- 707 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Söz Var Mı Senden Öte?
Daha ne diyebilirim ki?
Saçların rüzgârı alınca ardına, ne de güzel yol gösterir kırlangıçlara. Gözlerin derinliği bir mezar misali yutmaya hazırlık duygusu veriyor insana. Sözlerin bir taş ustasının çekici kadar nereye ne derece vuracağını bilir bir ustalıkta, bir o kadar zor bir meşgalenin yorgunluğunda. Bakışların taş diye tarifi yapılan kalbimi bir kanaviçe zarifliğinde nakış nakış işlemekte.
Dilimi çözülmez bir bağla düğüm düğüm bağlayan bu bakışlardı. Bu bakışlardı kalemime söz olan. Bu bakışlardı ruhuma bin bir güçlükle inşaa ettiğim, her seferinde yeni restorasyonlarla adam etmeye uğraştığım gönül kaleme koca gedikler açan. Bu bakışlardı aşk şehrimin girişindeki burçları güvercin ayakları altında tuzla buz olmaya iten.
Çenesi düşüyor kalemin. Ne kadar yazarsa yazsın hep eksik kaldığını, seni tarifin tam hakkını veremediği endişesiyle yazdıkça yazmakta. Garipseniyor yüreğimce, açlığımı susuzluğumu hissetmem. Yalnızlıklara sürgün hissi duymamın sensizliklerden gelen gizemle örtüşmediğini düşünmeden edemiyorum.
Yine alamıyorum kendimi, farkında olmadığım bir şeyler yapmaktan. Yine damla damla eriyor heyecanım. Yine coşkunluklarımı törpülüyor ütopik yanılgılarım. Çocuklarımın saçları ağarıyor gözlerimin önünde, yoksa yaşlanıyor muyum? Daha sevme vaktini gözlerken, bu zamansız yaşlılık nerden çıktı. Öyle bir vakit yok mu? O vakti beklemekle o vakit gelmez mi? Zaman sınırlarına sığar mı hiç? Sevmenin vakti olur muymuş?
Yıllarca yaşadığım yanılgı yakamdan tutuvermiş de fark etmemişim. Meğer sevme vakitlerinde sevmeli ki, ağlama vakitlerinde gözyaşının bir tadı bir anlamı olsunmuş. Meğer ağlamak için vakitsiz, sevmek için vakitsiz, kaybetmek için de vakitsiz kalmışım. Meğer vakit vaktindeyken nakitmiş.
En zor olan ya da anlamsız zorunluluk kabul edilen durumlardan biri de; sevgiyi ürkek bir dille ifade etmektir. Oysaki herkes sevgi temelinde yaşadığını söylemiyor mu? Yoksa herkes yalancı mı? En yüksek tonda, en derinlerden çekip getirerek, en uzaklara inlemelerini yollayarak söylemek gerekmez mi? Bu güzelim duyguyu tam dile getirecekken gadre uğratan kim? Dünyanın servetini ödeseniz bunu satın almanız ya da satmanız mümkün mü?
Hava soğuyor. Üşüyorum ve seni düşünüyorum. Üşürken de düşünüyorum. İliklerime kadar üşüyor, iliklerime kadar seni hissediyorum. Ellerim buz kesmiş. Yüreğim köz gibi. Gözlerim kan çanağı. Kalbimden esin almış belli. Sensizliği yüreğime anlatamadım, gözlerime de dinletemedim inan. Günlere, aylara pay ettim kabul etmediler, sığdıramadım.
Sensizliğin anını takvimler saatler dile getirebilir mi? Yüreği yaralı insanın yüreğinden kan damlar elbette. Yüreğinden kan akanın üşümez mi elleri. Titremez mi bedeni. Var sen bunu esen rüzgâra yor, var sen bunu yağan yağmura, kara, tipiye yor. Hatta yüreğin el veriyorsa kan kırmızısı gözlerimi de uykusuzluğa yor.
Ürkek bir ceylan gibi oluşumdan al alabileceğin cesareti. Bakışlarımı rüzgâra savurdum diye, o ise karanlığa teslim oldu diye küsmeyesin esen rüzgâra, yele. Yüreğin varsa sen de dal böyle bir hayale ve o hayalinle tutuştur yakmaya cesaret edilemeyen yalnızlığı ve kavuştur visale.
Yanımdan gittiğinde, içimden gitmiş olmuyorsun. Yanıma gelmediğinde yalnız bırakmış olmuyorsun. Terk ettiğinde terk etmiş olmuyorsun. Biliyor musun? Öldürmüş oluyorsun... Yani bir caddeden geçmiş, bir toprağa basmış, bir nefes rüzgâr yutmuş, aşka ferman dinletmeye müstahak olmuş oluyorsun. Kaldırımları şahit tutmuş, mezarlığa uzaktan bir selam çakmış oluyorsun. Bulutların yüreğinden bir tutam gözyaşı dökmüş oluyorsun üstümde yeşeren çimenlere.
“Sevgi ve aşk melekelerinin yeniden canlandığına şahit olmak ne tarifsiz bir mutluluktur.
Yaşadığımız sürecin en hayırlı hâsılası göz göze bakarak birbirimizi anlama çabamız ve eşit göz hizasında yaptığımız konuşmalardı.”
Söz Var Mı Senden Öte? Yazısına Yorum Yap
"Söz Var Mı Senden Öte?" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.