KIYAFETE DAİR YASAKLAR ARTIK SONA ERMİŞTİR.
BAHARDAKİ ÇİÇEK İÇİNDİR, KIŞTA ÇEKİLEN ÇİLE
İnsani hak ve hürriyete dair mühim bir hadisenin (*) vukuu münasebetiyle, sevinç ve şükran hislerimin, keyfiyetsizliğimin ve kifayetsizliğimin önüne geçerek kaleme aldığı bir şiir.
Evet Üstadım, kışta geldiniz.
O çetin ve sıkıntılı ve ızdıraplı iklimde yeşerdiniz.
Nazik, nazenindiniz, sevgi, şefkat ve merhametle bezenmiştiniz...
Siz misal daha niceleri, imkansızlıklar içerisinde fidan olup boy verdiniz.
Dal budak saldınız, yapraklandınız, çiçeklerinizi ise hep sakaldınız...
Bazen oldu yaprak dahi suç oldu sizler için.
Susuz, gıdasız, kurumaya mahkum edildiniz, kurumuş görüntünüz de,
ta bağrınızın derinliklerinde filiz verdiniz.
Filizlerinizi hep gizlediniz...
Kurumuş bilindiniz...
Aldandılar zalimler, meydanı zakkumlardan ve çalılıklardan ibaret bildiler...
Ve işte bu günlerde, meyvelerinizden filizlenen gençlerle, ağabey, efendi ve hanfendilerle,
bid’akar rejimden bir bir kalelerimizi geri alıyoruz...
Bizi içerden kuşatıp esarete mahkum edenlerin,
münafıkane cehrelerinin, zahir olan tüm çirkinliklerini ve zalimliklerini seyrederken,
siz, tüm kışta gelenlere, bizlere hediye ettiğiniz bahar için teşekkür etmekteyiz...
Ruhunuz şad olsun... Allah sizden razı olsun...
Bizleri emanetinizde emin, sırat-ı müstakimde daim etsin amin...amin...amin..
(*) AŞAĞIYA İKTİBAS ETTİĞİMİZ AİHM KARARI RESMİDİR. SON GÜNLERDEKİ KIYAFETE DAİR SERBESTİYETİN ALTINDA BU RESMİ KARAR YATMAKTADIR. BU GÜN BU TARİH İTİBARİYLE KIYAFETİNDEN SEBEP MAĞDUR OLAN KARDEŞLERİMİZ AŞAĞIDAKİ DİLEKÇE METNİNİ DELİL GÖSTERİP EN TABİ OLAN BU İNSANİ HAKKINI SAVUNABİLİR VE ELDE EDEBİLİR
Av. Abdullah ÇİFTÇİ
Ilkız Sokak No:24/26 Sıhhiye Ankara
Tel: 0 312 232 23 77 - Cep: 532 252 16 37
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
ANKARA
Ekte sunduğum, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 23.02.2010 tarih ve 41135/98 sayılı (18 sayfa) kararından ve Türkçe çevirisinden (14 sayfa) görüleceği üzere [Yargıtay (www.yargıtay.gov.tr) sitesinde ve Ankara Barosu sitesinde yayınlanmıştır]; sivil bir kişinin inancından dolayı, kamusal alanda dahi sarık ve cübbe giyebileceği öngörülmektedir. Bu kararda kamusal alan olmayan cadde ve sokaklarda da sarık ve cübbe giyilebileceği tabii olarak açıklanmaktadır. Bu husus Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 9.maddesinde, bahsedilen “Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü çerçevesinde; din, dini inançlarını açığa vurma özgürlüğü” gereği görülmüştür. Türkiye Cumhuriyetinin bu karara itiraz ederek AIHM Büyük Dairesine götürme isteği de 4 Ekim 2010 tarihinde, Büyük Daire bünyesinde yer alan kurulca görüşülerek ret edilmiş, böylece söz konusu karar kesinleşmiştir.
Zaten bu AIHM kararının sebebi de, bir davada müvekkillerin duruşmada, sarık ve cübbeleriyle savunma yapmak istemeleri üzerine; savunmalarının alınmayarak kendilerine ceza verilmesi olmuştur(*). İç hukuku tükettikten sonra, bu cezanın haksız olduğunu AİHM’de dava açarak ileri sürdük. Görüleceği üzere, bu uygulamanın AİHS’nin 9.maddesine aykırı olduğuna dair karar verilmiştir.
Bu karar ile, anayasanın 174. Maddesinde yer alan ve “Anayasaya aykırı olduğunu anlaşılamaz ve yorumlanamaz” denilen devrim (inkılâp) kanunlarından olan; 28 Kasım 1925 tarih ve 671 sayılı “Şapka iktisası hakkındaki kanun” ile 3 Aralık 1934 gün ve 2596 sayılı “Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun” hükümlerinin, çağın gerisinde kaldığı ve kaldırılmaları gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda “Şapka iktisası hakkındaki kanun” ve “Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun” hükümlerinin, aynı maddede bahsedilen “Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteliğini koruma” ile bir ilgisinin olmadığı da ortaya çıkmaktadır.
Bilindiği üzere, Anayasanın 90/5 maddesi gereğince, “Temel hak ve özgürlüklere ilişkin” milletlerarası antlaşmalar iç hukuktan üstün sayılmaktadır. AİHM de AİHS gereğince kurulmuş olup bu mahkemelerin kararları iç yargı organlarını bağlayıcı nitelik taşımaktadır.
Bu nedenle, Anayasanın 174. Maddesinde yer alan 671 sayılı “Şapka İktisası Hakkındaki kanun” ve 2594 sayılı “Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine dair kanun” başlıklı inkılâp kanunlarının kaldırılması için gereğini tensiplerine saygılarım sunarım. 22.10.2010
Ahmet Arslan ve diğerleri Vekili, Av. Abdullah ÇİFTÇİ
EKİ: AİHM nin 23.02.2010 gün ve 41135/98 nolu asıl kararı
ve Türkçe çevirisi (32 sayfa) ile Büyük Dairenin kararı içeriği
Bilgi için:
Cumhurbaşkanlığı makamı,
Başbakanlık makamı,
Genel Kurmay Başkanlığı,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı,
Parti Genel Başkanlığı,
İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı,
Büyükelçilikler,
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı. .
(( Kendi meclisimizdeki vekillerimizin 550’sinin ittifak edipte, değil değiştirilmesini, teklifinde dahi bulunmasının suç olduğu (en tabi ve asgari bir hak ve hürriyetimiz olan kıyafetimize dair) bu serbestiyeti, AİHM bizlere verdi. Ne kadar acı bir mutluluk.))
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.