- 715 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Disneyland/ ARDAHAN ÖYKÜLERİ 155
Disneyland çocuklara düşünülmüş yarım rüya, yarım dünyevi oyuncak bahçesidir.
Ardahan’da Disneyland ne gezsin!
Çocukların ve şansın özözüne yapıverdiği oyunsaraylar oyuncaklar vardı.
Köy oyunları halis kurgular taşırdı. MİL’e, aşık kemiğine atışlar.
Otlukta gizlenpaç. Koca otlukta, otlara gizlenip, saklanılırdı.
Ot’un dokusal hafifliği denizden daha göl olurdu. Atlayıp durdukca yumuşaklığın gizemini derk etmeğe uçup uçup kanat takmağa ramak kaldığımıza hayretlenirdik.
Çocuklar oyun kurmada ustadır. İki dakikada oyun tasarlar ve gerçekleştirir. Unuturdular sonramasına...
Bir enstitütü salt oyunları araştırsa. Amiral Batton, Monopoly gibi oyunların daha iyisini belki daha getirilisi buluşlar yapılırdı.
Geçmişe matuf o oyunlar tasarlayıp unutan bizlere sorulduğunda ne yazık ki cevap olumsuz. Bir allahın kulu düzgün hatırlamıyor. O oyunların o zaman kayıt edilmeleri sorunmuş. Böyle bir eğitim almışlar sorunu çözerdi. Kayıt ve envanterini çıkartırdı. Sonra ki zamanda bilimsel çalışmalar yapılabilirdi kim derse desin.
Hesapsız yaşamak denir. Hesapsız yaşamak belgesiz, kayıtsız, fotoğrafsız yaşamak değil midir?
Hiç kimseler bilmeyecek o unutulmuş oyunlarımızı.
Geleneksel oyunlar hatırlanır. Sorarak doğrultulanır.
Buluşla bulduğumuz bir defalık oyunlarımız, aldığımız zevkli önemini bilememişiz.
Herşeyin bir seferlik olduğunu sanmaklı bir dünya sanarak. Başka kez’in dünya tarzında oynamışız. O geçerli olsaydı. Tasarımlı tarz ve yanıltımızın stili yarışamayacaktı.
Bir değerlik kesbetti yaşadığımız. Bizim oyunlarımızın tek eksiği tahrirata tabii etmememizdi.
Hayıflanmıyoruz, pişmanlık ise iyi tavsiye hiçliğidir.
Tavla oynuyoruz kiminleydi? Damaya çevirdik. Sıkılınca bir oyun peydah ettik. Adını bulmakla giriştik. Ne verelim ismine derken.
CİNCAR isminde ittifak ettik. Yine zarla oynuyoruz. Erkek tavlasının yenileştirmiştik. Çok orijinal bir buluş yapmamıştık. Japonun bulduğu sudoku oyunu yenileştirmedir. Dünyaya ne esinti getirdi!
Bugün inovasyona verilecek isim Uydurma’dan daha iyi ise?
Bizler uydurma derdik. Tasarım deniyor. İnovasyon deniyor ise de.
Buluş’a yeni nesil çok zorlanıyor. O gün Ardahan çocukları uyduruk demek şartıyle küçümsüyordu. Büyütmüyordu. Buluş demekle veya bulmakla hiç darlanmadık ise de...
İyisi mi hiç yazıklanmamak!
Ümitle: "O" kendini basmaya attı.
Merak’a ram; basmaya yuvarlandık.
Ümitle ama derenin derin kısmına bedenimizi bıraktığımız gibi gümanla yumuşak basma gemgeç olsaydı asfalt gibi keç’elerdi. Keçe kelimesi geçlemeden gelmedir. Geç demeyle. Ümit ile güman eşanlamlıyı kullanır mıyız? Bulutlar hafif kalmasa... basmada uçtuk düştük!
" Kovboyculuk oynuyoruz. biran evvel kalağın sütresine sığındık. Çerçiciden aldığım su tabancasıyla. İboyu devirdim." " DEGAV! DEGAV!"
Hani mal ahbunuydu? Üstümüz batardı?
Serf olma gada! Bıldırın demişler!
Basma yanında hava yastığı ne ki... Kim ög gelür? Basma yarışması tertipleseler!
Dikey rüzgar tünelinden de antikadır hingilime kalkmaya!
Bir güneşlenmediğimiz vardı. O Disneylandimizdi, oynadık, eğlendik!
Yumuşak bulutları izledik yüng döşek basmada yuvarlanırken, defaatle!
Kaç defa!
Baaa! Süvari Alayının arkasında... Eski tanklar vardı. İki tane, onda oynadık. Kule dönerdi. İçinde saklanırdık. Direksiyonu, diğer nesneleri hayretle incelerdik. Çok çocuk ömrü billah görmemiştir.
Bir ömrün çocukluk’u böyle sürdü, geçti, gitti... buna da şükür!
Yalçıner Yılmaz
18-01-2011-gebze
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.