- 677 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dilinde aşk vardı. Yüreğinde ihanet-2/ Bir sevda masalıydı bizimki bölüm-21
Bir sevda masalıydı bizimki Bölüm – 21
1
Şirvan’ın İzmir’e dönüşünün üzerinden on gün geçmişti. Her akşam uzun, uzun konuşmamıza rağmen, ona olan özlemim hızla artmaktaydı. Deniz ablamla konuşarak; hafta sonunu onlarla beraber geçirmeye karar verdim.
Şirvan’ın bana bıraktıklarını yeniden bavula doldurduğum gibi Cuma akşamından ablama yollandım. Kapıyı Deniz ablam açtı, beni hemen salona aldı. Mert ağabeyim sofraya oturmuştu bile. Yemeğimizi neşe ile yedik. Ablam çay servisini yaptıktan sonra gelip yanımıza oturdu:
Deniz:
_ Anlat bakalım Cevat Bizden ayrıldıktan sonra neler yaptınız.
Cevat:
_ Hiç sorma abla. Bırak günleri Saatlerin bile nasıl geçtiğini anlamadık. Hafta sonu uçtu gitti. Bu arada bana bir şey demediler ama galiba Emir ağabeyimde Şirvan’ın yanında çalışmaya başlayacak.
Deniz:
_ Aaa! Böyle bir şey olsaydı ablam bana söylerdi.
Mert:
_ kıza bak ya bir geldi pir geldi. Hadi şu bavulu ortaya getir bakalım Cevat.
Hepimiz yere halının üzerin oturduk ve resimleri çıkarıp bakmaya başladık. Resimlerin arasından rast gele çekip alan Mert ağabeyim incelemeye başladı. O sırada çaylarımızı tazelemek için mutfağa giden ablam Mert ağabeyimin çayını verirken birden gözü resme takıldı. Öylece çay bardağı elinde kalakaldı.
Deniz:
_ Mert bir dakika bana şu resmi versene.
Mert:
_ Sen başkasına bak bu resme ben bakıyorum.
Deniz:
_ Ver şu resmi Allah’ını seversen. Veda’nın arkasında resimde çıkan kızı ben tanıyorum. Veda nasıl tanıyamamış. O Zeyno
Cevat:
_ Zeyno’da kim abla?
Deniz:
_ Kim olacak Reşat’ın kız kardeşi, ortancaları. Birde küçük kardeşleri olacak.
Cevat:
_ Abla sen yanılmıyorsan eğer dediğin doğruysa. Ama bu kaza. O zaman yoksa?
Deniz:
_ Dur bakalım acele etme. Öğrenmenin bir yolunu bulacağız.
Mert:
_ Söyle bakalım Deniz nasıl olacak bu iş?
Deniz:
_ Önce Mete’ye telefon edip Bilge ablanın İş yerine gelip gelmediğini öğreneceğim. En küçük kardeş bizden epey zaman sonra, Bilge ablanın yanında çalıştı. Zayıf bir ihtimalde olsa belki adresini bırakmış olabilir.
Mert:
_ Resimde görünen kız gerçekten Reşat’ın kız kardeşi mi?
Deniz:
_ Evet, kız kardeşi her halde ağabeyinin intikamını almak için Veda’nın peşine takıldı.
Mete’yi işin içine karıştırmadan eve telefon ederek Bilge ablayla konuştum. Kendisiyle bir konuda görüşmek istediğimi söyledim. Pek niyeti olmamasına rağmen benim için dükkâna geleceğini söyledi. Dükkânda buluşmak üzere sözleştik ve telefonu kapattım. Ben Bilge Abla ile telefonda konuşurken İçeriden Mert ile Cevat’ın her zaman ki gibi Beşiktaş, Galatasaray kavgası kulağıma kadar geliyordu. Salonun kapısına kadar gelip kuru gürültüye bende karıştım:
_ Boşuna heveslenmeyin bu sene şampiyon Fenerbahçe. İkinci Trabzonspor.
Diye konuşmaya son noktayı koydum. Anladığım kadarıyla bu bağrışmanın sonucundan Yarın maça beraber gidecekleri şimdiden belli oldu. Cevat koyu bir Beşiktaşlı. Aynı babası gibi. Mert’le Hasan Veda gibi Galatasaraylı. ‘Neyse yatsam iyi olacak’.
Cevat’ın yatağını açıp erkenden yattım.
2
Bilge Abla ile dükkânın kapısında karşılaştık. İçeri beraber girdik, uzun zamandır gelmememe rağmen değişen pek bir şey yoktu. Tezgâhın arkasında çalışan kızların yerinde, Veda ile kendimi hayal ettim. İç geçirdiğimi fark eden Bilge abla ‘ Ne oldu Deniz’? Diye seslenince kendime geldim. Çalışan elemanların oturduğu cam kenarındaki masaya birer sandalye çekerek oturduk. Murat ağabey her zamanki gibi bizden evvel gelmiş çayını içiyordu. Bize de iki çay söyledi. Çaylarımızı içerken Bilge abla gözlerini bana dikerek:
_ Anlat bakalım Deniz, seni buraya böyle alel acele hangi rüzgâr getirdi? Benden öğrenmek istediğin şey ne? Meraktan çatlayacağım.
Acele etmeden çayımdan bir yudum içtikten sonra, çantamdan Veda’ya ait olan resimleri çıkarıp masanın üzerine bıraktım ve bilge Ablanın önüne ittim.
_ Abla bu resimleri Veda Hindistan’a trafik kazası geçirmeden evvel çektirmiş. Dikkatli bak bakalım Veda’nın arkasında fotoğrafa girmiş olan kızı tanıyabilecek misin?
Resimleri eline alan Bilge abla daha bir dikkatle bakmaya başladı, sonra birden aklına gelmiş gibi:
_ Bu kız siz çıktıktan sonra burada çalıştı. Hatta daha sonra yanına kız kardeşini de aldı. Hem bunlar Bir ara Veda’nın çıktığı çocuğun kardeşleri değil mi?
Deniz:
_ İşte şimdi işin püf noktasına geldik abla. Bana bu kızların ev adresleri lazım. Haspaya bir soralım bakalım Veda’nın resminde ne arıyor?
Bilge Abla:
_ Ne işe yarayacak ki aradan yıllar geçti. Ölen öldüğü ile kaldı. Hem bu adresten taşınmış bile olabilirler.
Deniz:
_ Ben şansımı sonuna kadar zorlayacağım. Bu bir tesadüf olamaz Veda’nın ölümünde mutlaka rolü vardır.
Bilge Abla:
_ Yok, artık Deniz Allah bilir kazayı da onun yaptığını söyleyeceksin.
Deniz:
_ O kadar değil abla dediğim gibi ben şansımı sonuna kadar zorlayacağım. Kızın fotoğraflarda çıkması da ne ile izah edilir? Söyle bana. Büyük bir ihtimalle ağabeyinin yarım bıraktığı işi tamamlamak olamaz mı?. Kaza sadece onun yapmak istediği işi kolaylaştırdı.
Bilge abla:
_ Dediğin gibiyse de kız mutlaka o arabaya bindi ve büyük bir ihtimalle de Veda’nın arkasındaki koltuklardan birinde oturuyordu ki buda kızın yaşamadığını gösterir.
Deniz:
_ Peki, o zamanki gazeteler kazada sadece iki türkün öldüğünü yazdılar.
Bilge Abla:
_ Evet, haklısın buda cevap isteyen bir soru. Ben sana adreslerini vereyim en doğru cevabı sanırım onlar verecek İnşallah şansın yaver gider ve konuşursun beni de haberdar edersin.
Bilge Ablayla bundan sonraki konuşmalarımız havadan sudan oldu. Burada Veda ve hasan Cevat la çok güzel günlerimiz geçmişti geçmişi bir kere daha yaşamak benim içinde iyi oldu Bilge Abla’nın yanından ayrıldıktan sonra, ayaklarım beni Hasan Cevat’ın oturduğu evin önüne götürdü. Hala ev aynı evdi üzerinden geçen yıllar hiçbir şey değiştirememişti Sanki apartmanın kapısı açılacak ve hasan Cevat gülerek çıkacak. Hızlı adımlarla sokağı dönüp yukarıya doğru yürüdüm yokuşun sonunda Hasan Cevat’ın yaptığını bende yaptım
arkamı dönüp o eve baktım hayretle gördüm ki balkonda yine çamaşır asılıydı.
Tuğrul Ahmet Pekel 2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.