- 1467 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tiyatro Agon genel sanat yönetmeni Erhan Sönmez ile söyleşi
Tiyatro Agon genel sanat yönetmeni Erhan Sönmez ile söyleşi
Erhan Sönmez, 1998’de tiyatroya oyunculukla adım attı, bitmek bilmeyen öğrenme-öğretme arzusu ile günden güne kendini geliştirerek, Mersin’e sanatsal anlamda çeşitli hizmetler sundu. Mersin sanat çevresinin yakından tanıdığı Erhan Sönmez şu an, Tiyatro Agon Genel Sanat Yönetmenliği ve Mersin Sinema Derneği Başkanlığı görevini yürütüyor.
Abalı: Mersin’de kaç senedir tiyatro yapıyorsun, hangi kurum ya da gruplar içerisinde yer aldın, anlatır mısın?
Sönmez: Tiyatroya 1998’de Mezopotamya Kültür Merkezi’nde başladın. Halk Eğitim Merkezi, Merhaba Sanat Tiyatrosu, Akdeniz Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Seyri Mesel Tiyatrosu, son olarak da kurucuları arasında olduğum Tiyatro Agon’da oyunculuk ve yönetmenlik görevlerinde bulundum.
Yerelde çalışma yapan amatör tiyatro ve tiyatrocuların sorunlarına değinelim istersen?
Sönmez: Aslında en büyük sorun salon sorunu. Amatör tiyatrolara yerel yönetimlerin hiçbir şekilde destek vermemesi de ayrıca büyük bir sorun. Amatör tiyatro grupları kendi çabalarıyla üretim yapabiliyorlar. Yani belediyeler yaptığı festivallerde yerel sanatçılara yer verilmiyor, tabi Akdeniz Belediyesi Çocuk Tiyatro Festivali’ni saymazsak. Gerçi baktığımızda Türkiye’de amatör ya da profesyonel tiyatroların ekonomik nedenlerle kapandığını görüyoruz. Ayrıca şu konuya da değeniyim; Kültür Bakanlığı da daha çok İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerdeki büyük tiyatrolara ödenek ayırıyor.
Tiyatro Agon’nun kuruculuğu ve genel sanat yönetmenliği görevini taşıyorsun, bu serüven nasıl başladı anlatır mısın?
Sönmez: ’Agon’, terim olarak Antik Yunan’da ‘kapışma, yarışma ve karşılaşma’ olarak kullanılan bir terim. Agon, Antik Tiyatro’da tragedya ozanları, oyuncular ve Dithyrambos (AGON) koroları tarafından yapılan yarışmalara deniyor. Kısacası bizim tiyatroya bakışımızı Agon tamamlıyordu. 2001 yılında 3 arkadaş bir araya gelerek tiyatro Agon’u kurduk. Bu grubu kurmamızın diğer bir sebebi ise, biz tiyatro dışında da çalıştığımız için diğer tiyatro gruplarının çalışmalarına katılamıyorduk. Yani o yüzden bu grubu kurduk. Tiyatro Agon’da sahnelediğimiz oyunları söyle:
İNSANLIK S.O.S - TANJU KUMBARACIOĞLU 2001-2003
SEN GARA DEGİLSİN (ÖKÜZ SAVAŞI) - AZİZ NESİN, MUZAFFER İZGÜ 2003-2005
KAHKAHA GARI - SALİH YILDIRIM 2006-2007
BULUTLAR – ARİSTOPHANES 2007
ŞİŞMAN ADAM GÜLE GÜLE - DERVİŞ TEZCAN, 2007-2008
SEN BENİM KİM ODUĞUMU BİLİYOR MUSUN - AZİZ NESİN, 2008
BARINAKSIZLAR- SALİH YILDIRIM 2008
TİYATRO AGON OYUNLARDAN SEÇMELER 2009
VE BİRÇOK DA SOKAK TİYATROLARI OYNADIK
Mersin’de tiyatro hangi noktada sizce?
Sönmez: Mersin’de tiyatro aslında şu an çok iyi bir noktada değil. Yaklaşık 10’a yakın amatör grup var; kendi alanlarında farklı tarzda tiyatro yapan gruplar. Ayrıca Mersin Büyük
Şehir Tiyatrosu var ama baktığımızda, grupların koşullarından dolayı nitelikli sanat eserleri çıkmıyor. İzleyicinin de bunda büyük payı var. Çünkü yerelde izleyici de tiyatroya sahip çıkmıyor. Daha çok popüler tiyatro oyunlarını tercih ediyorlar; yani dizilerde boy gösteren kişilerin tiyatrolarını. Aynı zamanda yerel yönetimler de daha çok popüler tiyatrolara ödenek ayırıyorlar.
Mersin’de Tiyatro Agon çok sert çıkışlar yaptı, sokak gösterileri, basın açıklamaları vs. Sizi bu tür eylemleri yapmaya iten neydi? Bu sokak etkinliklerini yaparken Mersin sanat çevresinden destek gördünüz mü?
Sönmez: Bu etkinlikleri yapma amacımız, öncelikle sanatın tekelleşmesine ve rant haline dönmesini protesto etmekti. Bunun için sokak tiyatroları yaptık. Aynı zamanda Mersin’de kurulması amaçlanan Nükleer Santrali protesto etmek amacıyla sokak etkinlikleri düzenledik. Birkaç grupla çalışmamız oldu ama genele baktığımızda Mersin sanat çevresi çok da desteklemedi açıkçası, aslında herkes bulunduğu konumdan, kentte yapılanlardan şikâyetçi ama iş eyleme gelince herkes geri çekiliyor. Tiyatroculara baktığımızda birçok çevreye göre daha çok geride kalmış. Statükoya karşı olduğunu savunan bazı gruplar bile zaman içerisinde statükonun yanın da yer alıyor. Bunu sokak etkinliklerimizde gözlemledik
- Biraz da sinema konuşalım –
Tiyatronun yanı sıra farklı uğraşların da var. Sinemacılık, belgeselcilik vs… Biraz da bunlara değinelim. Mersin Sinema Derneği serüveni nasıl başladı anlatır mısın?
Sönmez: Mersin Sinema Derneği’ni 2007’de farklı uğraşlardan kişilerle birlikte kurduk. Gazeteci, tiyatrocu, müzisyen, ressam, radyocu vs. gibi alanlarda çalışan arkadaşlarla başladık dernek faaliyetlerine. Mersin’in ilk Sinema Derneği olmak da ayrı bir heyecandı. Mersinema çatısı altında yaptığımız çalışmalara değineyim. Kısa film atölyesi, fotoğraf atölyesi, kısa film yarışması, yurt içinde derneğimizin üretimlerini tanıtmak ve yaymak amacıyla turneye çıktık. Ayrıca Mersinsema Derneği’nin öncülüğünde ilk kez sinemayla tanışan ve kısa film çeken arkadaşlar oldu. Tabi Mersin Sinema Derneği çektiği filmlerde birçok toplumsal sorunlara da değindi. Sokak çocuklarını anlatan ‘Sokak’ filmi, töre cinayetlerini anlatan filmler. Nükleer santrallerle ilgili toplumu bilinçlendirme adına faaliyetleri oldu. ‘Mersin’de Tiyatrocu Olmak’ adında bir belgesel çalışmamız da oldu.
Mersin Sinema Derneği’nin aktif olarak yürüttüğü faaliyetler neler?
Sönmez: 3 yıldır Uluslar Arası İşçi Filmleri Festivali’nin düzenleme kurulunda yer alıyoruz. Ayrıca Mersin’de kısa film festivali düzenleme projemiz var. Daha önce yaptığımız belgesel çalışmamızı bir dizi haline getireceğiz; Mersin’de Tiyatrocu olmak adında yaptığımız belgesel çalışmasının devamı niteliğinde olacak. Gazeteciler, müzisyenler, yazarlar gibi alanları işleyeceğimiz bir proje içindeyiz.
Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?
Sönmez: “Mersin kültür sanat kentidir ya da olacak” diyen yöneticiler unutmamalılar ki, popüler sanatçıları kentimize getirerek başaramazsınız bunu. Ancak yerel sanatçıları destekleyerek bu amaçlarına ulaşabilirler. Oda tiyatroları, resim atölyeleri, sinema atölyeleri açarlarsa kente büyük bir hizmet yapmış olurlar. İşte o zaman kentimiz kültür sanat kenti olur. Umarım sanatın gücüne ve farkına varabilirler. Teşekkürler
Ali Osman Abalı
08 Aralık 2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.