- 946 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İSTANBUL TOPUKLARI
İSTANBUL TOPUKLARI
Benim çocukluğum yaşadığım doğup büyüdüğüm yer istanbul idi.Çocukluğum çok hareketli geçmişti.
Nerde muziplik var ordaydım.Okul yıllarıma gelince onu hiç sormayın.:)) o bir kabus idi.Dedim ya muziplik nerde ben ordaydım.Yıl sonunda mezuniyet balolarında bütün hocaların taklidini yapardım herkes yerlerde kahkahalar,hoplamalar bini bir yerde herkes çok eğlenirdi. ben bile inanamazdım nasıl başarmıştım nasıl yapmıştım bunları nerden destek kuvvet aldım bilemedim şaşırdım .Eve gittiğim zamanlar da kuzuydum istersen muziplik yap sıkar biraz annem hoşlanmazdı babam ise bir taneydi arkadaş gibiydik onunla ahhh canım birtanecik babam benim neyse, bir akşam hep beraber evde oturuyoruz "babam hadi sizi köye götüreyim " dedi... Ben güldüm "baba ne işimiz var köyde" dedim,"kızım bir görün dolaşın dedenizin memleketini görün oradaki yaşantyı bir tadın" peki dedik ve bir gün yola çıktık geldik köye aman allahm ne yol var ne su var ..25 haneli bir yer her evin önünde çeşme var ama zor gerçekten yol deseniz topraktan rüzgar bir savuruyor toprağı allahhhhhh toz duman her yer kapı pencere aç açabilirsen aşkolsun her yerim toz oldu offfff ya bu ne nasıl banyo yapacağım ben suyu kim taşıyacak yok bana göre değil dedim kendi kendime.Sonra akşam oldu yemek yiyeceğiz bir baktım herkes yere diz çökmüş bu ne ya dedim yerde yemek mi yenir ben oturamam nasıl diz çökeyim ayağımda dar bir pantolon yok ben oturamam dedim.. bizimkiler başladılar yemeğe bense onları seyrediyorum banada bir tabak yemek verecekler diye bekliyorum gittim bende ekmek arası yapayım dedim nerde ekmek offfff ya oda yok yufka ekmek dediklerinden gördüm ben onu nasıl yerim elin mahkum yemezsen yeme arasına peynir domates koydum dürüm şeklinde sardım birde çay aldım ohhhhh oturdum bir güzel onu yedim karnımıda doyurmuş oldum böylece...Bir sabah erkenden uyandım penceremden dışarı baktım herkesin elinde bir kürek bir çapa omuzlarındada birer bohça gidiyorlar .anneme sordum "anne nereye gidiyorlar sabahın bu saatinde" annemde" nereye olacak kızım tarlaya çalışmaya kim yapacak onların işi bu onlar bu işleri yapmazsa bizler nasıl karnımız doyururuz" dedi düşündüm gerçekten bu insanlar bizler için yurdumuz için türkiyenin neresi olursa olsun çiftçilik olmazsa nasıl kalkınırız değilmi nasıl karnımız doyar ama çok zor işleri bir düşünün bizler yatağımızda mışıl mışıl uyurken onlar sabahın alaca karanlığında gidiyorlar tekrar akşamın karanlığında eve dönüyorlar hemde yedikleri bir yufka ekmek bir tas ayran siz yapabilirmisiniz? Bir akşam babam " hadi hazırlanın kasabaya iniyoruz" dedi ben bir heyecanla hemen üstümü değiştirdim yanımda getirdiğim en güzel ve yüksek topuklu ayakkabılarım o da ne ! ayakkabılarım yok bulamıyorum..Birde ne göreyim bizim amca kızı ayağına giymiş "İstanbul topukları,istanbul topukları " diye konuşuyor hiç tuhafıma gitmedi hiç yadırgamadım nedenmi? onların giydiği bir tek kara lastikte ondan ...Yine daldım şöyle bir düşündüm onların bizden ne farkı var yada bizlerin onlardan ne farkı var hepimiz birer insanız acaba biz onların yerinde böyle yaşam tarzımız olsa idi ne kadar dayanırdık bilemem fakat şunu anladımki babamın bize verdiği bu bir hayat dersi idi ve dersti çünkü biz soframızda yemek çeşitleriyle büyüdük beğenmediğimizi döktük kara lastik giymedik hergün tarlada çalışmadık su taşımadık rüzgarın savurduğu o toprakları ciğerlerimize yutmadık İşte o zaman karar verdim Hayat daha bize çooooook şey öğretecek.....
20.10.2010 (Sizlerle paylaşmak istedim.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.