BİZ KİMLERİN TORUNLARIYIZ

• 14 Ocak 2011 Cuma 22:05:12

BİZ KİMLERİN TORUNLARIYIZYıllardır, fikir birliği yaptığımız gönüldaşlarımız dahil, bir “OSMANLILIK” furyası devam ediyor. Osmanlı, çok Osmanlı kadın, Osmanlı tokadı, Osmanlının torunlarıyız vs. Almış başını gidiyor. Bilinçli-bilinçiz herkesin ağzında bu laflar var. En son bir TV kanalında başlayan dizi ile bu tartışmalar tavan yaptı. Neredeyse ülke ikiye bölündü. Reyting raporları doğru ise açık olan iki kanaldan birisinde bu dizi seyredilmiş. Yani tepkiler dizi çekenlere yaramış. Bedava reklam.Peki kimdir Osmanlı? İlk verilecek cevabı duyabiliyorum; “Son Türk İmparatorluğu, dünyayı altı yüz yıl yönetti.”Ancak, biraz araştırdığımız zaman, adında bir Türk işareti göremiyoruz, uygulamalarında bir Türk işareti göremiyoruz. Yönetiminde ki üst düzey yöneticilerde Türk sayısı çok geride kalmış. Nüfus olarak Türk nüfusu çok gerilerde kalmış. Yatırımlar, gelişmeler asli unsur olarak Türk nüfusun yaşadığı Anadolu’ya değil de hep batıya doğru kaymış. Osmanlı İmparatorluğunun otuz altı padişahından otuz ikisinin annesi yabancı. Yani Türk soyundan gelmeyen, Sırp, Arnavut, Rum, İtalyan, Rus vs. Çocuğun yetişmesinde; son dönemlerin gözde ismi Said-i Nursi bakın ne diyor: “İnsanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir” der ve annesine şu iltifatta bulunur: “Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki, en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi, merhum validemden aldığım telkinat ve manevî derslerdir ki, o dersler fıtratımda, adeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum. Demek, bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinatını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum. Ezcümle: Meslek ve meşrebimin dört esasından en mühimi olan şefkat etmek ve Risale-i Nur’un da en büyük hakikati olan acımak ve merhamet etmeyi, o validemin şefkatli fiil ve halinden ve o manevî derslerinden aldığımı yakinen görüyorum.”(islamiforum.gen.tr)Ayrıca genetik olarak ele aldığımız zaman; “Araştırmacılar, bazı bulgularla memelilerde ilk kez cenine ait bir genin yerini anneden gelen bir genin almasını tespit ettiklerini belirttiler. Dr. Jacques Mallet, embriyonun oluşumunda etkili olan başka annelik genlerinin de keşfedilmeyi beklediği görüşünde olduklarını söyledi.(haberturk.com)Yönetimde ise; altı yüz yıllık süre içinde görev alan 235 sadrazamın 170’i devşirme, 170 kaptan-ı deryanın 115’i devşirme, 210 defterdarın 160’ı devşirme.Bu şartlar altında asli unsur Türk Milletinin evlatlarına; “asker ve vergi” vermek dışında pek iş düşmemiş. Bunu içinde derdini türkülere dökmüş.”Şalvarı şaltak Osmanlı,Eğeri kaltak (1) Osmanlı,Ekende yok, biçende yok;Yiyende ortak Osmanlı.” Bir başka türküde de; “Yemen yolu çukurdandır, karavanam bakırdandır, zenginimiz bedel verir,askerimiz fakirdendir...” diyerek Osmanlı dönemi Türk Milletinin durumunu gözler önüne sermiştir.Son olarak; dönme devşirmelerin düşmana peşkeş çektiği ülkemizi, canını dişine takarak, can pahası – kan pahası geri almış ve bize vatan eylemişlerdir.Kısaca özetlediğimiz bu durumdan sonra insan ister istemez düşünüyor:
“SAHİ BİZ KİMLERİN TORUNLARIYIZ?”