- 1486 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Bir kent ki; ücrasında sızlar nefretle eş duygular...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bir kent ki; ücrasında sızlar nefretle eş duygular... (deneme)
Yelkenleri yıkılmış,dümeni kırık, batmak üzere olan bir kentin en tenha mavisindeyim gecenin bir yarısı. Her köşesini öfkeyle dönüyor,en ücrasında bile nefret soluyorum.
Kimse kalmamış,sokaklar bomboş,bütün sevdalar terk etmiş,sönmüş bütün ışıklar.Karanlık kaldırımlar duymuyor çığlıklarımı, öfkemden bütün kelimeleri katledip gömüyorum birer ikişer kara deliklere, en çılgın dalgalar şahit oluyor cinayetlerime ve nefretim taşıp karıştıkça kumlara azgın mavi bile kirleniyor kıyıya her vurduğunda.
Öğütler veriyorum geceye,aslında ağıtlar yakıyorum geçmişime ve katledeceğim kelimeleri süslüyorum keşkeler ile, o kadar çok var ki kelimeler tükeniyor,keşkeler bitmiyor. Yeni farkına varıyorum geçmişle ne kadar oyalandığımın, dost bildiğim ama olmayan yalnızlığın peşinde koşmakla ne kadar da zaman harcamışım.
Boşuna harcamışım.
Boşuna hırpalamışım bu yüreği.
Boşuna yaşanmışlıklardan kesip biriktirmişin anı küpürlerini, yeni anlıyorum boş şeylerle zaman harcarken hayata geç kaldığımı, ufacık bir hiç için boşuna çırpındığımı.
Sorular var ömrümü tüketen.
Bu bir son mu?
Yoksa başlangıç mı?
Son ise; bu sonu hak edecek ne yaptım?
Hangi günahımın bedeli bu?
Kaderim mi yoksa?
Başlangıçsa; böyle başlangıcın devamı nasıl sonu nasıl olur?
Gitmeli miyim, artık sıkıldığım bu yeri terk mi etmeliyim? Yoksa,kalıp batmalı mıyım nefretimle kirlettiğim mavinin derinlerine…
Bu gün; son dediğim gün, hayata geç kaldığımın farkına vardığım an ne kadar saf ve sefil olduğumu anladım. Hiçbir şey bilmiyormuşum meğer, bildiklerim ise hep yalanmış.Bir zamanlar yalanların yüreğimi okşadığı bu yerde şimdi gerçekler tokat gibi patlıyor yüzüme,sevdalar bu yüzden terk etmiş bu kenti demek.Sevdayla yalan bir arada yaşamış; gerçeklerin istilasıyla sevdalar da muhacir edilmiş.
Ne kadar körmüşüm, okşandığını sandığım yüreğim jilet kesikleri alıyormuş da anlamıyormuşum.Şimdi gerçeklerin bastığı tuzla kesiklerim sızlarken ışığım da sönüyor bu izbe kentte. Ama gidemiyorum, bir türlü terk edemiyorum batacağımı bildiğim halde, elimi kolumu bağlayanlar,beni bu kentte tutan bir şeyler var. Kopamıyorum…
Kurtulur muyum bu ağlardan?
Akıllanır mıyım?
Uzak durabilir miyim bu kentten? Kurtulamazsam yalanlarla çevrili bu yerde aldığım yaralarla ben de yalan olur muyum?
15 / 12 / 2010 Erzincan
Adem Yıldırım
YORUMLAR
her son bir baslangicin ,her yeni nefes hayatin müjdecisidir aslinda.
sevdalar gercekse bile sevdali yalanciysa sevdasida yalan olur birgün..
her kentin bagrinda sakladigihikayeleri vardir,figüranlarini bekleyn senaryolari,herkesin farkettig ikötü rol oyuncusu olmaktansa bir yüregin farkettigi,figüran olmaktir güzel olan ...
yüreginize saglik.tesekkürler..
gizemli__mavi
""Ne kadar kormusum,oksandigini sandigim yuregim jilet kesikleri aliyormusta anlamiyormusum""...guzel bir ifade..sizde bizde yaralarimizin farkina gec varanlardaniz anlasilan ...neden oldugunu dusundumde su kaniya vardim; temiz yuregimizden,saf duygularimizdan olsa gerek. kotu olabilmek icin kotu dusunmek lazim.... yureginize saglik ...saygilar .
Bu kadar az okunmasının sebebi yalnızca yazı rengi olmamalı. Kurduğunuz cümleler güzel ve sade, içinizde kopan fırtınayı yazarken dizginleyişiniz takdire şayan. Bu denemeler nasıl sürdürülebilir uzun uzadıya. Hayatın içindeki kaotik durumdan sıyrılmak için yazmak en iyi fikir. Tebrik etmek isterim, başarılar.
öyle şeyler yaşanır ki bazen nefret esir alsa da yine de kalırız, bekleriz ..kan kaybederiz ama o an kendimizi düşünmeyiz ki..anlamlandıramadığımız, cevap bulamadığımız sorular kemirir durur beynimizi..yine de bekleriz işte...garip bir duygudur bu ..içinden çıkılmaz..ah !!o keşkeler..onlar...
kutlarım seçkiyi hak eden yazınızı..
saygılar..