- 1407 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
GEMİ BATIYOR
DÜŞ GÖRDÜM
Bir düş gördüm;
Yüzüm bin parçaya bölünmüş
Her bir parçasına
Bir başka düş bürünmüş.
***
Bir düş gördüm; Sesim soluğum kesilmiş
Dil’imde biten
Bakışımla ses vermiş.
***
Bir düş gördüm
Düşümde kendimi düşlerken gördüm
Düşüm düştü; bölündü
Bir başkasının düşünden düş çalarken görüldüm. ( yazarını bulamadım.)
Güzel sanatlara müptela bir insanım. İlmin ve fennin de gerisinde ya da karşısında değilim ama ben Tolstoy gibi edebiyatın yanındayım.
Çehov’un, tarafsızlık adına izlediği yol ile, Tolstoy’un yakaladığı incelikleri yakalayamadığı kanaatindeyim. Mücadeleleri, yiğitliği, ruhu ve keskin öngörüsü ile inanarak yazmıştır Tolstoy. Mevlana gibi dava adamıdır o.
“ Tolstoy diğer yazarların arasında bir devdir. Diğer canlıların arasında ise bir fildir. O, tıpkı bir fil gibi bir ağacı kökünden söküp çıkartabilir, ama bir çiçeğin üzerindeki kelebeği de kanadındaki yıldızları dökmeden alabilir.”
( Turgenev)
Tolstoy’un savaşçı ruhu kalemine de yansımıştı. Yansıdığı için çekemeyenler onu “ attığı her adımda en güzel çiçekleri farkına varmadan çiğneyen çiçek bahçesine bırakılmış bir fil gibidir” diye nitelemişlerdir.
Sonuç ne olursa olsun, bir dünya devi hakkında dahi taban tabana zıt eleştiriler yapılması çok garip değimlidir? Satılık kalem olmak, cahillik, kıskançlık, düşmanlık taban tabana zıt olmaya neden olabiliyordu.
Edebiyat dünyası elbette böyle ince görünen ayrıntılarla da ilgilenecektir ama…
Ama ülkemizin ve dünyanın daha büyük bir sorunu vardır. Okuyucu sayısı arzu edilen seviyede değildir. Ülkemizde ise nüfusa oranla artmamakta hatta gerilemektedir. Yazmıyoruz, okumuyoruz. Yazıp okuyana da engeller çıkarıyoruz. Kitap okuma yüzdeleri:
Japonya’da 0/0 14,
A.B.D.’de 0/0 12,
Fransa’da 0/0 21,
Türkiye’de 0/0 0,001’ dir.
Bir Japon senede 25 kitap okurken, İsviçreli 10, Fransız 7 kitap okumaktadır.
Basılan yıllık kitap oranları da ülkemiz açısından üzücüdür.
Yılda; ABD 72 bin, Rusya 58 bin, Japonya 42 bin, Fransa 27 bin, Türkiye 7 bin. Oysa okumamak için hiçbir gerekçemiz yoktur.
Televizyon izleme oranımız 0/0 95 ile rekor kırmaktadır.
Evlendirme, spor, şans ve eğlence programları, aşk filmleri, berbat komedi dizileri yüksek reyting yapmaktadır. Mesele zaman azlığı da değildir. Para olsa mesele, deha fakir ülkelerin gerisinde kalmazdık.
Sekiz milyon nüfuslu Azerbaycan’a bile ulaşmamız hayaldir. Yıllarca kalem savaşı yapanlarda sorumludur elbette. Kitabın büyülü dünyasından kaçıp uzaklaşan ve kaçırtılan kitleleri tekrar kazanmalıyız. Edebiyatımızı seviyorsak adil, insaflı ve doğru olmalıyız. Ahbap çavuş ilişkilerine bir son vermeliyiz.
Yazarların, yayın evlerinin, ilgili bakanlığın, kitapseverlerin ve eğitimcilerin üzerlerine düşen ayrı ayrı vazifeler vardır. Yapması ve yapmaması gerekenler vardır. Basında yardımcı olmadır.
Gemiyi edebiyata benzetebiliriz. Yolcular da okur olabilir. Edebiyatı sürekli baltalayarak gemide delikler açarsak yolcu biner mi o gemiye?
Gemi su alıyor edebiyat yandaşları ya da sevdalıları.
Gemi Su Alıyor. Emine 45’e haber salalım. Okyanusta fırtınanın ortasında kalakaldık.
“ Yine deneyin bütün olanakları,
Hiç olmazsa; iki yaprak
Samanlı kâğıda yazın…
Ama sakın geç kalmayın!
Aşkınızı söylemeğe.”
Özdemir ince
Ve birlikte savaşalım sevdamız için.
Çünkü biz bir deviz. Yükümüz ağırdır.
Hedef dünya lideri olmaktır ve oradan hiç inmemek.
Olur mu diye hayret etmeyin.
Azerbaycan ABD’yi geçerse ki geçebilir. Utanmayacak mıyız?
80 milyonluk Türkiye’ye 8 milyonluk nüfusunuzla örnek oldunuz. Tekrar tekrar kutlarım kardeş Azerbaycan.
HZ: Peygambere gelen ilk emirdir “Oku”.
Rakamlar her sene değişir. Bunu olumlu yönde değiştirmek hepimizin ve hükümetin elinde. Ne olur kalitesiz TV programlarına savaş açalım.
Kart ağaç eğilmez. Yeni nesil’e okumayı sevdirmek için uğraşalım.
Geniş ailemde yirmi kişi içinde herkes değişik okul mezunu ama üç okur-yazar var.
Sıkıntımı anlatabildim İnşallah.
İmdattttttttt….. Gemi batıyooooooorrrrrrrrrrrr
YORUMLAR
ENGİN ABİCİĞİM ÖNCELİKLE YORUM KONUSUNDA GECİKTİĞİM İÇİN KUSURA BAKMAYIN AMA OKUMUŞTUM YORUM YAZAMADAN ACİL ÇIKTIM EVET YAZINIZ MÜKEMMEL BİZLER ARTIK İNANIRMISIN OKUMAYI BIRAKMIŞ VE SANALLAŞMIŞ BİÇİMDEYİZ KEŞKE ELİMİZE BİR KİTAP ALIP 15DK OKUYABİLSEK AMA NEREDE SANAL ALEMDE PC NİN BAŞINDA 12SAAT BOYUNCA KALIYORUZ O HARCANANAN ZAMANA ACIMIYORUZ FAKAT YA KİTAP OKURKEN AYIRDIĞIMIZ ZAMANA NE DERSNİZ SADECE 15DAKİKA MALESEF ÇOK ÜZGÜNÜM BU KONUDA UMARIM OOKUMANIN YAZMANIN ÜZERİNE 15DAKİKA KADAR DEĞİLDE BİR ÖMÜR BOYU ZAMAN AYIRABİLİRİZ İNŞALLAH ABİCİĞİM DERS VERİCİ VE UNUTTUĞUMUZ YADA VURDUM DUYMAZLIK YAPTIĞIMIZ KONULARA AĞIRLIK VERDİĞİNİZ VE ELE ALDIĞINIZ İÇİN SİZİ GÖNÜLDEN KUTLARIM SONSUZ SEVGİM VE SAYGIMLA ABİCİĞİM KALEMİN DAİM OLSUNNNNNN
Ben ise bir sonraki adımı soracağım. Diyelim ki yeğenimiz çıkageldi: ''Ben okumak istiyorum ama ne okuyacağımı bilmiyorum.'' Ne öneririz ona? Ya da komuşumuz Rasim Bey aynı taleple geldi? Ona çıkaracağımız yol haritası yeğenimizinkinden farklı mı olur? ''Klasiklerle başla'' deyip topu kötü şekilde taca mı atarız, yoksa okumayı gereksinim hale getirecek bir planımız var mıdır?
Hadi bizim yeğen şanslı diyelim, civarında kitaplara ilgi duyan birileri var. Peki ya çevrenizde böyle bir ortam yoksa? Bu kişiler şehrin kayıp kütüphanesine gidip fikir edinebilecekleri görevlilerle karşılaşabilir mi?
Bir de, ilgi duyduğunu düşünmeyenlere ne yapılabilir? Nasıl teşvik edersiniz ihtiyacı olmadığını düşünenleri?
Saygılarımla.
Engin kardeş, o gemi asla batmayacak. Bizler gibi birkaç okur-yazar belki birkaç kişiye daha okumayı yazmayı sevdirebiliriz. HZ: Peygambere gelen ilk emir; Oku''dur, o halde okuma yazma bilen herkes okumalı. Bilmeyene öğretmeli. HZ: Peygamberin bir başka sözünü hatırlayalım; ilim Çin de ise gidip alalım diyorsa, neden alıp okumuyoruz. Halbuki Çin'e kadar gitmeye de gerek yok. Kanayan bir yaraya parmak basmışsınız Engin Bey kutluyorum.
saygı ve selamlar...
okuma ve yazma özürlü bir ülkedeyiz.....pek okumayız ama laf ebesiyiz...allah razı olsun ansızından....kurmuş bu güzel siteyi hem okuyor hemde yazıyoruz...onun için tatsız yorumlarla okuyanı yazanı kırmayalım....her gün en az 3- 5 sayfa okuyoruz...yorum yazıyoruz...bize yine çok şeyler öğrettin usta kalem her daim varol sevgiler saygılar
sevgili engin, bir edebiyat aşığıyla tanıştığım için, sevinçliyim. Pek yeri değil ama, Sizden bir yardım rica edeceğim. YAZIP YERLEŞTİRDİĞİMİ ZANNETTİĞİM (güncelerimdeki fındık faresi) adlı ÖYKÜMÜ göremiyorum. nasıl silip yeniden yükleyebilirim? Zahmet olmazsa. ACEMİLİK İŞTE, ÖZÜR DİLERİM. saygılar...
Engin Tatlıtürk
Tüm yazılardan ya da düzenle yazan yerden tıklayıp yayınlama anına geri dönersiniz.
Orada fon ve yazı kısmını tekrar ayrı renklerde işaretlersiniz. Ve aşağıdaki kaydet tuşuydu sanırım, basarsın.
Aynı yazın yüklenir.
Yeniden yükle tüm yazıyı ama 24 saat beklemen gerekir.
Selamlar.
Size katılıyorum. Maalesef okuma özürlüyüz ve bunun mazeretini de saçma sapan kelimelere sığdırmaya çalışıyoruz. Biz örnek olmadoık ki çocuklarımıza. Ağaç yaşken eğilir. Kalas olunca çok zor. Güzeldi Engin Bey, tebrik ediyorum. Sevgi ve saygılarımla
Nermin Kaçar tarafından 12/17/2010 5:17:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
HZ: Peygambere gelen ilk emirdir “Oku”.
Peygamberimize gelen ilk emir Oku ama okumaya karsi cikan bir kesim insan halen var su devirde dahi.
Peygamberinin dedigini kavrayamaz ama tam müslümandir kizini okuldan bile sakinacak kadar...
Daha egitim sorunlarini asamamis bir ülkede okuma oraninin düsük olusu hic sasirtici birsey degil.
Ve dikkatimi ceken ilk önce su oluyor hep, yabanci yazarlara agirlik veriliyor bu gibi konulara deginildigi zaman.
Kendi yazarlarini ikinci ücüncü planda anmak da düsündürücü.
Bir yabancilara düskünlügümüz var ki; hayatimizin her alanina yansimis.Kendi degerlerinin farkinda olmayan ülkelerin her acidan geri kalmisligi gayet dogal bir sey.Ve okumayi yazmayi birbirine sevdirebilmek söyle dursun, sitede dahi okadar tepkiler alanlar oluyor ki bir yazim hatasindan dolayi .Yani bizim ülkede birazcik bilgili olan göklerdeyim saniyor.Okuma ve yazmada zorluk cekeni kücümsemeye kalkiyor, cehaletin asilamadigi buradan da apacik ortada.
Asilmasi gereken okadar cok sey var ki yazmakla bitmez.
Televizyon izleme oranımız 0/0 95 ile rekor kırmaktadır.
Evlendirme, spor, şans ve eğlence programları, aşk filmleri, berbat komedi dizileri yüksek reyting yapmaktadır.
Buradan da apacik belli ki özenti var.
Bütün eglence programlari hemen hemen yabanci ülkelerden taklit.
Zaten nerde dedikodu orda bizim insanimiz nerde cekememezlik orda bizim insanimiz
nerde millet ile ugrasmak orda bizim insanimiz.
Kitab okumak bir hoby sayilir birazda ama kendinden cok farkli seylere zaman ayiran insanlarin hoby si olabilir mi.Olamaz..
Güzel bir yazi önemli konular
Yüreginize saglik degerli dost
Sonsuz saygimla
hicbitmez tarafından 12/17/2010 5:02:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Toplumsal bir sıkıntımızı dile getirdiğiniz yazınızı beğeni ile okudum.
Okumayı ( ya da okumamayı) kitapların pahalı olmasıyla ilişkilendirmenin yanlış olduğu kanaatındayım.
Okumayla ilgili istatistikleri vermişiniz. Şayet kütüphaneye gidenlerle ilgili bir istatistik varsa, farklı sonuçların çıkacağını sanmıyorum. Önemli olan, kişinin okumayı istemesi.
Kitaba , okumaya, yazmaya uzak bir toplumuz ne hikmetse.
Okumanın bir alışkanlık,öğrenme merakı ve bilgi edinmenin zevkine varılması olarak düşünüyorum.
Eğitim sistemimiz ise ne yazık ki bu alışkanlığı küçük yaşlardan itibaren kazandıracak yapıda değil.
Aile içinde de böyle bir alışkanlık yoksa, çocuklarımız uzak kalıyor kitaba ve okumaya.
Böylesine önemli bir konuyu dile getirdiğiniz için size teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
Okutulmayan kızların birçoğu dini gerekçeler ve cahillikten bu mağduriyeti yaşıyor aslında...
"HZ: Peygambere gelen ilk emirdir �Oku�." ve bu sözü bile inkar etmektir aslında okuyacak birinin önünü kesmek...
Evvet geçmişte ben de elime kitap aldığım zaman neden boş duruyorsun kızım diyen insanlar görenlerdenim!!!
Kuaförlerde, otobüslerde, trenlerde ve yolculuklarda boş anları başka boş şeylerle değerlendren o kadar yaratıcı beyinler var ki ülkemizde...
Okuma oranının çıtasının yükseltilmesi önce bizden başlayacak ilk ve tek bildiğim bu...Bizden başlayabilen okuma ateşi eminim önümüze çıkan bizlerdenlere bulaşacak yavaş yavaşta olsa...
teşekkürler değerli yazar...
:)) Bu yazınıza gülümsüyorum.
Çünkü...
Bir zamanlar elimde kitap görüpte bana kızanlar vardı. Kızların elinde kitap ne arar otur el işi yap diye. Ama onlara inat babam ve annem bana hikâye kitabı alırlardı okumayı seviyorum diye.
Yani ülkemizde ne yazık ki bir çok kesimde kitap okumak zaman kaybı gibi algılanıyor.
Haklı bir konuya parmak basmışsınız yine.
Çözüm ise tek! Eğitim, eğitim ve yine eğitim... Ama sadece okulda değil ailede de.
Sevgi ve selamlar duyarlı yüreğe...