- 995 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUTLULUK
Nedir mutluluk sizce? Mutluluk denince ne anlıyoruz? Bir de şu soruyu sormak lazım. Mutluluk nerede? Yani mutluluğu nerede arıyoruz veya nerede aramamız gerekiyor?
Para sürekli mutlu olmamızı sağlar mı? Bazı insanların mutlu olmak için sanki para dediklerini duyar gibiyim. Bana kalırsa para mutluluk getirmez. Çünkü para mutlu olmak için bir şarttır. Örneğin, şu kadar para kazansam mutlu olacağım, dersek, mutluluğumuzu bir şarta bağlamış oluruz ki bu şart gerçekleştikten bir müddet sonra, başka arayışlara gireriz. Yani mutluluk herhangi bir dış şartla yakalanmaz. Evlenince mutlu olacağım, dersiniz, evlenirsiniz, mutlu olursunuz fakat bu mutluluk bir müddet sonra sizi tatmin etmez ve başka arayışlara yönelirsiniz. Böylece mutluluğu kovalar durursunuz.
Oysa mutluluk yanıbaşımızda duruyor ve biz onu dışımızda arıyoruz. Mutluluk bizim içimizdedir, fakat birtakım iç engellerden dolayı onun farkında değiliz. İç engeller dediğim şeyler ise karamsarlık, ümitsizlik, olumsuz düşünme ve güven eksikliğidir. Bunlar içimizdeki mutluluğun etrafını saran bir kabuk gibidir. Önemli olan bu kabuğu kırmak ve mutluluğun farkında olmak, hiçbir şarta bağlı olmaksızın.
Mutsuz olmak nasıl bir şey, bunu iyi bilirim. Mutlu olmadığım için yaşamaktan acı çekiyordum. Çünkü hayat bana acı veriyordu. Hayattan zevk almayan insan mutlu olabilir miydi, tabii ki de mutlu olamazdı. Hayattan zevk almıyordum ve mutsuzdum. Ta ki 11 şubat 2002 tarihine kadar (16 yaşına kadar). Aşağılık kompleksi, güven eksikliği ve karamsarlık, mutlu yaşamla benim aramda adeta duvar olmuştu. 11 şubat 2002’de tanıştığım Ruhsal Zeka ve Negatif Limanlardan Pozitif Sulara isimli kitaplar olumlu yönde değişim yaşamama neden oldu ve ondan sonra hayattan zevk almaya başladım. Çünkü kendimle ve hayatla barışmıştım. Böylece hayattan zevk almaya başlayınca, hayatta mutlu olmanın yolunu keşfetmiş oldum. 11 şubat 2002 tarihi benim 2. doğum tarihim oluyor.
Karamsarlık ve güvensizlik içimdeki mutluluğu bir ceviz kabuğu gibi çepeçevre sarmıştı. Bir düşünün, cevizin kabuğunu kırmadıktan sonra cevizin tadını alabilir miyiz? İşte karamsarlıkla güvensizlikte ceviz kabuğu gibidir. Cevizi yemek için ceviz kabuğunu nasıl kırmamız gerekiyorsa, karamsarlık ve güvensizlik gibi kabukları da öyle kırmalıyız ki, içimizdeki mutluluğun farkına varıp içimizdeki mutluluğun tadını alalım. O zaman ne olursa olsun, hiçbir şey mutlu olmamıza engel olamaz.
Bazen kendimi kötü hissettiğim zamanlar olur, o zamanda bile içimdeki mutluluğun birazcıkta olsa mutlaka farkında olurum. Yani böyle durumlarda bile içimdeki mutluluğu hissederim. Çünkü karamsarlık vs… gibi duvarları kaldırıp, içimdeki mutlulukla aramda bir köprü kurabilmişimdir. Ne olursa olsun mutluluk bizim elimizdedir. Her halukârda mutlu olmayı başarabiliriz.
UNUTMAYIN; NE OLURSA OLSUN MUTLU OLABİLİRİZ…
SÜNDÜS KOÇ - KONYA
05.07.2010 - PZT.
(18.02.2007-PAZAR)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.