- 1186 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hasretim...
Hasretim!
Mağlubiyetle başladığım sabahların akşamüstü galibiyetlerine hasretim. Yorgun uyandığım uykuların dingin rüyalarına. Mutluluk oyunu oynadığım anların, sonrasında tutulduğum gözyaşı sağanaklarına. Ağlamaya, gülmekten daha fazla hasretim. Kendim zannedip bedenimde taşıdığım, benden uzaklaşıp kendime ulaştığım, visal anlarına hasretim.
Hasretim!
Zamanın orta yerine bir düğüm atıp; yeni başlangıçlara kement attığım, o dik durmayı becerebilen, kendimden emin attığım adımlara hasretim. Yürüyüşlerimde sendelemekten, sendeleyip düşmemekten duyduğum öfkeye hasretim. Ya sendelemeyeceksin ya da düşüp kalkmayı bileceksin diyen ayaklarıma hasretim.
Hasretim!
Alıcısı belli olmayan, hatta çoğu kez kendime yazdığım, her zaman kendime yollayıp kendime okuduğum ve yine tek dinleyicisi olduğum mektuplara hasretim. Kendimi kendime şikâyet ettiğim; hem yargıç hem sanık, hem öğretmen hem öğrenci, hem baba hem oğul olduğum ve kendimi en acımasız şekilde eleştirdiğim mektuplara hasretim.
Hasretim!
Ömrümün her anını bin bir zarafetle, türlü türlü dualarla, ta yüreğe inen okumalarla geçirdiğim gecelere hasretim. O gecelerdeki yalnızlığıma, o gecelerdeki yakınlığıma, o gecelerde kendimi içinde yüzer bulduğum güven denizine hasretim.
Hasretim!
Gözlerimi yumduğumda yahut kıyama durduğumda ferahlayan yüreğimi, hafifleyen bedenimi, şefkatle okşanan ruhumu, umursamadığım eringeçliğimi yeniden yaşamaya hasretim.
Dünyadan uzaklaşıp teslim olan kolların, kavradığı bedene adeta kanat takar gibi rüzgârda salıvermesine, okyanuslar aşıp muazzam mekânlarda konaklamasına hasretim.
Hasretim!
Hayatın gerçekleri yalanıyla , önümüze konulan ruhsuz yaşam biçimini reddeden, safiyane hallerime hasretim. Zamana, mekana ve duruma göre değişmeyen ilkelere hasretim. Değişmeyen, beni yeknesak gösterip gerinin en gerisine koyan, uzun kuyrukların en arkasında kalmaya hasretim. Alnı secdedeyken bir seher vakti, içinden inkılâp muştularını yürüten, göğe yükselen hıçkırıklarla ağlayışlara hasretim.
Hasretim!
Anneme hasretim. Babama hasretim. Yüreği anne sıcaklığında çarparken “evladım!” diyecek bir anne sesine hasretim. Başın sıkıştığı anda hatırına ilk gelen insana, “yavrum sen merak etme, bakarız bir çaresine” diyerek güven veren; o babacan, o korumacı, o benim için her şeyi yapabilecek fedakâr yüze, sımsıkı sarabilen kollara, bakışı ta yürekten başlatıp gözlerinden gözlerime akan babaya hasretim.
Hasretim!
Hastalanmaya hasretim. Hastalanırken başucumda sabahlayan 2 çift göze hasretim. Göz sahiplerinin biri sıcak çorba yaparken içim ısınsın diye, ayaklarımı ellerimi elleriyle ovuşturarak vücudunun tüm sıcaklığını bana vererek ısıtan diğer göz sahibine borcumu ödeyemeyişime hasretim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.