- 1295 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EVLİLİK BEN VE ARKADAŞIM
EVLİLİK BEN VE ARKADAŞIM
Kim istemez ki, mutlu bir yuva kurmayı. Genç kızların hayallerinden biri de mutlu bir yuva kurmaktır. Fakat nasıl hayatı toz – pembe görmememiz gerekiyorsa evliliği de toz – pembe görmemek lazım. Çünkü evlilik ciddi bir iş, iki farklı hayatın birleşmesidir, iki ayrı dünyanın bir araya gelmesidir. Hayata karşı birlikte mücadele edebilmenin yeridir. Eşler birbirlerine köstek değil, destek olmalıdır. Eşler birbirlerinin eksikliklerini tamamlamalıdır. Çünkü eşler bir elmanın iki yarısı gibidir.
Yüreğine karşılık bir yürek, anlayışına karşı bir anlayış varsa eşimizde, bizden mutlusu olamaz. Çünkü evlilik hayatı, paylaşarak güzelleşir. Karşılıklı sevgi, saygı, fedakarlık ve güven varsa, ki olması gerekir, bu çiftlerden mutlusu olamaz. Ama her şeyden en önemlisi, bu yuva Allah rızası için kurulmalı ki, kurulan bu yuva dünya ve ahiret saadeti sağlayabilsin.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de “Evlenmek benim sünnetimdir. Beni sevenler sünnetimi yerine getirsinler.” buyurmuştur.
Aile kurmak, dünyanın en mutlu bir işi olsa gerek, bir de buna çocuklar eklendi mi, değmeyin o ailenin keyfine. Çocuklar da kurulan yuvanın meyveleri ve Allah’ın birer emanetidirler.
Bazen çevremde el ele tutuşan çiftler görürüm ve dalar giderim evlilik düşüncesine. Herkes gibi, ben de imrenirim mutlu evliliklere. Bazen de duyduğum evlilik problemleri kafamı karıştırır ve evlilikle ilgili korkulara yol açar . Ve böylece ikilemde kalırım.
Mesela ortaokuldan bir sınıf arkadaşım (aynı zamanda mahalleden de arkadaşım oluyor), konuşarak evlendi ve ailesinin de pek rızası yoktu, bana anlattığına göre (özellikle isim vermiyorum) nişanlılık döneminin ve evliliğinin ilk haftalarının güzel geçmişti ve çok mutluydu, evlenmek güzelmiş, diyordu. Daha sonraki zamanlarda da evliliğinde problemler baş göstermeye başladı ve bunu sadece benimle paylaştı, ailesi dahi bilmiyordu. Çıkan problemlerden dolayı evlendiğine pişman olmuş, aradığım mutluluğu bulamadım, diyordu ve bana da; evlenme, bekarlık sultanlıktır telkinlerinde bulunuyor ve haliyle benim kafam allak bullak oluyordu. Onunla her görüştüğümde, evlilik konusunda kafam karışırdı...Eşiyle arasındaki yaş farkı 7 – 8’di. Kafalarının uyuşmadığını söylüyordu. Ne zaman onunla görüşsem, genelde evliliğindeki problemlerini anlatırdı bana.
Ben ise onu teselli etmeye çalışırdım ve sabırlı olmasını söylerdim genellikle. Bir gün baktım ki, bu iş beni aşıyor, yoksa benim üstesinden gelebileceğim bir iş değil, bir uzman yardımı almamız gerektiğini düşündüm.
Gençlere yönelik kişisel gelişim seminerlerinde tanıştığım bir Aile Danışmanı ile konuşmaya karar verdim ve arkadaşıma mektup yazdırdım, Aile Danışmanı’na vermek üzere.
Aile Danışmanı’na, bu konuyla ilgili mail attım ve randevu aldım. Aslında arkadaşımla birlikte gidecektim, fakat arkadaşım ailesinden korktuğu için, ben yalnız gitti. Aile Danışmanı mektubu okudu. Aile Danışmanı’na göre, arkadaşım depresyondaydı ve her an intihar edebilirdi. Ve ne yapabileceğimizi konuştuk. Aile Danışmanı ilaç verdi, arkadaşıma vermem için. Birkaç gün sonra, ilacı arkadaşıma verdim fakat arkadaşım, ilacın yan etkilerinden korktuğu için kullanmak istemedi. Birkaç hafta sonra ilacı geri verdim, Aile Danışmanı’na. Aile Danışmanı kitap vermemi istedi, arkadaşıma. Fakat arkadaşım; kitabı ne yapacağım, diyerek kabul etmedi.
Bir müddet sonra, arkadaşımın yanına gittiğimde her şeyin yolunda olduğunu söylemişti de sevinmiştim onun adına. Arkadaşıma bu iyi durumla ilgili olarak mektup yazdırdım ve Aile Danışmanı’na okuttum. Aile Danışmanı da sevindi bu duruma. Bu süreç içinde Aile Danışmanıyla iletişimde kaldım. Ben yine de onu uyarmaya devam ediyordum. Bazı zaafları vardı ve bu zaafları yüzünden, birtakım hatalar yapıyordu.
Aile Danışmanı’na arkadaşımın, evlilik konusunda, kafamı karıştırdığını anlattım, evet bazı konularda, özellikle de evlilik konusunda arkadaşımdan olumsuz yönde etkileniyordum. Annem ise; senin ondan alacağın bir şey yok, diyerek, onunla görüşmemi istemiyordu. Ondan her ne kadar olumsuz etkilensemde bazı zamanlarda beni rahatlatıyordu.
Bir kitapta okumuştum; ümidinizi keserek kısmetinizi bağlamayın, diyordu. Bir evlilik kötü diye bütün evlilikler kötü olacak, diye bir şey yoktu, fakat zamanımızda boşanma olayları arttığı için, bir de yakın çevremizde de görünce, insanın kafası karışmıyor değil ve insan evlilikten korkuyor. Çünkü insanın içine girmedikten sonra nasıl olduğu anlaşılmıyor.
Evlilik konusunda da güzel düşünüp güzel görebilmeliyiz, kalbimize danışmalıyız, dua istemeliyiz ve Allah’tan hakkımızda hayırlısını istemeliyiz. Bir gün anladım ki hayatta en zor karar evlilik kararıdır. Çünkü hayat insan için 2’ye ayrılır; evlilik öncesi biraz daha özgür olurken insan, evlilik sonrası hayatın sorumlulukları biraz daha artıyor. Hem bilemeyiz bizim için neyin hayırlı olduğunu.
SİZİN HAYIR GÖRDÜĞÜNÜZ ŞEYDE SİZİN İÇİN ŞER VARDIR, SİZİN ŞER GÖRDÜĞÜNÜZ ŞEYDE SİZİN İÇİN HAYIR VARDIR, BİLEMEYİZ BİZİM İÇİN NEYİN HAYIRLI OLDUĞUNU… (BAKARA SURESİ 216.AYET)
SÜNDÜS KOÇ - KONYA
10.09.2010 - CUMA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.