zamanlar mı yoksa bizler mi değiştik?
Adı: hayat
İçeriği: haftalık mecmua
Sayı: 46
Cilt: 11
YIL: 17 Kasım 1963
Sahibi: Şevket Rado
Neşriyat Müdürü: Hikmet Ferudun.
Bu sayıda Mesul müdür: Hikmet Andaç
Basıldığı yer: Tifdruk matbaacılık sanayi A.Ş. basımevi, divan yolu Türbedar sokak 22,
İSTANBUL
Fiyatı: 125 kuruş
Bu mecmua “basın Ahlak Yasası” na uymağı kabul etmiştir.
Yukarıda Adı geçen derginin ikinci sayfasında yazılı birkaç bölümü sizlerle paylaştım. Kitap yıllardır bende olan artık kenarları iyice yıpranmış, ama eski dergi ve kitaplarımın içinden en sevdiğim dergidir. Eski dergi ve kitap edinme alışkanlığım uzun süreden beri var. Onları tekrar tekrar okumak, o yılların düşüncesiyle bütünleşmek hoşuma gidiyor. Bu sayısı Atatürk’ün ölümünün 25. yıl dönümünde, kendisinin son katibi umumisi Hasan Rıza Soyak’ın tamamen tarihi bir vesika mahiyetinde olan, fevkalade dikkate değer yazılarını neşrediyor. Atatürk’e olan büyük hayranlığımın da etkisiyle en başköşede yerini almıştır.
Sizlerle bu dergideki Gönül Postasında yazılan bir yazıyı baylaşmak istiyorum. Yorumu sizlere bırakıyorum. Vereceğiniz kararlar sizlerin kararları. Yazının başlığındaki zamanlar mı yoksa bizler mi değiştik sorusuna yanıt sizlerden gelecek…
Gençlikte olağan şeyler
Bir Hanım okuyucumuz yazıyor:
Ben 20 yaşında üniversite talebesi bir kızım. Bu yaz trenle Erzurum’a giderken trende bir genç talebe ile karşılaştım. Bu gencin üzerimdeki tesiri o kadar derin oldu ki, aradan hayli zaman geçtiği halde bu tesirden kendimi kurtarabilmiş değilim. Kendisiyle hiçbir suretle konuşmadım. Fakat o çehreyi bir türlü unutamıyorum. Bir daha görmeme de imkan yok. Bana bir yol gösterir misiniz?
Bu genci bulmak için size bir yol göstermemize imkan yok. Gençlikte pek çok kişinin başına gelen sizin de başınıza gelmiş. Gençlikte bir bakış insanı bazen böyle perişan edebilir. Ama bu, o gencin sizin için ideal bir eş olduğuna delalet etmez. Tatlı bir hatıra olarak bu çehreyi hafızanızda saklayınız ve bizim tavsiyemiz üzerine fazla düşünmeyiniz. Harap olmaktan başka bir netice elde edemezsiniz.
Yukarıda da belirttiğim gibi yorum size ait. O yıllarda yaşanan aşk ve sevgiyle günümüzdeki aşk ve sevgiyi birkaç dakika düşünerek kıyaslayın. Eskinin saf temiz aşklarının yerine şimdilerde yaşanılan yalancı, çıkarcı, kısa süreli, saman alevi gibi olan aşkları karşılaştırın. Ben dergiyi her okuduğumda o temiz saf aşkların heyecanını duyuyorum. Sanki derginin biraz eskimiş, yıpranmış her yaprağında o yılların kokusunu duyuyorum. Her okuduğumda da içime bir huzur doluyor. Zamanın açtığı her küçük yırtık değerini arttırıyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.