BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ...
Bir Varmış Bir Yokmuş…
“Bir varmış bir yokmuş.” diye başlardı çocukluğumuzdaki masallar. Kafdağı’nın ardındaki Anka Kuşunun hikâyesiyle devam ederdi. Sonların hep mutlu olmasını ve masal dünyamıza hüznün uğramamasını isterdik. Bir varmış bir yokmuş, bir Keloğlan varmış, bir de Dev Anası, bir Pamuk Prenses varmış bir de Yedi Cüceler. Ve daha ne kahramanlar vardı minik yüreciğimiz de kurduğumuz masal dünyasının sakinleri yaptığımız…
Yıllar geçti büyüdük. Ne Anka Kuşu kaldı ve ne de Keloğlan ile Dev Anası. Onların sayfaların arasına resmedilmiş birer çizgiden öteye geçmediğini anladık. Anladığımızla yüreciğimizde kurduğumuz masal âleminin sonu da gelmiş oldu. Bu âlemin sakinleri birer birer kaybolup gitti, büyümeye başlayan zihinlerimizde. Çünkü bir varmış bir yokmuşlar sadece çocuklar içinmiş. Onları oyalamak için… Ben öyle sanıyordum(!)
Şimdi minik yürekleri yokluyorum ve gördüklerimin karşısında hüzne kapılıyorum. Onların minik yüreciklerinde ne Anka var ve ne de Keloğlan ile Dev Anası. Masal dünyası sanal âleme dönmüş. Şimdilerde böyle deniliyormuş bir varmış bir yokmuşlara.
Hani büyüdükçe sayfaların arasına resmedilmiş, masal kahramanlarımdan şikâyetçiydim ya. Vazgeçtim şikâyetimden, geri alıyorum. Ben sayfaların arasına resmetmek istiyorum tüm hayallerimi, kahramanlarımı. Ormanda kaybolan kırmızı başlıklı kızım ben, kötü yürekli kurt sizsiniz! Sizin mekanik bir ekrana hapsolan gözleriniz ne kadar da büyük! Büyükanneme gitmek istiyorum. Elimde sepet dolusu masal kitaplarımla! Onun dizlerine uzanıp bir varmış, bir yokmuşları dinlemek ve o hayal âleminde kaybolmak istiyorum.
Büyüdüğümü söylemeyin bana. Siz hep küçüklerin mi masallar dinlediğini ve masalları sevdiğini sanıyorsunuz?
Dev bir monitör ekranında kaybolan kahramanlarımı verin bana. Sayfalara dokunmak ve kelimeleri hissetmek istiyorum parmaklarımın arasında. Her şeyin mekanikleştiği ve plastik kutulara hapsolunan bu dünyada; ben kendi masal dünyamda kalmak istiyorum. Mürekkebin kokusunu, kâğıt sayfaların sıcaklığını özlüyorum. Harflerin yerine sıra sıra dizilmiş düğmeler istemiyorum kitaplarımın arasında. Ben hep çocuk kalmak istiyorum, büyümeye meraklı çocuklara inat!
Tuşlar istemiyorum hayatımda, bir klavye parçasının üzerine şekillenmiş. Ve sanal âlemde dolaşmaktansa ben saf hayallerimle kurduğum bir dünyanın kapalı kapıları ardında kalmak istiyorum; özgürce modemlere kilitli kalmadan…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.