- 1819 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
CUMHURİYET
Hayat Ansiklopedisi’nden alıntı:
"Cumhuriyet, bir devlet idare şeklidir. Cumhuriyet idaresinde halk, egemenliği elinde bulundurur, bunu seçtiği temsilciler vasıtasıyla kullanır.
Anayasa hukuku devlet şekillerini iki kategoriye ayırır:
1- Monarşiler: Devlet müessesesinin bir tek kişi etrafında teşkilatlanışıdır;
2- Cumhuriyetler: Devlet başında belli süre için seçimle gelen bir başkan vardır, onun etrafında muhtelif meclisler bulunur.
Tarih boyunca gelip geçen veya halen mevcut devletleri bu kategorilerden birine sokmak mümkündür, fakat hiçbiri ötekine tıpatıp benzemez. Bu noktayı hatırda tutmak şartıyla "cumhuriyet" dediğimiz devlet şeklinin ana çizgilerini belirtebiliriz:
Bu kelimenin lugat manası "halka mensup hükümet şekli ki, hükümdarın yerine halkın seçtiği bir başkan bulunması"dır.
Eski Yunan filozofu Aristoteles (Aristo) cumhuriyeti şöyle tarif eder: "Devleti, umumun menfaatini gözeterek halk idare ederse, ona cumhuriyet denir".
Bu ana fikri işliyen, geliştiren Montesquieu: "Yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri tek şahısta veya kurulda toplandığı takdirde, adı cumhuriyet dahi olsa ve organlar seçimle gelse bile, o rejim, halk idaresi niteliğini taşımaz" diyor. Şu halde, cumhuriyet, öyle bir devlet şeklidir ki, onda, üç ana kuvvet, ayrı, birbirlerine karşı bağımsız ve birbirini dengeli bir surette denetleme esasına göre kurulmuş olacak, devletin başında da belli bir süre için seçimle gelen başkan bulunacaktır."
“Cumhuriyetin Temel Fikirleri
Devrimizin cumhuriyet şeklindeki devletlerinde ana müesseseler ve temel fikirler şunlardır:
Devlet Başkanlığı: Belli bir süre için seçimle gelinir. Bu makamın yetkileri az, görevi sınırlı ve ekseriya temsilidir.
Yasama Organı: Seçimle gelen ve halkın vekaletini haiz sayılan bir veya iki meclisten kurulur. Seçimler, gitgide genel oy haline getirilmiş, devlet prizmasının kaidesi genişletilmiştir. Zamanımızda cemiyetlerin çok büyümüş olması dolayısıyle, "doğrudan doğruya temsil" ortadan kalkmıştır.
Yürütme Organı: Ya devlet başkanının, ya da hükümet başkanının sorumluluğu ve idaresi altında, meclislere hesap vermekle ödevli "kabine"dir. Vatandaşa karşı, hürriyet ve eşitlik prensiplerine uygun kanunlar dairesinde tarafsız muamele etmek zorunda olan teknik "idare" yürütme organının amme hizmetlerini görme vasıtasıdır.
Yargı Organı: Başta anayasa mahkemesi ile her derecedeki adli ve idari mahkemeleri teşkil eden bağımsız hakimler, millet adına "yargılama ve hüküm verme" hakkını kullanırlar.
Cumhuriyete iki ana fikir hakimdir: Hürriyet ve eşitlik prensipleri. Genel olarak insanlara ve özellikle vatandaşlara tanınmış olan tekmil temel haklar ve çeşitli hürriyetler, bu iki ana fikirden doğar.
Nihayet, cumhuriyet rejimi; yasama , yürütme ve yargı hak ve yetkisinin kaynağının halkta olduğu inancına dayanır. Bu inanç kaybolduğu veya bir tarafa itildiği gün, Montesquieu’nün belirttiği gibi, devletin adı ne olursa olsun, cumhuriyet bir cesetten ibaret kalır.”
"- Türkiye’de Cumhuriyet -
Memleketimiz en ideal devlet idaresi olan Cumhuriyet’e Kurtuluş Savaşı’ndan sonra kavuştu. Daha önce meşruti bir monarşi ile idare edilen Osmanlı İmparatorluğu çökmüş, yurdumuzu düşmanlar istila etmişti. Türk Milletini kurtarıp bağımsızlığa kavuşturan ATATÜRK bu Şerefli Millete layık olduğu mükemmel bir idare şekli vererek onu Cumhuriyet’e kavuşturdu."
Tekrar etmekte yarar var kanaatimle, yukarıda bulunan paylaşım "Hayat Ansiklopedisi’nden alıntıdır" diyorum, Özlemce...
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun, efendim.
Saygılarımla…
YORUMLAR
Saygıdeğer Çok Kıymetli İsmail Beyefendimiz,
Burada bulunduğunuza en çok sevinenlerden olduğumu belirtmek isterim.
Efendim,
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Başkomutanımız, Ulu önderimiz, Cumhurbaşkanımız, Mustafa Kemal ATATÜRK'ümüzün bizlere bıraktığı Gençliğe Hitap'ında yol-yordam var.
"Mevcudiyetimizin yegane temeli, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur"
Selam, sevgi ve saygılarımla, size: "Hoşgeldiniz" diyorum, Özlemce...
Sayın Özlem hanım.
Önce sizi burada gördüğüme çok sevindiğimi belirteyim.
Cumhuriyet'in TDK'daki tarifi aşağıdaki gibi.
Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi: "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'tür."- .
Seçip, bizi temsilen Ankara'ya gönderdiklerimiz, ayrı fikir ve ideoljilerini geliştirmek ve hayata geçirmek için TBMM sini basamak olarak kullanmıyorlarmı? Bir bölümü kürtçülük adıyla bölücülük, bir bölümü fettullahçılık yapmadıklarını kim söyleyebilir.
"Bu ülkede kürt meselesi vardır" diyen bir başbakan düşünülebilinirmi? Evet böyle bir başbakan var. Hemde Atatürk'ün Türkiye'sinde.
Maalesef kıvrak manevralarla cahil halkı kandırarak seçimle geldi. Nasıl giderler bilemiyorum.
Cumhuriyet'in kalelerinin teker teker zaptedilmesi hayra işaret değil.
Çok teşekkürler ediyorum.