- 1408 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MİZAHİ YAZILAR (1)
Az önce , pek muhterem ve pek bilgin bir arkadaşımla tüm sınıf arkadaşlarımın önünde , eşine çok az rastlanan bir tartışma içindeydim. Haa , şimdiden belirtmek gerekir ki , arkadaşım Kamer Genç misali şov yapmaktan kaçınır hep.
Şşşışt ! Vallahi alınırım gülmeyin… Ciddi bir yazı olacak bu metin. Yani ; Ahmet Turan Alkan samimiyetinde yazacağım. Sair yazarlardan feyiz çizgimi asla saklamam. Bu mevzu kat ‘i olarak böyle biline!
Neyse , konuyu limon sıkılmış salata gibi sulandırmayacağım. Nerde kaldık? Hah ,buldum ! Şimdi cüp diye oturur gök mavisi mürekkebime konucuk. İzle, oku ve anla.
Tamam tamam oflamayalım. Farkındayım, konuyu uzatıyorum hâlâ. Hem kim gibi uzatıyorum bilir misin sevgili okuyucu? Hani o miting meydanlarında , elinde tuttuğu kağıdı okuyamayan meşhur ve ismi meçhul (!) siyasetçi gibi uzatıyorum.
Konuya giriş… Adam tutturdu şiirde mutlaka bir şekil olacak diye! Ulan oğlum diyorum , bak birader diyorum … yani diyorum, diyorum ve diyorum. Ah beni bir dinlese! Şimdi lütuf kanatlarını açtı ve dinliyor beni. Konuşan benim!
-Sen şiirde mutlak şekil ararsan rakı şişesinde balık olursun. Bana bu arada aval aval bakma. Orhan Veli gibi konuştun hiç deme bilmiş bilmiş. Necip Fazıl benim sevdiğim bir şair emme her dediği doğru olacak diye bir şey yok. Nitekim dörtlük dörtlük diye diretmesinde olduğu gibi. Bu arada , onun zamanında şiir dörtlükle kaim. Hem Necip Fazıl büyük diye Nazım Hikmet’i küçültelim mi ? Adam , sevda için şiir âleminde dahi olsa barikatlarda dövüşmedi mi ? Eeeeee, her barikatta aynı olmaz ya şekil. Hem onu bunu salla hacı! Hacı dedim bak sana duydun. Tamaaaam hiç dırdıra başlama. Devam ediyorum… Bu arada Necatigil şekle mi bağlı kaldı? Kaç şiirini okudun onun? Haddi , şimdi kapakda yaptık seni. Peki, Attila İlhan, Edip Cansever, Can Yücel, Yavuz Bülent Bakiler ve daha bilmem kim kim… yani var oğlu var. Eeee , bunların yazdıklarını şıpsevdi sakızlarının kağıtlarını süsleyen motif olarak mı ele alacağız?
Muhterem şahsiyet öfkeyle lafa giriyor. Görelim ne demiş ?
- Bana bak! Sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin bu kadar çok yüksek çıkması , bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Benim sesim bu kadar yüksek çıkmayacak bunu böyle bil! Şiire gelince; serbest şiir adı altında yapmış olduğunuz katliamları, zulümleri ben iyi bilirim. Bu zulümü yapanlar nitekim senin çok sevdiğin şahsiyetler. İsimde veririm bak! Belki şu an sırasında oturup bizi dinleyen arkadaşlardan merak edenler vardır? Her şeyi geç şimdi sana soruyorum ve cevapla bakalım. Saydığın üç beş kişi ve bunları takip eden bir avuç değerli şairin yazmış olduğu şiirleri bırakırsak serbest vezinde yazılmış kaç güzel şiir sayarsın bana? Hadi, hadi cevap ver. Cevabın yok işte. Hah , az önce bağırıyordun yaaa!
En önde ders çalışan bir hanım kız lafa karışır şimdi.
- Ay susun be! Zaten Osmanlıcadan kalacam. Bari bırakında iki kelime öğrenelim. Zaten siz erkekler küfür ve futbol terimleri dışında ne bilirsiniz? Ayy Nazan, kız bu erkekler neden böyle gı?
Nazan hanım Birandvari yorumlarını hiç esirger mi? Tabii hakkı efendim. Kızmamak lazım gelir aşk hanımefendisine. İşte değerli yorumu:
- Ayy bırak Emelciiim, dersten kalacak bu köstebek sürüleri. Onların umrunda değil , biz mi düşünelim elin çocuklarını? Hıh ! Neyse böcüğüm bana bak, ben şimdi aşkitomla konuşup geliyorum , zaten derse az kaldı.
Eeee hanımefendi ders öncesi canlı telefon bağlantısı yapmazsa pos bıyıklı, ter kokulu erkek arkadaşıyla, dersi dinleyemez. E , buda farklı bir yaklaşım… Kızmamak lazım kardeşim memlekette demo-krasi var!
Neyse sınıfımızın iki ulu şahsiyetini bırakıp şair olma çabası güden ve kafiye meraklısı olan arkadaşıma döneyim. Çocuk azcık daha bu modda kalırsa sınıftakiler onu malak sanabilir! En son bana bağırıyordu garip garip. Haa, yanlış anlamayın arkadaşımın kuyruğu falan yok! Neyse, ben onun sormuş olduğu soruya cevap vereyim. Cevaba giriyorum. Hazır mıyız? İnanın , bu soruyu şimdi sınıfa sorsam alacağım cevap, eeeeveeeeet olurdu. Arkadaşla olan konuşmam devam edecek! Ortamın ilmi seviyesini yükselten benim tabi. Öhhü öhhü öhü !
- Usta bak ! Şimdiii, valla efendiiiim… Ya birader sen internet şairlerini geç! “Ben sevdim eller aldı” diyen “Jileti aldım , karnımı kazdım” diyen şair müsvettelerini klozete at, sifonu çek!(kahramanın sözleri internette şiir yayınlara değil efendim, kendisini iki dakikada şair sanan insanlara / kendiside yayınlıyor ) Amma kardeşim,şekil şekil diye diretmek oje oje diye ağlayan küçük kızın yanağında patlayan anne tokatına benzer. Bence fazla insan dışı sesler çıkarma. Haa bu arada sakın az önce yaptığın gibi taklit yapma. Hem sana kimse ‘one minute ‘ vermez! Neyse sen yinede dikkat et bakalım. Malum insansın. Allah sana hem eşref-ül mahlükat dememiş mi ? Eyvah ! İki İslami laf daha edersem beni kesin içeri tıkarlar demi? Suçum mu ? İrtacıcı olurum bir başıma! Amaaaan neyse, her şey olacağına varır derler. Devam edelim dostum… Bak senin dediğine göre koskaca Divan Edebiyatı fason! Baki’nin, Fuzuli’nin , Nedim’in kemikleri sızlamaz mı? Osman sen zeki bir adamsın be ! Haa, İsmail kova getir, bizim Osman’ın zekasından üç beş toz alalım. Öhhü öhhü öhü. Yaa bu grip beni öldürecek yaa !
Osman gururlu bir adamdır. Baksana zoruna gitmiş. Kıpkırmızı oldu ya. Tüh ! hay benim dilimi…. Neydi o hayvanın adı? Bulduuum , eşek arısı soksun emi !
Ortamı yumuşatıcı bir espri yükseliyor tavana. Espriyi yapan Cengiz Efendi. Şimdi bak espriye ve karnını kaşı usulce! Sahnede Cengiz ve eminiz bu espriden tiksineceğiz.
- Kadının teki katap okurken ölmüş , neden ?
Sınıfta bulunan herkes âlim bir edayla cevabı düşünüyor. Kadın acaba neden gitti bu âlemden ? Mert cevap veriyor;
- Faili meçhule gitmiştir bence.
Sınıfın Reha Muhtar’ı durur mu hiç? Mikrofonu tutan şahıs , Nazan!
- Ay sus be süzme yoğurt!
Vee komedinin kralı Cengiz açıklar cevabı.
- Satır başına gelmiş.
Ayy ne komik değil mi sevgili okuyucu? Ben duramadım gülmekten, peki ya sen ? Aaaa , sınıftan uğultu geliyor kulağıma. Herkes hep bir ağızdan Cengiz ‘e iğrençsin diyor.
O da ne ? Hoca sınıfa girdi. Ders başlıyor. Hoşça kal ey okuyucu!
Seni seviyorum!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.