- 612 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
İstenmeyen Kapıcı
- Yok yok, mümkünü yok o apartmanı bir daha silemem ben. Neme lazım, durduk yere kaşınmanın âlemi mi var. Beş numaralı dairedeki doğulu bana: ‘Sen git, burayı ben silecem artık,’ dedi. ‘Kocamı işten çıkardılar, hem ben burda oturuyom, öncelik benim,’ dedi. Etekliğimin cebine limon koydu diyorum sana, daha ne diyeyim, var hesap et. Bu yaştan sonra kimsenin düşmanı olamam, ne işim olur el âlemle, silsin varsın. Biz gibin yoksulların gözü tok olur; beş merdiven için hır çıkarmak yakışmaz bize. İşin sonunda bir köşede limon gibi sıkılmak var maazallah. Zaten ipe sapa gelmez biriymişler. Benim akraba onların tam karşı dairede oturuyor. Geçen gece eve polis gelmiş, bir oğlu var diyorlar, terörist mi neymiş, çalıyor çırpıyormuş da, adam bıçaklamış, sabkası var diyorlar. Bana da bir şey yaparlar gözüm falan korksun diye, uğraş dur sonra. Zaten kocam yatalak, inimiz cinimiz yok, karakollara düşersek kim tutar elimizden. Allah mahafaza. Silmeyi veririm canım, diğer üç apartıman neyime yetmedi.
- Olur mu hiç öyle şey canım. Ben ve diğer üç daire seni istiyoruz. Öteki dairede de madem akraban oturuyormuş, o halde sorun yok. Biz senin silmeni istedikten sonra onlar karışamaz.
*
Üç dairenin hanımları toplanırlar. Hepsine yeniden anlatır durumu Semiha Hanım. Böyle böyle, der. Beş numaradaki merdivenleri silmek istiyormuş, kimseye danışmadan kapıcıyı kovmuş, çık git demiş, ben silicem, demiş. Düşmanımsın, demiş.
Meramını tam anlatamadan giriş kattaki atılır:
- Korkup çıkıyorum mu demiş o da. Deseydi ya, sen kimsin, ben sen istiyosun diye çıkmam. O mu getirmiş de onun lafıyla gitmeye kalkıyo. İt uluyo diye kervanı mı durduracaz şimdi. Üç numarada oturan hanım:
- O kadın belalının biri, korktu demek zavallı. Allahın belası kadın, ne su veriyordu ne para. Kaç kere bana dert yanmıştı zavallıcık. Çekiniyorum da istemeye, diyordu. Bağırıp çağırıyormuş, tehdit bile etmiş bir keresinde, öyle diyordu garip.
Semiha Hanım:
- Bakın komşular, birlik olup bu kadına merdiven falan sildirmeyelim, illa dayatırsa su vermeyelim, para da. Nasılmış görsün. Aynını biz yapalım ona. Söz mü?
Çatı katta oturan hanım suskunluğunu sinirli bir sesle bozuyor:
- Buna gerek bile yok, Semiha Hanım. Nerden silecekmiş. Sildirmek mildirmek yok. Eski kadını tekrar çağıracağız. Onun kocası yatalak. O daha düşkün. Bunun kocasının eli ayağı sağlam, gitsin çalışsın, limon satsın, su satsın, Allah Allah. İş mi yok canım memlekette.
Üçüncü dairedeki hanım başka bir boyuttan giriyor tartışmaya:
- O doğulu kadın hiç para vermiyordu. Bu zamana kadar beş kuruş dahi vermemiş. Bu borçları ödettirmek için ona sildirmemiz daha uygun olmaz mı, yani çıkarımıza demek istiyorum. Apartmanı en çok pisleten onlar, dört tane deccalı var. Ona sildirelim bence, hem para da vermeyiz. Borçlarını ödesin. Sonra başka biri buluruz gerekirse. Hatta ceza olsun diye her silişte demir parmaklıkları, posta kutularını, tavanları silmesini de şart koşalım. Eski kapıcıya o kadar tembih ediyordum ama aklına estiğinde siliyordu.
Giriş kat sakini:
- Sanki bu yapacak mı, bunun gününde silmesi bile meçhul. Ayda bir silse öpüp başınıza koyun.
Çatı katındaki sinirli bayan:
- Çöpleri de atsın o zaman, dedi. Madem apartmandan biri silcek. Ta çatıdan indirmek zor oluyor benim için.
Semiha Hanım:
- N’etmeli şimdi komşular, bir karara varalım artık, bir aydır pislik içinde apartman.
- Valla ben bilmem, dedi kafasını sallayarak giriş kattaki. Aynı fiyat olduktan sonra kim silerse silsin benim için fark etmez.
Semiha Hanım o zaman hatırladı:
- Ama o On lira mı ne istiyormuş.
Rakamı duyan kadınlar aynı anda avazlandılar:
- Neee, On mu?
Giriş kattaki:
- Valla kusura bakmayın hanımlar, ben yediden fazla vercek değilim, bilirsiniz.
Sinirli hanımın sinirleri yay gibiydi:
- Oh, ne ala, dedi. Kadına bak. Hem kapıcımızı bizden habersiz kov, köyün ağasıymış gibi emirlik tasla, hem de ondan daha fazla para iste, enayiler takımı mıyız be biz. Mabedin merdivenlerini mi siliyor, onmuş, altıya silecek birilerini bile bulurum ben. O hiç dertlenmesin.
Üç nolu dairenin hanımı:
- Sahi ya, bu kadın bizi enayi sanıyo. Deli midir nedir. Valla ben ne su veririm buna, ne para. Kapıyı da açmam, ne hali varsa görür.
Ötekiler de hep bir ağızdan onayladılar onu.
Biz de, biz de. Biz de kapıyı açmayız. Su da vermeyiz, para da.
Zeynep Hicret