- 1405 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Sakın Zinaya Yaklaşmayınız (Ve la Takrabuz Zina )
وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰى
Sakın zinaya yaklaşmayınız. Çünkü o iğrenç bir kötülük ve kötü sonuçlu bir yoldur.
(İsra-32)
İncil’de ‘’Zina etmeyeceksin’’
İnsan onuruveya değeri haysiyet, şeref, erdem, vakar, gurur, kendine saygı, başkasına saygı, fahşa ve tüm çirkefliklerden uzak durmaktır.
فحش (Fahşa) Fahişete Çirkin ve yüz kızartıcı günah,edepsizlik,çirkef gibi iğrenç davranışlar için Günah’ın her çeşidi için kullanılan Kur’an’i bir kavram.
İslam şeriatının yasakladığı çirkin iş, yüz kızartıcı söz veya davranış. Fahşa; "Dünyada had cezasını, ahirette ise azabı gerektiren şeydir"
(Cürcani, et-Tarifat)
"Kötü ahlaklı; gerçekten cimri; sınırı aşan her şey; söz ve cevapta taşkınlık etme; çok çirkin olan zina olayı. ALLAH´ın yasakladığı her şey, konuşurken ve cevap verirken haddi aşan erkek ve kadın ve alışılagelen ölçüyü aşan şey"
(Şartuni, Akrabu´l-Mevarid)
Fahşa, genellikle ‘’ZİNA’’ anlamına gelmektedir. Buna göre zinaya ve zina eden kadına fahişe adı verilmektedir
(İbnül-Esir, en-Nihaye, 111/415)
"Hakikate ve normal ölçülere uymayan her işe fahişe denilir. İbnül Cinni´ye göre bu kelime, cehaletin bir çeşidi olup, hilmin karşıtıdır"
(İbn Manzur, Lisanul-Arab)
Ragıp el-İsfahaniye göre, fuhş, fahşa ve fahişe kelimeleri son derece çirkin söz ve fiiller olarak tanımlanmıştır
(el-Müfredat, Fahşa mad)
İnsan eşrefi mahlukat olabildiği gibi, esfeli safilini de hak eder. Şeytani dürtüler ve nefsi emare egemen olduğu zaman heva ve hevesler ilahlaşır. Hayvana göre zamanın getirdikleri denilen şey her zaman aynıdır. Çünkü hayvanlar içgüdüleri ile yaşarlar, İnsanı hayvandan farklı kılan akledebilmesidir. Her asır insan için farklı yeniliklere ve oluşumlara kapı aralar zamanın getirdiği tereddütler karşısında değişmez İlahi yasaya riayet edilmediği taktirde hayvanlaşmaktan kendini alıkoyamaz.
Günümüzde mahrem sınırlarını ifşa eden en büyük fitne aracı, görsel yayınlar yapan fitnevizyon ve teşhir edici şekilde giyim kuşam ile insanların şehevi duygularını haram üzere yönlendiren insan görünümlü şeytanlardır.
Siyonizm’in ana hedeflerinden biri Müslüman toplumların ahlaki yapılarını ters düz etmektir.
‘’Müslümanları eğlence ile meşgul edeceğiz. Çıplaklığı yayacağız. Güzellik yarışmaları tertip edeceğiz. Bu meseleler onları köleleştirmeye yeter.”
İlahi emirlere göre ‘’HARAM’’ olan zina fiili, ülkemizde suç olmaktan çıkmış bilakis bu suçu işleyenler koruma altına alınmıştır. Bizler Müslüman/İslam kimliği taşıyan bir ülkede sırf devlete gelir getiriyor diye kanunla koruma altına alınmış ‘’Fahşa’’ yı dahi eleştiremeyecek kadar pasifleşmişiz. Bu suskunluğumuz devlet nezdinde bunlara meşrutiyet kazandırmıştır.
"Zani bir kimse, zina yaptığı sırada mü’min olarak zina yapmaz, hırsız da çaldığı sırada mü’min olarak hırsızlık yapmaz, içkici, içki içtiği sırada mü’min olduğu halde içki içmez; insanların, onun yüzünden, gözlerini kendine kaldıracakları kadar nazarlarında kıymetli olan bir şeyi mü’min olarak yağmalamaz."
(Kütüb-ü Sitte - Hadisler 5800)
Markos-BÖLÜM 7-21-22 Çünkü kötü düşünceler, fuhuş, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, insanın yüreğinden kaynaklanır.
İbranilere Mektup-BÖLÜM 13: 4 Herkes evliliğe saygı göstersin. Evlilik yatağı günahla lekelenmesin. Çünkü Tanrı fuhuş yapanları, zina edenleri yargılayacak.
Yakup’un Mektubu-BÖLÜM 2: 11 Nitekim "Zina etmeyeceksin" diyen, aynı zamanda "Adam öldürmeyeceksin" demiştir. Zina etmez, ama adam öldürürsen, Yasa’yı yine de çiğnemiş olursun.
İnsanlık dini İslam toplumsal dengeyi korumak, için evlilik ile neslin devamını esas alır fesat ve azgınlığıda yasaklar.
Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer sopa vurunuz. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, O’nun dini konusunda onlara acımayınız. Onların ceza görmesine mü’minlerden bir grup da şahit olsun
(Nur-2)
Zina eden erkek, ancak zina eden ya da Allah’a ortak koşan bir kadınla evlenebilir. Zina eden kadınla da ancak zina eden ya da Allah’a ortak koşan bir erkek evlenebilir. Bu tür evlilikler mü’minlere yasaklanmıştır.
(Nur-3)
Kendi zevcelerini zinayla suçlayan, fakat kendilerinden başka şahitleri olmayan kimselere gelince; bu (suçlamayı yapanların) her biri doğru söylediklerine dair dört kere Allah’ı şahit tutsunlar,
(Nur-6)
Zinadan haberi bulunmayan iffetli mümin kadınlara, zina isnat edenler, dünyada ve ahirette lanete uğramışlardır. Onlara büyük bir azap vardır.
(Nur-23)
O Gün ki, kendi dilleri, elleri ve ayakları bütün (bu) yaptıklarını (açığa vurarak) onların aleyhine şahitlik edecektir!
(Nur-24)
Ey Peygamber! Mümin kadınlar ne zaman sana gelip (bundan böyle) Allah’tan başka hiçbir şeye ilahlık yakıştırmayacaklarını, hırsızlık yapmayacaklarını, zina etmeyeceklerini, çocuklarını öldürmeyeceklerini, hiç yoktan yalan uydurarak iftira atmayacaklarını ve (bildireceğin) hiçbir hakikate karşı çıkmayacaklarını (taahhüt ederek) sana bağlılıklarını bildirirlerse, onların bağlılık taahhütlerini kabul et ve Allah’tan onların (geçmiş) günahlarını affetmesini dile! Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.
(Mümtehine-12)
Bugün size temiz olan yiyecekler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size ve sizin yiyecekleriniz de onlara helaldir. İffetli ve hür mümin kadınları-zinaya ve metreslik ilişkisine başvurmaksızın- namuslu biçimde mehirlerini verdiğiniz takdirde size heladir. Kim iman etmeyi reddederse yaptığı ameller boşa gitmiştir, o kimse ahirette hüsrana uğrayanlardan olur.
(Maide-5)
Meşru şekilde (nikah yoluyla) sahip olduklarınız dışında bütün evli kadınlar (size haramdır). Bu, üzerinize farz olan Allahın buyruğudur. Bunların dışında kalan bütün (kadınlar), kendilerine mal varlığınızdan (bir kısmını) vermeniz ve gayri meşru bir ilişki ile değil de evlilik bağı yoluyla meşru şekilde almak kaydıyla size helaldir. Kendileriyle evlenmek istediğiniz kadınlara hak ettikleri mehirlerini verin; ama bu meşru yükümlülük (üzerinde anlaştık)tan sonra (başka) bir şey üzerinde serbestçe anlaşmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
(Nisa-24)
Ve onlar ki, iffetlerini korurlar
(Mü’minun-5)
ama bu (sınırı) aşmak isteyenler, işte haddi aşanlar böyleleridir;
(Mü’minun-7)
ama o (sınır)ın ötesine geçmek isteyenler, gerçek haddi aşanlardır;
(Mearic-31)
Onlar Allah’ın yanı sıra başka bir ilaha yalvarmazlar. Allah’ın yasakladığı cana, sebepsiz yere kıymazlar ve zina etmezler. Bu suçları işleyenler cezalarını görürler.
(Furkan-68)
Konu günümüzde çok fazla önemsenmeyecek kadar basit ve olağan bir anlayış seviyesine inmiştir bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getirmek ile mükellefiz .
Kur’an’i Kerim’de Haksız yere cana kıyma ve Zina aynı değerdedir, çünkü fıtrat gereği var olan cinselliği başka amaçla kullanma bir tür öldürmedir. Zina neticesinde doğan çocukları aşşağılanmış bir hayata terk etme veya kürtaj ile aldırma bir hayatın kaybı olup öldürmedir. Nesebin devamı kaybolur, kanlar karışır, namus ve çocuk konusundaki güven yitirilerek toplumsal bir çöküş başlar.
Kur’an’i Kerim bırakın zina yapmayı zinaya sebep olabilecek tüm hallerden sakınmayı emrederek, şehevi duyguların ne denli körükleyici özelliği sahip olduğuna vurgu yapmaktadır. İnsanlık dini İslam’da aile ve evlilik kurumlarına verilen değer toplumsal yapının saadeti ve huzuru üzere bina edilmiştir.
İslam insanlarda var olan şehevi duyguların, en ufak bir tavizde ne denli bir ölüme sebep olduğunu anlatmak ve beyinlere kazımak için ‘’Yaklaşmayın’’ emri ile zinaya iten sebeplerin yolunu keserek kadınlı-erkekli karma bir hayatı hoş görmez, bunu belirli yasalar ile belirler. Evliliğe gücü yetenlerin evlenmesini teşvik ederek Namus ve Onurunu korumayı isteyenlere yardımcı olur. Buna gücü yetmeyenlere ise yine ‘’Oruç’’ ve şehevi arzuları Rabbe karşı sorumluluk bilinci ile engeller.
Zina yaradılıştan günümüze değin, aklın, ahlakın, hukukun, insani değerlerin benimsendiği tüm inanç sistemlerinde fahşa saydığı ve yasakladığı bir fiildir. Bu suçu işleyenlere farklı şekil ve miktarlarda cezalar verilmiştir. İslam akıl, din, can, ırz, namus ve malın korunmasına yönelik hukuki düzenlemeler ile hükümler koymuştur. Evliliği teşvik ederek bunu zedeleyecek tutumları yasaklamış ve bu tür bir suça iştirak edenlere karşı cezai hükümleri belirlemiştir.
Kur’an’i Kerim’de çeşitli günahlar bildirilmiş, fakat hiçbirini ‘’Zina’’ hükmü hakkında geniş tutmamıştır. Bu fahşayı işleyenleri cehennem ile uyarmış, cezasını, iftira atanların şahitliklerinin kabul görmemesini ve dövülmesini, bu fiili işleyenlerin bir biri ile evleneceklerini izah ederek Allah’ın kesin hükümlerini açıklamıştır.
Okurların affına sığınarak bu hususta bir örnek ile ne kadar fahşa bir fiil olduğunu izah etmeye çalışacam. Bu fiili işleyen erkek olsun bayan olsun düşünemedikleri şu hususu izah edecem. Fahşa fiili işleyenleri evli olarak düşündüğümde içinden çıkılmaz bir hal karşıma çıkmakta, çünkü o fiili işleyen erkek ve kadın daha sonrası nikahlı olduğu eşine döndüğünde acaba o fiili işlediği kişinin kaç insan ile beraber olduğunu idrak edebilse nerelere vardığını hiç düşünmüyor mu? Çünkü o insanın beraber olduğu kişilerin uzvunun mikropluğunu helaline de bulaştırmış olmuyor mu?
Zina fiilini işleyenleri halkın önünde dövmenin hikmeti, insanlara ibret ve ders alınması ve bu fiile meyilli olanları korkutup bundan vazgeçirmek amaçlıdır. Çünkü dövme ve halkın önünde rencide olma insanın nefsine ağır gelen bir olaydır, mahcubiyet ve güvensizlik vermesi nedeni ile toplumun gözünden düşmeyi bir çok insan Allah’ın emrinden daha öncelikli görmektedir… Zaten Allah’a karşı haya ve ar duyan birinin bu fiili işlemesi imkansızdır.
Zina eden erkek, ancak zina eden ya da Allah’a ortak koşan bir kadınla evlenebilir. Zina eden kadınla da ancak zina eden ya da Allah’a ortak koşan bir erkek evlenebilir. Bu tür evlilikler mü’minlere yasaklanmıştır.
(Nur-3)
Bu ayeti kerimeye açıklık getirmek adına, zina fiilini işleyenlerin bir birleri ile evlenecekleri müminlere yasaklandığı izah edilmekte, yalnız ‘’Tövbe’’ ederek zina ve tüm fahşalardan arınmak sureti ile müminler ile evlenebileceği hususunda Mümtehine 12 ayeti ve şu hadisler bizlere örnektir.
Ey Peygamber! Mümin kadınlar ne zaman sana gelip (bundan böyle) Allah’tan başka hiçbir şeye ilahlık yakıştırmayacaklarını, hırsızlık yapmayacaklarını, zina etmeyeceklerini, çocuklarını öldürmeyeceklerini, hiç yoktan yalan uydurarak iftira atmayacaklarını ve (bildireceğin) hiçbir hakikate karşı çıkmayacaklarını (taahhüt ederek) sana bağlılıklarını bildirirlerse, onların bağlılık taahhütlerini kabul et ve Allah’tan onların (geçmiş) günahlarını affetmesini dile! Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.
(Mümtehine-12)
Hz. Ömer: İslam’da fuhuş yapan hiçbir erkeğin, namuslu kadınlarla evlenmesine müsaade etmem, deyince Übey İbn Ka’b: Ey mü’minlerin emiri, şirk fuhuştan büyük günahtır. Fakat tövbe edince tövbesi kabul edilir, demiştir. Bu rivayet, günahından tövbe eden fahişe kadınla evlenmenin caiz olduğuna delil olarak alınır.
Başka bir rivayete göre bir adam Hz. Ömer’e gelir:
Bir kızım var, Allah’ın sınırlarından birini çiğnedi ‘’Zina’’ etti sonra kendisini kesmek (intihar etmek) için eline bıçağı aldı, ben yetiştim, tedavi ettim, iyileşti, Nasuh bir tövbe etti. Şimdi kendisini isteyenler var. Daha önce yaptığını söyleyeyim mi? der.
Hz. Ömer der ki:
Onun halini söyleyerek Allah’ın gizlediğini açıklamak mı istiyorsun? Vallahi eğer onun durumunu herhangi bir kimseye söylersen seni ibret için cezalandırırım, onu namuslu bir kadın gibi evlendir.
İmam Ahmed:
"Namuslu bir erkeğin, fuhşuna devam eden bir fahişe ile namuslu bir kadının da günahına devam eden bir facir (zina eden) ile evlenmesi haramdır. Ancak tövbe ederlerse onlarla evlenilebilir" demiştir.
Tövbe eden kimse, günahından temizlenmiş olur. Vaktiyle zina etmiş olsa da, tövbe eden bir kadın veya erkekle evlenmekte bir sakınca yoktur.
Ayetin psikolojik yönünü ele aldığımızda, İnsani değerlere sahip olan kişiler fuhuş yapan kişiler ile evlenmek istemezler, çünkü fuhuşu alışkanlık haline getirmiş kişiler bir birlerini kabul ederler. Ayette özellikle verilmek istenen mesaj tövbe etmeyen ve bu fiile devam eden kişiler ile evlenilmemesi gerektiğini vurgulamak içindir. Toplumsal yönü ile tövbe etmeden önceki ahlaksız yaşam sergileyenler ile iffetli bir insanın evlenmek istemediği ve bu tür evliliklerin kendi yaşamlarına uygun kişilikler ile olacağı bildirilmektedir.
Kur’ani kerimde günahların derecelerini Furkan suresinin şu ayeti ile ele alarak öğrenmeye çalışalım:
Onlar Allah’ın yanı sıra başka bir ilaha yalvarmazlar. Allah’ın yasakladığı cana, sebepsiz yere kıymazlar ve zina etmezler. Bu suçları işleyenler cezalarını görürler.
(Furkan-68)
1:Şirk 2:Allah’ın yasakladığı Cana Haksız Yere kıyma 3:Zina fiili
Bu sıralanış günahlar bakımından Zina fiilini üçüncü büyük günahlar kapsamına almaktadır. İslam bilginlerinin çoğunluğuna göre Zina fiilini alışkanlık haline getirip tövbe etmeyenlerin ebedi cehennemlik oldukları fikrini bizler yine Allah’ın kelamı ile değerlendirdiğimizde, Haddi aşan azgınlaşanların dahi Allah’tan umut kesmemeleri gerektiğini ve bağışlama yetkisinin sınırlarını ancak Allah’ın belirleyeceğini idrak etme anlayışı ile umutvar olmak gerektiğine inanıyoruz.
De ki: "(Allah şöyle buyuruyor) Ey kendilerine karşı haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin: Allah bütün günahları bağışlar; çünkü yalnız O, çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır!"
(Zümer-53)
Elbette hiçbir suç cezasız kalmayacaktır bunu idrak ederek Allah’ın buyruğu üzere söz söylemek Mümine yakışmaz. Bu fiili işleyip haddi aşanların Dikkat etmesi gereken husus yine ayetle ele alınarak ‘‘Allah hakkındaki (kendi) çarpık düşüncelerinizin sizi saptırmasına izin vermeyin!’’ emri dikkate alınarak anlaşılmalıdır.
Ey insanlar! Allah’ın (yeniden diriltme) vaadi gerçektir, sakın bu dünya hayatının sizi ayartmasına ve Allah hakkındaki (kendi) çarpık düşüncelerinizin sizi saptırmasına izin vermeyin!
(Fatır-5)
Fahşa kavramı günah literatüründe en geniş kapsamlı kavramdır. Çirkin, fenalık ve azgınlık hususunda her tür çarpık yaşam ve düşünceyi içinde barındırır. Günümüzde haddi aşma hususunda tarihten bu güne kadar en aşırı yol ve yöntemler had safhaya ulaşmıştır. Zina fiilinden tutunda cinayet, hırsızlık, zulüm, sömürü, adaletsizlik, aile içi huzursuzluklar, mülkü put edinme, boşanmalar ve özellikle arkadaşlık adı altında yaşanan çirkeflikler ile doruğa ulaşmıştır…
Erkek ve Kadınların sorumlulukları yerine getirmemeleri neticesinde, insanların kötü yollara düşmesine sebep olan nedenlerden biride, Sözüm ona belli bir grup veya cemaate bağlı insanların sorumluluklarını önemsemeyip, şeyhinin, abisinin bilmem kiminin arkasına takılıp asıl sorumluluklarını unutmaları neticesinde, ailevi dengelerin bozulması heva ve heveslerin galebe gelmesi neticesinde boşanmalara kadar varmaktadır.
Öyle bir asırda yaşıyoruz ki, özellikle gençlerin şehevi duygularına hakim olması ve disiplin altına alması çok zor bir hal almıştır. Cahiliye asrında fuhuş yapılan yerler olduğunu belirlemek adına asılan bayrak işareti, günümüzde resmi eller tarafından ‘’vergilendirilmiş kazanç kutsaldır’’ sözüne binaen uğrunda milyonların şahadete kavuştuğu bayrağı asarak resmiyet kazandırmışlardır.
Zina fiili günümüzde görsel ve sesli argümanların, akla hayale sığmayacak, namus haya ve edepten yoksun anlayışları sonucu, dizi filmler, sanat adı altında etlerini pazarlayanlar, magazin kültürü, kutlama resepsiyonları, flört adı altında yapılan hayasızlıklar, msn facebook diğer görsel ve sesli teknoloji ürünü cihazların haramı teşvik edici yönlendirmeleri sayesinde gencinden yaşlısına kadar milyonların ahlakını ters düz etmiştir.
İnsanı duyguların estetik biçimde ruhu dinlendirmesi ve huzur vermesi anlamında olan ‘’Sanat’’ anlayışı bugün, hayvanlaşma, tepinme, soyunma, kabiliyetin hiçte önemsenmediği fiziği vücudu yeterli görselliğe sahip olması ve onu destekleyen sözde yayın organları sayesinde kraliçede olur sanatçıda! Aile kavramının hiçte önemsenmediği, günlük sevgili ve birliktelikler insan fiili imiş gibi sunumlar Müslümanların evlerindeki genç beyinleri gün geçtikçe çelmekte bu harama teşvik etmektedir.
Kur’an’ı eline almayıp, Allah resulünün mücadelesini anlamayan ve anlatılmayan magazin ve sanat kültürü ile yetiştirilmeye çalışılan genç nesile, İslami değerler bazında birkaç soru soracak olduğumuzda bunlardan habersiz olduğunu gördüğümüz kişilere, magazin adı altında şehvetlerini sunanların hayatları hakkında sorulacak sorular karşısında, anasından tutunda babasına kadar yedi sülalelerinin ismini sayabilmekteler.
Kur’an kaç suredir ve niçin indirilmiştir, Peygamberlerin davası ne idi niçin Alimler hep zorluk çekmiştir sorularına cevap veremeyen, şehevi duyguları istismar edilen gençliğe, herhangi bir sanatçının! Müzik parçasını ve sözlerini sorun, futbolcuların adını sorun size nasıl takır-takır sayıyorlar görün işte Ümmetin evlatları bu ve benzeri münker anlayışlar neticesinde, özlerinden uzaklaştırılıyor, Kur’an ve öğretisine yabancılaştırılıyorlar.
Koyun sürüsü gibi güdülen İslam ümmetinin genç evlatları, tağuti yönetim ve çevrelerin elde etmek istedikleri tüm oyunları bozma zamanı gelmedimi?
İspanya’nın meşhur diktatörü General Franco:
"Futbol, seks ve piyango olmasaydı, ben kırk yıl bu halkı nasıl istediğim gibi yönetebilirdim?"
Bu sadece Franco’nun değil bu düzen ile insanları sömürmeye çalışan tüm tağuti güçlerin ana hedefidir.
1990 Ve 2000’li yıllar arasında yaşadığım bölgede dikkatimi çeken bir devlet politikasını örnek vererek Müslüman halklar üzerinde oynanan oyunların daha iyi anlaşılması gerektiğine inanıyor ve bu Fahşa fiilden kendimizi, evlatlarımızı ve sorumlu olduğumuz tüm çevreleri uyarmak ve hakkı anlatmak zorundayız. Yoksa Allah ve Resulünün karşına ne yüzle çıkmayı düşünüyoruz?
Lise yıllarında karışıklığın had safhada olduğu dönemlerde, normalde devlet nezdinde yasak olan, ahlaksız ve benzeri yayınlara izin verilmekte, gençlerin bu tür ortamlarda bulunmalarına ses çıkarılmamakta idi.
Bunun asli nedenini bugün düşündüğümde, insanların dağlara akın-akın gittiği dönemde, en iyi politika olarak, düşünmeyen-anlamayan-anlatamayan bir nesil oluşturmak, şehevi duyguların esiri yaparak koyunlaştırmak bizzat resmi güçler tarafından uygulanmakta idi gerisini akledip Kur’an ve Sünneti esas alarak yaşam sürdürmeye çalışan Mümin kardeşlerime bırakıyorum.
فَاَيْنَ تَذْهَبُونَ
Feeyne tezhebûn.
Öyleyse nereye gidiyorsunuz?
(Tekvir-26)
MEVLÜT HÖNÜL
www.medineweb.net
MALAZGİRT
10.12.2010
YORUMLAR
Kur’an’i Kerim’de Haksız yere cana kıyma ve Zina aynı değerdedir, çünkü fıtrat gereği var olan cinselliği başka amaçla kullanma bir tür öldürmedir. Zina neticesinde doğan çocukları aşşağılanmış bir hayata terk etme veya kürtaj ile aldırma bir hayatın kaybı olup öldürmedir. Nesebin devamı kaybolur, kanlar karışır, namus ve çocuk konusundaki güven yitirilerek toplumsal bir çöküş başlar.
Ne kadar dogru bir aciklama.
Toplumsal olarak ne haldeyiz ortada.Kaybolan her deger bunun göstergesi.
Yüreginize saglik
Begeni ve ilgi ile okudum
Saygilarimla