiş oluruz. Kişi, Allah’tan korkmuyorsa, artık başka neden korkabilir ki! İnsanı frenleyecek ve yanlıştan döndürecek en büyük güç “Allah korkusu”dur. Bu korku yoksa başka ne gibi korkular işe yarayabilir ki! Bir de şu hakikat var ki, Allah’tan gerçek mânâda korkanlar ancak âlimlerdir.
Şimdi burada cahil ile âlimin ne mânâya geldiğini de iyice açıklamak gerek. Burada “cahil”in karşılığı, okuma yazma bilmeyen ve okumamış insan değildir. Burada cahil denildiğinde, Allah’ı bilmeyen ve ahreti düşünmeyen kastedilmektedir. Âlim denildiğinde de, salt mânâda profesörler, yazarlar, eli kalem tutan herkes kastedilmemektedir. Benim gözümde, Allah’ını bilen ve bu doğrultuda geceli gündüzlü okuyup araştıran ve kâlbini aydınlatan her kişi âlimdir. Bu noktada, Fatır Suresinde geçen "kulları arasında Allah’tan gereği gibi korkanlar ancak âlimlerdir" ayetinin de bu bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Şimdi yukarıda “cahil pervasız olur” dedik. Cahilde, “Allah korkusu” olmaz dedik. Bir kişide Allah korkusu yoksa ahlak ve fazilet de yoktur. Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY, bir şiirinde; “Ne irfandır veren ahlâka yükseklik ne vicdandır, Fazîlet hissi insanlarda Allah korkusundandır, Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havf-ı Yezdân’ın, Ne irfânın kalır tesîri katiyyen, ne vicdânın” şeklinde seslenmektedir. Bu şiirde geçen tespitlere aynen iştirak ediyorum. Bundan dolayı şu sonuca ulaşıyorum: “Faziletin kaynağı da Allah korkusudur. Bir insan cahilse, onun faziletli olması da mümkün değildir.”
Evet, cahil pervasız ve ahlaksız olur. Bunları açıkladık. Gelelim hırs konusuna. Cehaletin bir göstergesi de “ihtiras”tır. Cahiller muhteristir, yani hırslıdır. Halbuki Âlimler iyi bilir ve bunu çok net ifade eder ki, hırs zararlıdır. Üstad Bediüzzaman’ın ifadesiyle “hırs sebebi hasarettir”. İnsanı hırslı yapan içindeki cehaletidir. Çünkü, cahil bilmez ve idrak etmez ki, bu dünyada her şey bir hikmete binaendir. Her şeyin hayırlısı daha makbuldür. Burası bir imtihan dünyasıdır. Rızk Allah’tandır ve önceden mukadderdir. İşte bunları bilmeyen ve idrak etmeyen cahil, “hırslı bir şekilde sağa-sola saldırır. Vurur kırır ve bir şeyler ele geçirmeye çalışır”. Bu ele geçirdiği bir mal olabilir, bir makam-mevki olabilir, bir kadın olabilir. Dünyayı ait şeyler olabilir de olabilir.
Cahiller, pervasız, ahlaksız ve hırslı olur derken, bunun esasında toplum için büyük bir tehlike olduğunun da farkındayız. Şimdi önemli bir soruyla karşı karşıyayız. İster ticarette, ister memuriyette, ister kamu sektöründe, ister özel sektörde, yönetim ve sevk makamında olanların bir çoğu öz itibariyle bu kapsama giriyor mu, girmiyor mu? İşte bu sorunun cevabı çok önemli. Eğer bu kapsama girenler çoğunluktaysa vay hâlimize vay! Bu çok büyük tehlikedir.
Bu tehlikeye iman noktasında baktığımız zaman yukarıdaki bu gerçekleri görüyoruz. New York Stern School of Business’te görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning bu konuya başka bir bakış açısıyla, kendi meslekleri itibariyle bakmışlar ve şöyle bir tespitte bulunmuşlardır. Bu iki bilim adamının Dunning-Kruger Etkisi adıyla literatüre geçen teorileri şöyledir: “Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır. Cahiller bu nedenle boş bir gurura sahiptirler. Cahiller cahilliklerinin farkında değildirler. Cahiller kendilerini övmekten zevk alırlar. Bulundukları yerde yükselmeyi bir “hak" olarak görürler. Kendisinden güçlülere karşı kibardırlar. Altındakilere kötü muamele yapmaktan büyük zevk duyarlar. Muktedir olanlar diyaloga büyük önem verirler. Muktedirin yerine geçmeyi hedeflerler.”
Yukarıda özetlenen bu iki sonuç ve bu iki müşahede şunu gösteriyor ki, “cahiller çok tehlikeli insanlardır”. Vesselam.
YORUMLAR
Kişi, Allah’tan korkmuyorsa, artık başka neden korkabilir ki! İnsanı frenleyecek ve yanlıştan döndürecek en büyük güç “Allah korkusu”dur.
Evet kesinlikle.
Bosuna demiyorlar ki birde cehalet cehheneme götürür.
Cok güzeldi yüreginize saglik
Sonsuz saygimla
Ahmet Sandal
Yazıyı okudukça gözümün önüne dokuz yıldır palazlanan, servet,şöhret ve şehvetin esiri olmuş bir güruh ve bu güruhun başındaki kaba,cahil,Allah'dan korkmayan,kuldan utanmayan,yalancı bir münafık canlandı nedense?