ESKİYEN YIL MI, BİZ Mİ ?
Yeni yıl dediğin ne ki ?
İnsan ömrünün bölümlerinden oluşan ve sürekli eskiyen zaman dilimi mi ?
Neden bir önceki yıl eski, gelecek olan yeni ? Kim eskitti güzelim yılı.
365 gün=8760 saat=525600 dakika=31536000 saniye.
Yeni yıl dediğin yıla girerken bir önceki yılın hesabını tuttun mu ? Ömür defterinde yeni sayfayı açmaya hazırmısın ?
8760 saatin kaç saatini kendine, kaç saatini ailene, kaç saatini yaşadığın topluma ayırdın ?
Kaç saatini uykuda,kaç saatini çalışarak, kaç saatini düşünerek ve kaç saatini anlamlı yaşayarak geçirdin ?
Bir önceki yılda ki başarılarını, hatalarını,üzdüklerin, üzüldüklerini, veda ettiklerini,yaşamına kattıklarını düşündüün mü ?
Bir önceki yılın kollarına güzel anılarını mı yoksa kötü anılarını mı bıraktın ? Sevdiklerini gömdüğün bir mezarmıydı geçmiş dediğin yıl ?
Yoksa sevdiklerinle anlam kazanan, bitmesini istemediğin ve hiç bir zaman yeniliğini kaybetmeyecek bir çocuk mu geçirdiğin yıl.
Ya pişmanlıkların ? Keşkelerin çok olduğu bir yıl mıydı yaşadığın ?
Yeni yıla giriyorum diye sevinç çığlıkları atarken sona yaklaştığını düşündün mü ?
Ve bu yılın, belkide dünyaya veda edeceğin bir yıl olduğu aklına geldi mi hiç ?
Yeğenlerimle birlikte 2011’e girerken bu sorular geçti aklımdan. Ve onları uğurlayıp kendi kendime kalınca düşündüm ki;
ömür dediğin bir günden ibarettir dedim.
Geceyi anne karnında geçen zaman olarak gördüm.Ve sabahında doğum olayı oldu ve yaşama gözlerimi açtım. Saat öğle vaktini gösterdiğinde,
büyüdüm ve genç oldum. İkindi vaktine doğru olgunlaşmaya başladım. Akşamın alaca karanlığı yüzüme vururken yaşlandığımı ve veda zamanım geldiğini farkettim.
Ne çabuk geçmişti gün. Ne, yapacağım işlerimi bitirebildim,ne de sevdiklerimle yeterince zaman geçirebildim.
Bedenle birlikte ruhumu yaratan rabbim benden ne istiyordu ? Bedenime hizmet etmemi mi, yoksa ruhuma hizmet etmemi mi?
Bedenimi toprağa bırakacaktım eninde sonunda. Ya ruhum ne olacak tı ?
Düşünen ve mantıklı olan, toprak olan beden için mi çalışır yoksa ölümsüz olan ruh için mi ?
Beden kiralık ev misali, üzerinde oturduğumuz sürece iyi bakmalıyız elbette ama köle olmak niye ? Nasılsa doymak bilmeyecek bu mide,bu gözler, bu eller...
Ruhumu beslemek istiyorum bu yıl,en kaliteli makyaj malzemeleriyle süslemek ve en güzel elbiseleri giydirmek.
İnancıma göre biliyorum ki, yaratıcım ve melekler bedenimi görmek istemeyecekler. Büyük sınavda kalemi ruhum ele alacak.
Öyleyse, o büyük sınava bedenimi değil, ruhumu hazırlamalıyım.
1 ocak 2011/nilgün kurt
YORUMLAR
Fark eder mi yeni yıl ,yeni doğan bir güneş
Her salise ömürden yaklaşıyor makber eş
Vakti sala okunur camilerden sesli beş
Her daim yenilenir badı saba yelleri...OZANALİ
kalınca düşündüm ki;
ömür dediğin bir günden ibarettir dedim.
Geceyi anne karnında geçen zaman olarak gördüm.Ve sabahında doğum olayı oldu ve yaşama gözlerimi açtım. Saat öğle vaktini gösterdiğinde,
büyüdüm ve genç oldum. İkindi vaktine doğru olgunlaşmaya başladım. Akşamın alaca karanlığı yüzüme vururken yaşlandığımı ve veda zamanım geldiğini farkettim.
Ne çabuk geçmişti gün. Ne, yapacağım işlerimi bitirebildim,ne de sevdiklerimle yeterince zaman geçirebildim.
Bedenle birlikte ruhumu yaratan rabbim benden ne istiyordu ? Bedenime hizmet etmemi mi, yoksa ruhuma hizmet etmemi mi?
Bedenimi toprağa bırakacaktım eninde sonunda. Ya ruhum ne olacak tı ?
Düşünen ve mantıklı olan, toprak olan beden için mi çalışır yoksa ölümsüz olan ruh için mi ?
Beden kiralık ev misali, üzerinde oturduğumuz sürece iyi bakmalıyız elbette ama köle olmak niye ? Nasılsa doymak bilmeyecek bu mide,bu gözler, bu eller...
Ruhumu beslemek istiyorum bu yıl,en kaliteli makyaj malzemeleriyle süslemek ve en güzel elbiseleri giydirmek.
İnancıma göre biliyorum ki, yaratıcım ve melekler bedenimi görmek istemeyecekler. Büyük sınavda kalemi ruhum ele alacak.
Öyleyse, o büyük sınava bedenimi değil, ruhumu hazırlamalıyım.
Dünya misafirhane biz burada yolcuyuz
Ahireti ukbada hak yanında biz neyiz
Doğdum büyüdüm öldüm sırata gideceğiz
Kıldan ince çok keskin sıratı düşündün mü?
evet ne güzel bu alemi tarif etmişsiniz sabah doğdum ,önlede olgunlaştım ,akşama yaşlandım,yatsıda bari dünyaya hicret ettim.manevi anlamda bu gibi dönümlerde ,hayatımızı murakabe etmeliyiz,''acaba zarardamıyım kardamıyım''zararı kar hanene ekleyip bu dünyanın zevki safasını süreresen kendini aldatır çabucak iflas edersin .
Sabah dükkanı açtık ya bismillah der işe başlarız.Şu kadar alış veriş olursa günü klurtarıp eihamdulillah deriz ama yinede ne olur ne olmaz akşam hesaba bir daha bakarız ki emin olalım öyle olmasa tüccar muhasebesini yapmazsa fazla ayakda kalamaz
ömürde böyledir.Ben bu gün ALLAH için ne yaptım deyip hesabını ona göre yapmalıyız
yıl başların b u minval üzere kutlanırsa zararı kazanca çevirebiliriz
yazınız çok anlamlıydı
yüregin var olsun puanım tamdir selamlar
Anlamlarını kaçışlara yüklediğimiz ve her kaçışta kendimizden çok şeyler verdiğimiz bir sevda muhasebesinin yanık tarlalarında yürüdükçe, her gidişin hüzünlerle depreştiği bir tükeniş düşlerini kendi dirliksizliğimize yükledikçe, mevsimlerin dağınık yüzleşmeleriyle sevgisiz uzaklıkların kuşluklarına dalar bunun için gözlerimiz. Yükseklerden dökülen sularla, kendi yuvasını unutan kuşlarla ve her kaçışta aslında kendi yalnızlığını dinleyen bir sevda destanıyla birbiri peşi sıra kapanır aşkın isimsiz hanları ve kopar bir bir yaşanmışlığın sararmış yaprakları.
Mutlu yıllar...