Kudüs / Ölü deniz ve Bendeniz Züleyha...............
Ölü Deniz’in üzerinden baktım
sana ey şehir!
incire,
zeytine,
Sina dağına...............
gönlümün alev alev
damarlarımdaki kan
kerbelâ kesti bir anda
düştüm yoluna.......................
’Mevlânın;
bir Semş kaybettiği’
Şam sokaklarından geçtim...............
ölümünden beri mağrur Selâhaddin’in
kılıcının gölgesinde uyayan
Halid bin Velîd’i gördüm.................................
sırrını tanımıyan sır kâtibinin ihanetini uğramış
son padişahın türbesinden geçerek
sana geliyorum ey Kudüs!
Helâk olmuş kavimlerin güzergâhında geçerek
geldim sana
o şehirler ki
yarısı gaflette
yarısı kıyamette
isimleri muammalı!
Ölü denizin üzerinde ey şehir
öylece baktım sana.....................
kıbleleri şaşarak öyle
döndüm
yüzümü sana
pusula yok
seferîyim ben
ama
sağım kıble
solum kıble
dört cihetten kıble......
seni uzaktan görmekle
yakından görmek arasında fark var
ey Kudüs!
senin yüzün gölge de
bense güneş yanığı bedenim
arada Ölü Deniz....................
Ey şehir
saklama yüzünü benden
cehennem /cennet burada
eline koy yüreğine
ihtimal barış çıkart.........................
Lût gölü karşısı
Mesra
iki güzel nasılda kıyı kıyıya
giderek ağırlaşan yüküm
taş
su
kum.......................
içtim ;
ölü denizin suyundan
dişlerim kanadı................
su-sa-dım..................
denize çakıl taşı attım
’tuz istiyorum’dedi
kendi şifresiyle vuruldu
bir kavim...
bir baksam sana
onca çığlık,
taşlanmış onca beden
denizin dibine sinmiş
edebiyette yerli yerinde
ölü bir kavim bileklerime
yakalamış
bırakmıyor
su ;
ölüm saçıyor
dinle,
bak!
ölü bir şehrin yerinden uzanırken Ölü Deniz
belâ;
Ölü Deniz’in üzerinden dalga dalga geçmekte
dalgalar tek heceli
Lût zikrediyor..............................
elimde bir kaç zeytin yaprağı
mürekkeb kap
kağıt....................
dikenlere takılı eteğinin ceblerinde
Ölü Deniz suyu................
susuzluktan yanarken yükü
Kudüs..............
sadaka dağıtmaya aşikâr
kırk yıldır yanılmış Züleyha....
bu kez de elinde
paslı ayna
geçmeyen iki akça......
01/01/2011
YORUMLAR
şehre yakışan bir şiir.sanki kudüsün üzerinde bir kanat çırpınmış gibi hissettim teşekkürler.
gordion
Tebrik ederim gönlüne sağlık duygulandım birkaç mısrada ben eklemeye çalıştım saygılarımla
Kudüs deyince yanar içimiz
sarsar derinden
acının çilenin adı Kudüs........
göz yaşının adı Kudüs.......
ümitlerin hayellerin yıkılışı Kudüs.....
ümitsizliğin yeşerip rahmete dönüşü Kudüs........
dünyanın ahirete değişiminin adı Kudüs......
çığlık feryat top bomba silah sesi
Kudüs........................
düğümlenir gönüller mescidi aksa diye
sevgi ilmeği üst üste geliverir
soralım Kudüse
hayatını anlat diye
nelere şahitlik etmediki
dram dram üstüne
insanlığın imtihanının adı KUDÜS.....................
Vuslat
gordion
gordion
Öncelikle kutlarım efendim!
Açıkcası bir makale ve deneme beklerken bunları karşılayan başarılı şiirsel ifadelerle karşılaşma daha çok hoşuma gitti.
Bir coğrafyacı olarak konuya bakmayı umarken daha güzel söylemlerle karşılaşma dahada hoşuma gitti,
Bu tür çalışmalrınızın devamını bekler,
selam,saygı ve dualarımızı sunarız....
gordion
makaleydi yazım ama
şiirin o büyüsü altında böyle yazıt ortaya koyuldu.beğenmenize sevindim.sevgiyle kalın hoş kalın kalemkarım...
Verdi vereceğini şiir....dolu dolu...yazarı gibi....konusu gibi....tvlerde bazen gösterirler: israil askeri çömelmiş baba ve oğula mermi yağdırır..ve çocuk ölür baba ölümsüz ağlamaktadır..kameralar çeker....Allahım...israile dolaylı destek verenler evlat avrat mal acısı yaşat süründür ellerimizden ölüm nasip et.....