- 712 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
süt içtim dilim yandı Ardahan öyküleri 153
Biri; öğrenci standartlarını kudretten mi dersiniz ne sezmişti.
Öbür... arkadaşıysa kendini sevk ve idare etmeyi zamanla iyice kaybetmişti.
Vücudunu beynini nefsini kontrol eden. Şöförden daha mahir öz- denetimini yapardı.
Mesala sürücü kontrolünü yitirse araba sürerken... mazallah yardan dibe uçardı.
Sabrın ikinci akıl olduğunu iyi bilirdi. Sabrı damcanın mermeri delip geçmesine verilmiş örnekten dolayı beğenip düstur edinmişti. Saatlerce ders çalışıp durmanın sükunun gizemini bir gün başarıya vasıledeceğini muhakeme etmişti.
Olmazsa ya?
Asla kararından dönmeyeceğini eğer usanıp yoldan ayrılırsa; yolu geri yürürse.
İnançsızlık derekesine düşeceğini aklen vakfetmişti.
Çocuk oyuncağı mıydı bu? Kimler yürümüştü yolu. Maksim Gorki elifba bilmezdi. Bir hisle başladı. Okuya okuya başardı. Nefsini dizginlemek yüzünden başarılı olmuştu.
Ben de bedenimi zapteyleceğim. Kitap okuyucağım, saatler geçmek bilmesede. Ruhum bedenime uyup mecbur riayet edecek okuma süresince. Alışkanlık haline gelince performansım artacak daha rahat okuyacağım. Daha iyi anlayacağım.
Büyük adamların başarma sırrı ilk ayağı; beden ve ruh hakimiyetidir. Okumak uğraşını meditasyona çevirmeleriymiş. Saatlerce kıpranmadan meditasyon yapar gibi kitapla içiçelik.
Hele dur!
Helelik dur!
Bu okulda her öğretmen modelleme yöntemine inanırmış.
- Çocuklar! demiş öğretmen. Ben üç sene zarfında okulumuz İngilizce öğretmenlerinden İngilizce öğrendim. Sağolsun onlar bana öğrettiler. Siz niye öğrenmeyesiniz?
Bu öğretmen diğer bütün öğretmen arkadaşlarını öğrencilerle bu yolla tanıştırdı.
Öğrenci, model üzerinden örnek alacağı şahısla dersini empati edip öğretmeni ve okulu seviyordu. Severek anlama ilkesini yapmış oluyordu.
Bir köşede sakin oturup bekleyen o öğrenci hayatta ne istediyse durduğu ve ayrılmadığı köşede yüzyüze geldi: istedikleriyle imkansız hayalleriyle dahi.
Kendi kendine:
- Beklemek kazanmak demekmiş dedi. Söz götürmez hakikattir: Sabreden erişir!
Bunun yapıp-etmelerini uygulamayan arkadaşı neler olup bittiğini anlamasını nasip olmadı zavallıya.
Hele dur!
Helelik dur!
Müzik korosu artık son provalarından birini yapıyordu.
Koro şefi kulağıyla övünüyordu.
Karınca sesini yerin altından giden su sesinden ayrıştırırım... benim kulağım derdi. Kulağı da büyüktü. Şeşe kulak lakabını dalından uşakken arkadaşları çağırırdı.
Son şarkıyı prova ediyorlardı.
Bir iki üç haydi yallah!
SÜT İÇTİM DİLİM YANDI, AMANIN AMMAN!
Şef emeden kesti.
Bir ay müddetince şarkının tam burasında biri bir kaynatmasyon yapıyordu.
Kendi sesiyle içinden konuştu şef:
"- Hangi cırbağadır. Ayıp yahu. Süt içtim dilim yandı amanın amman bunu öyle kıvamına getirip ANANIN ... kaynatmasyonuyla yutturuyor. Yakalyacam beyzbol sopasıyla olmadı dirgen sapınnan itoğliti yatıracam!"
... DÖKÜLDÜ KİLİM YANDI AMANIN AMMAN.
Enseleyeceğini düşünüyordu.
Başaramadı yine.
Hangi çocuksa gene ANANIN ......MI demişti.
Hassas kulaktan kaçması elzem-i lüzum etmemesi lazımdı ama: Çocuk burada sesini değiştiriyordu.
Çocuk he? Ne çocuği? Allahın belasıydı!
Şef kuduracak bu gidişle.
... BEN KİLİM DE DEĞİLEM
BAHÇEMDE GÜLÜM KALDI.
HERR RİYYYYAAAAAA!
SİÇEEOUUYUUUUU!
HE HE HEEEE!
Çoban davarı sürüyor. Kurtcul itler sürüyü muhasaraya almış.
Heryaaaaaaaaa!.... nefesini toplayıp dalından birde: Siçöoooyuuuuüüüü!
Hele durma!
Helelik durma!
Kurt davara dalar malar Allah esirgesin!
SÜT İÇTİM DİLİM YANDI AMANIN AMMAN!
HERRRİYAAAAAA!
YALÇINER YILMAZ
08-01-2011
GEBZE
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.