- 1678 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÖRGÜLÜ(!) DAVRANIŞLARIMIZ
Günlük yaşantımızda her daim ve her yerde görgüsüz davranışlar sergileyen insanlarla bir şekilde karşılaşıyoruz. Evde, sokakta, okulda, bir toplantıda, yemek yerken, su içerken, telefonla boğuşan pardon konuşan görgüsüz bedevileri sıklıkla görmekteyiz. Görgüsüzlük sadece avam(alt) tabakasına münhasır davranış bozukluğu olmasa gerek, havas diye ifade edilen seçkinler(!) içerisinde de farklı tonlarda gördüğümüz bir sorundur. Görgü bir bakıma edep veya adap demektir. Tersten okursak görgüsüzlük bir bakıma edepsizliktir diyebiliriz.
Edepsiz, pardon biraz yumuşatalım görgüsüz davranışlara birkaç örnek vereceğim.
Evde aile bireyleri ile ilişkilerimiz ne kadar edepli(görgülü). Sadece birbirimizle konuşmalarımızı ele alalım. Yemeği geciktiren veya o gün yemeği yapamayan hanımınıza karşı nasıl davranırsınız? İsteğinizi yerine getirmeyen veya geciktiren çocuğunuzla konuşmalarınız hangi minval üzere olur? Eşinizin sizden, pazar alışverişini yapma isteği karşısında tutumunuz ne şekilde gelişir? Aile içerisinde birbirimize karşı nazik davranışlarımız saygı ve sevgiyi geliştirdiği gibi çocuklar üzerinde de etkili olacaktır. Şunu getir bunu yap şeklinde emirle konuşma yerine şunu getirir misin bunu yapar mısın şeklindeki nazik bir hitap şekli yılanı bile deliğinden çıkarır. Konuşmalarımızda, davranışlarımızda görgülü, ölçülü vede edepli hareket etmek zorundayız.
Okulda öğrencilerle, idarecilerle velilerle nazik konuşan, onlara tavırlarıyla görgülü(edepli) davranan öğretmen, hiç şüphesiz onlardan da aynısını görecektir. ‘’Ne ekersen onu biçersin’’atasözü ifade-i meramımı daha güzel açıklamaktadır. Derslerinde; sınıftaki öğrencilere bağırarak, hakaret ederek susturmaya çalışan öğretmeni, öğrenciler ne yazık ki susturur. Geri bildirimi daha fazla gürültü daha fazla yaramazlık şeklinde gerçekleşir.
Öğrencilerin okuldaki davranışları ailede, sokakta okulda öğrendiklerinin bir sonucudur, uzaydan alınmış miras davranışlar değildir. Teneffüste bahçede oyun oynayan çocukların oyun şekillerine baktığınızda aşırı bir kabalık, edepsizlik ve şiddet unsurlarının öne çıktığını görmekteyiz. Görgüsüz davranışların birçoğu ailede öğrenilmiş, sokakta olgunlaşmış okulda uygulama alanı bulmuş davranışlardır.
Görgüsüz davranışlar sadece ev ve okul ile sınırlı değil ki. Otobüste bağırarak telefonla boğuşan, konuşurken bütün sırlarını(ticari ve ailevi) herkese rağmen herkese dinletme nezaketinde bulunan görgülü telefon kullanıcısına ne demeli(!).
Yılda bir, hiç olmazsa ayda bir ailenizle birlikte evin dışında yiyeceğiniz yemeği, yan masada homurdanarak yemek yiyen, ağzının çıkardığı şapırtıları dinleyerek gününüzü anlamlı geçirmenize katkı sunan homurtulu yaratığa ne demeli(!).
Basit bir toplantıda veya bir misafirlikte size söz hakkı vermeyen her şeyi bilen bilge krala, sorduğu soruya kendisi cevabını veren ve cevap alacağı kişiyi figüran olarak kullanan zavallı insanlara ne demeli(!).
Ağız dolusu laftan öte, ağız dolusu malzemeyi sağa sola sorumsuzca fırlatan kravatsızlara vede kravatlı hem cinslerine ne demeli.
Bir kişinin geçebileceği genişlikte bir kapısı olan şehir içi otobüsüne aynı anda binmeye çalışan Malazgirt kahramanlarına ne demeli(!).
Dört kişi taşıma kapasite uyarısı olan asansöre istif olmaya çalışan altı kişinin, yedincisine can siperane yer açtırma gayretine, yarı yolda kalan asansördekilerin kuruma veya asansör üreticisine söyledikleri güzel sözlere ne demeli(!).
Görgülü davranışlar sergilemek temennisi ile vesselam…
YORUMLAR
Kasada ödeme sırası beklerken, sanki siz hiç yokmuşsunuz gibi kasiyere :
-İşim acele, hemen vereyim, deyip, sizden müsaade isteme inceliği gösteremeyen görgülülere(!), ne dersiniz!
Saymaya kalkarsam, sizin yazınız kadar yorum olacak, iyisi mi, sizi böyle önemli bir konuyu paylaştığınız için tebrik edip, yorumumu bitireyim.
Saygı ve selamlar...