- 1656 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
İSTİKLAL MARŞI'NIN TAHLİLİ (2)
Şimdi şiirin içerik özelliklerine geçelim.
Bana göre ilk dörtlükte üzerinde durulup yorumlanması gereken beş sözcük vardır: Korkmak, şafak, sönmek, sancak ve yıldız.
Önceden belirttiğimiz gibi şair, eserine milletinin endişe etmemesi gerektiğini vurgulayan “korkma” sözüyle başlıyor. Böylece Akif milletine ümit, özgüven, inanç telkin ediyor.
Şiirin temel malzemesi kelimeler olduğu için şiir anlam ve ses sanatıdır. Anlam sanatıdır çünkü kelimeler somut veya soyut varlıkların dildeki karşılıklarıdır. Şair duygu ve düşüncelerini ifade ederken öyle kelimeler seçmeli ve onları öylesine yerli yerinde kullanmalıdır ki okuyucunun zihninde birden fazla çağrışım, hayal, telkin ve ima yaratabilmeli, ayrıca gözler önüne değişik ve özgün tablolar serebilmelidir. Bu fikrimizin doğruluğunu İstiklâl Marşı’nda iki defa kullanılan bir kelimeyle kanıtlamaya çalışalım.
“Şafak” kelimesi Arapça asıllıdır ve bu dildeki anlamı güneş kavuştuktan sonra batı ufkunda oluşan kızıllıktır. Oysa biz bu kelimeyi tam karşıt anlamda ‘güneş doğmadan önce doğu ufkunda beliren aydınlık’ anlamında kullanıyoruz. Akif bu sözcüğü ilk dörtlükte Arapçadaki, son dörtlükte ise Türkçedeki anlamıyla kullanarak iki farklı manzara çiziyor.
İlk dörtlükte “şafaklarda yüzen bayrak” sözleriyle resmedilen tablo şudur: Güneş yeni kavuşmuştur, batı ufkunda oluşan kızıllık içinde dalgalanan ay yıldızlı bayrağımız rengi ve biçimiyle tam olarak seçilmektedir. Fakat herkesçe malumdur ki zaman geçtikçe şafak kızıllığı kaybolup yerini gecenin koyu siyahı alacak ve bayrağımız görünmez olacaktır. Akif bu doğal tabiat olayı ile o devirde yaşayan insanımızın istikballe ilgili endişeleri arasında paralellik kurmaktadır. Öyle ya, Osmanlının üç kıtaya hükmettiği o şaşalı günler geride kalmış, koca imparatorluk çökmüş, payitaht işgal edilmiştir. Böyle bir ortamda devletin yok oluşu kaçınılmaz bir sondur. Zaman geçtikçe şafakta görüntüsü kaybolan bayrak gibi devletimiz de bağımsızlığını kaybedecektir.
Son dörtlükte geçen “Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl” dizesindeki tablo ise çok farklıdır. Güneş henüz doğmamıştır ama gecenin koyu siyahı şafakla birlikte sona ermiş ve sarı, pembe, turuncu, kırmızı gibi şafak renkleri doğu ufkunu dalga dalga aydınlatmaya başlamıştır. Bu renkli aydınlık içinde şanlı bayrağımız da doğal olarak rengi ve biçimiyle seçilmeye başlamıştır. İşte o anda dalga dalga oluşu ve renginden dolayı şafaklara benzeyen bayrağı gören herkesçe malumdur ki karanlık az sonra tamamen sona erecektir. Böylece aydınlık zamanlar başlayacak, Türk milleti bağımsızlığının ve hürriyetinin sembolü olan bayrağının gölgesinde hür ve mesut yaşayacaktır.
Daha önce şiirin aynı zamanda ses sanatı olduğunu söylemiştik. Evet, şiir ses sanatıdır çünkü kelimeler seslerden oluşan ses gruplarıdır. Şair kelimeleri seçerken bu özelliğe de dikkat etmeli; sesleri, anlamı pekiştiren öğeler olarak kullanmalıdır. “Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl” dizesinde “l” sesiyle aliterasyon yapılırken sözcüklerde kalın ve ince ünlü öbekleri ahenk yaratacak şekilde ve bayrağın dalgalanmasını hissettirecek biçimde “aaa e e aaa ii e aı ia” sıralamasıyla kullanılmıştır. Ayrıca bu dizede rahatlama, sevinç, mutluluk ve kendine güven sezilmektedir.
Şimdi “sönmek” sözcüğüne geçebiliriz.
Dostlarımıza: “Kırmızı, sana neyi çağrıştırıyor?” diye sorsak “elma, nar, yanak, bayrak, otomobil, karanfil, kazak…” gibi çok farklı cevaplar alırız. Fakat “bayrak ve kırmızı” sözcüklerini birlikte kullandığımızda Türk insanının zihnindeki tek çağrışım “kan, şehit kanı” olur.
Yetenekli ve büyük şairler boyun serviye, kaşın hilale, dişin inciye benzetilmesi gibi basmakalıp ve demode teşbihlerden kaçınırlar. Akif de herkesçe bilinen ve sıkça kullanılan “bayrak-kan” çağrışımını kullanmıyor aksine çok farklı ve özgün bir benzetmeden yararlanıyor. Diyeceksiniz ki nedir bu benzetme? Elbette ki bayrağın aleve benzetilmesi… Burada şöyle bir soru akla gelebilir: İlk dörtlükte “alev” sözcüğü geçmiyor; bunu da nereden çıkardın?
Tabii ki “sönmek ve ocak” sözcüklerinden…
(Devamı var)
erturanelmas.megabb.com