- 954 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Seviyorsanız....
Film bitmek üzereydi.İnsan gözlerini karanlığa alıştırınca,çok farklı alemlere göç edebiliyordu.Bir de sinema salonunda ki ses sistemi insanın kulağında ayarlanan desibel oranını etkileyip,filmin içinde yaşıyormuşçasına bir his veriyordu.
Filme dalıp gitmiştim.Yanımda ki güzel insanı bir ara unutur gibi olmuştum.Ama sol kolumu kollarıyla kavrayıp,omzuma yasladığı için,onu unuttuğum ara,anlarda kalıyordu yalnızca.Film gerçekten etkilemişti beni.Ve yanaklarım bu merasime bir ödül verircesine ıslanıyordu yaşlarımda.Kirinden arınan bir günahkarın gururundaydım.Yanımda ki güzel insan hala uyuyordu.Film bahane olur diyerek sinemaya gelmiştik.Gece fazla uyumadığını ve de yorgun olduğunu söylemişti bana.
Kaldırmasına kaldıracaktım sevdiğimi;ama en güzel bir şekilde kaldırmak için dikkat göstermeliydim.Sinema salonunu temizleyen kadın bana bakıyordu ve de göz işaretiyle yanımda ki güzel insanı gösteriyordu.Kısık sesle kaldıracağımı söyleyip,kadını birkaç saniyelik de olsa yanımdan uzaklaştırmıştım.
Filmin yarısından beri aynı pozisyonda olmak belimi ağrıtmıştı az,ama yüreğim rahattı.En azından sevdiğim birisine faydam dokunuyordu.
Temizlikçi kadın yeniden bizim oturduğumuz yere gelmişti.Ekran da artık film’de oynayan oyuncaların listesi de bitmiş,filmin müziği eşliğinde,filmde emeği geçenlere teşekkür kısmına gelmiştik.Ama daha kalkamamıştım.
-‘Beyefendi,salondan çıkmıyor musunuz acaba?Kapıları kapatıp,temizlik yapacağız da.’
-‘Tamam ablacım’ diyerek yanımda ki güzel insana doğru eğilmiştim.Şakaklarına doğru iki ufak öpücükten sonra,uyanır gibi olmuştu.Ama yorgunluğu gerçekten kendisini etkilemişti.Yanaklarına iki elimi de koyup,bu sefer normal konuşma sesiyle sevgilime sesleniyordum:
-‘Hadi canım,gidelim istersen.’
Gözünü hafiften açtığında,ışıkların açıldığını ve de filmin bittiğini görünce şaşırmıştı güzel insan.
-‘Uyumuş kalmışım ya,yorgunluk baya etkiledi beni.’
-‘5 dakikadır kalkmanı bekliyorum.Ama kıyamadım,kaldıramadım hemen.’
-‘Senin de omzunda yatmışım,belin rahatsız olmadı değil mi?’
-‘Ne desem yalan olur!’
-‘De meeee…!’
-Tamam canım demeyeceğim,ama sen bir daha desene şu söylediğini.’
-‘Neyi canım?’
-‘De meeee dedin ya,bir daha desene.’
-‘Gıcık..’
‘Hadi hırkanı giyin de,yattın şimdi,hasta olursun dışarıda.’
-‘Sıcak ama.Hem bir wc’ye gidip yüzümü yıkayayım.Sonra giyerim.’
-Tamam canım,bekliyorum şurada.’
Bir filmin sonuna daha gelmiştik.Ama bu filmde sevdiğim ile beraberdim ve de gözyaşları ile filmin sonunu getirmiştim.Farkında olmasın diye de,sağ elimle yüzümü defalarca silmiştim.Ortam hafif karanlık olduğundan,gözlerimin kızarıklığı da fazla belli olmamıştı.
Neye ağladığımı dahi bilememiştim oysa filmde.Küçüklükten gelen bir alışkanlıktı bende ki.Çocuk yaşlarımda,ebeveynler ile çocukları,sevgililerin birbirlerine kavuştukları an filmlerde,ben de ağlama başlardı.Biraz önceki halim de ancak böyle izah edilebilirdi.Ancak aklımda daha keskin bir çizgi vardı.Bir yazarın şöyle bir sözü vardı:
-‘Ne kadar seversen sev,asla belli etme sevgini.Çünkü sevdiğin kişi,sevildiği kadar üzecektir seni.’
Her ne kadar haklı gibi gelse de yazar,sevdiğine sevgini ne zaman söylecekti insan? Bir ezan ve namaz arası kadar vakitlik ömürde yaşarken,sevdiğin insana sevdiğini söylemeden göçmek vefa mıydı sevgiliye?
Ben yazarı çok sevdiğim ve de saygı duyduğum halde,bu sözüne hiç uymadım.Çünkü seni sevene sevgini belli etmez isen,esas burada sorun başlıyordu.
Sevgilim geldiğini görünce,ben de çıkışa doğru yöneldim.Gülümseyerek yanıma doğru gelirken,hala yazarın sözü aklımdaydı.Ama bu söz çok saçmaydı ve uygulamayacaktım.Çok severken hayatta,eğer ki üzülürsem bir gün,bari sevdiğim üzsün de değeri olsun acı çekmenin diyerek,hırkasını giymesi için uzattım.Hırkasını giydikten sonra,elini benim elime dolayıp,asansöre doğru yürümeye başladık.Asansörün önünde beklerken,ben yeşil gözlerin de az serinlenmek istedim sevdiğimin.O da bana bakıyordu.Ellerimiz hala kelepçeliydi birbirine.Arkamız da 4-5 insan daha vardı asansöre binecek.Bulunduğumuz kata asansör geldiğinde,ikimiz de gülümsüyorduk.Sevgilimin elini dudağıma doğru götürüp,kolumla tekrardan yüreğime sarmıştım kendisini.Ve asansöre binerken,birkaç çift gözün önünde,dudaklarım dilimi oynatıyordu:
‘Seni seviyorum canım,hem de çok!’
SİZDE SEVDİKLERİNİZİN KIYMETİNİ BİLİN.BAKMAYIN YAZARLARIN SÖZLERİNE.ONLARDA BİZİM GİBİ İNSAN.BAZEN ONLARDA SAÇMALAYABİLİYOR.SİZ,SEVDİĞİNİZ YANINIZDAN GİTMEDEN,ONU ÇOK SEVDİĞİNİZİ GÖSTERMEYE ÇALIŞIN.ONA YARDIM EDİN,ONUNLA KONUŞUN.VE ÖZELLİKLE SİZ ERKEKSENİZ,SEVDİĞİNİZİ ANLAMAK İÇİN,BAZI VAZGEÇİLMEZ DEDİĞİNİZ ZEVKLERDEN VAZGEÇİN.
ÖLÜMLÜ DÜNYA.İNSAN KALBİ KIRMAYA DEĞMEZ.NE OLURSA OLSUN,SEVDİĞİNİZİ BIRAKMAYIN!
YORUMLAR
Sevmek ,herşeyi sevmek bir tek sevgiliyi değil! öyle güzelki yaşama kaynağımız oluyor.başarılar dilerim ...
HakkınSesi
Sevgili de aşka giden yolun nazlı efkarıdır...
saygılar efendim...
satırlarını okurken gozlerimden yaşlar süzülüyor ip gibi yazmak ıstedıgım okadar çok şey varki aslında hani derlerya bogazımda dügümlendi sözcükler işte o anı yasıyorum şu an bazen diyorum bukadar güzel bir sevgiyi hak ediyormu o güzel bazende diyorum mutlaka ediyordur insan sevildigi kadar severmiş yüreginin en güzel yerine sevgiler sunuyorum allahım sizi hiç ayırmasın güzel yürekli saairim sevgiyle kalın efendim
HakkınSesi
Allah sizi de mutlu etsin daim hayatınızda inşallah...
Saygılar,Rabbime emanetsiniz..
Değerli kardeşim,
İnsan hayatının önceliklerini kapitalist düzenin AVM lerinde unutup gidiyor. Maalesef !
Ben bu hal üzre olmamaya gayret ettim.sevdiklerime sevgimi göstermeye gayret ettim.
Karşımda kim olursa olsun olumsuz bir durum olunca "Bu insan yarın ölecek" diyorum.Ve her şey kendiliğinden halloluyor.
Yarın ölecek bir insana bugün nasıl davranabilirim ki?
Ve aynı duyguları paylaşıyorum sizinle..
Bu dünyada kibrit çöpünü bile kırmaya değecek hiç bir şey yok..
Kalp kıracak bir eşya üretemedi hala kapitalizm bizim için.
Sevgi ve saygılarımla..
HakkınSesi
Sevgiyi körelten tüm yapılara karşı ayakta durabilmeliyiz...
Sevgi...Allaha..Ve yarattıklarına...
Daim korunması gereken bir düstur..
İslam'da sevgi dinidir zaten..
Mübarek Peygamber efendimiz,23 yıllık peygamberliğin de sadece 2 ay harp yapmış...
Bu da bize sevgi ile hareket etmenin faidesinigösteriyor..
saygılar hocam..