- 534 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Meçhule giden yol -3 (Tuhaf isimli kadın)
Meçhule giden yol -3 (Tuhaf isimli kadın)
İşimden arta kalan zamanımı bilgisayar karşısında geçiriyordum. Yavaş, yavaş üyelerim de artıyor. Her gün msn yi açtığımda dört, beş davetle karşılaşıyordum. Bu da bana çok keyif veriyordu. Bu günde üç davet vardı ikisi yabancıydı onları es geçtim sonuncusuna bakınca adresteki isim oldukça dikkatimi çekti Radife Türkten yazılı idi böyle bir tesadüf olamazdı. Oydu Çarpıştığımız o andan itibaren hayatıma giren unutamadığım kadın. Bilmeden benimle arkadaş olmak istiyordu. Hemen kaydettim. Bundan sonra olacakları görür gibiydim. Hayatımda çok büyük değişiklikler olacak. Buna. İnanıyordum. Boşuna söylememişlerdi İzmir’in kızları güzel olur. Bundan sonra yapacağım iş sadece beklemek. Tuhaf isimli güzel kadının nete girmesini beklemek.
Bu bekleyişim uzun sürmedi. İki gün sonra akşam dükkânı kapatmadan evvel son defa Msn ye baktığımda onunda bilgisayar karşısında olduğunu gördüm. Gitmekten Vaz geçerek bilgisayarın karşısına oturdum ve beni görmesini beklemeye başladım. Bu beklentimde uzun sürmedi titreşim gönderdi. Anında cevabını yazdım.
_ Merhaba iyi akşamlar adım turgay.
Radife:
_ Her şeyden evvel iyi akşamlar. Adım Radife Türkten Beni Msn nize kaydedeceğinizi hiç tahmin etmedim ama sizinle konuşmaktan çok mutluyum, çok heyecanlıyım. Adresinizi başka bir siteden aldım.
_ Teşekkür ederim ama bu konuşmadan ikna olursam msn emde yer alabilirsiniz
İlk tanışmamız ve konuşmalarımız bu minval üzerinde devam etti bir dahaki konuşmamızda açmamız gerektiğini kendisine söyledim kabul etti. Evde kamerası yokmuş. Bundan sonraki konuşmamıza internet kafeden yapacakmış. Yarın öğleden sonra yeniden msn de buluşmak üzere sözleştik. Ve ben bilgisayarı kapatarak Dükkândan çıktım.
2
Turgay eve yorgun argın döndü. Bu gün çok yorulmuştu. İşini seviyordu. Kolay değildi kitap müşterisiyle uğraşmak. Yok, o kitap var mı? Şu derginin bilmem kaçıncı sayısı bulunur mu? Biliyor musunuz? En komiği de, bana bir kitap ver. ‘Olur, bulursam veririm’. Etrafına bakındı, aman ‘dedi’ ‘aman Bir duyan olur da şikâyet ettiğimi sanır. Az mı boş gezmişti, milletten borç para almak için ne yalanlar uydurmuştu. Ama başarmıştı nihayet o ufacık dükkânı açmaya Muaffak olmuştu. Ve şimdi oturmuş bir işi yazmış olduğu iki romanı birkaç şiir kitabı bulunuyordu.
Birden kendini apartmanın dış kapısının önünde buldu. Ceplerini karıştırdı, giriş kapısının anahtarını zorlukla buldu. Zaten hep böyle oluyordu nedense anahtar hazretleri aradığı en son cebinden çıkıyordu. Kapıyı açtı. Antreyi geçti ve bir alt kata inen merdivenlere yöneldi. Kendini birden özel hissetti. Apartmanda evine gitmek için her kes yukarı merdivenlere yönelirken sadece kendisi aşağı iniyordu. Olsun bodrum katı ama kendimin ay dediğin ne ki hemen geliyor, ‘’Kira diye bir düşüncen yok çok şükür. ‘ Aslında bu günkü kazancıyla daha iyi bir yere de taşınabilirdi ama burasını seviyordu. Bu güne kadar buradan taşınmayı hiç düşünmemişti.
İçeri girdi. Havasızlıktan etrafa ağır bir koku sinmişti. Tabi ya dedi kendi kendine pencereleri açmadım.. Elindeki paketleri mutfağa bırakarak iki cam açtı ‘’beş dakikaya kalmaz hava tertemiz olur.’’ Gürültü yapsın diye televizyonda kanalları karıştırarak rasgele bir kanalda karar kıldı Sonrada mutfağa geçerken her zamanki misafiri camın kenarında belirdi ve miyavlamaya başladı. Anlaşılan bu akşam yine aç kalmıştı. Önce bir avuç kuru mamayı camın dışına koyunca şikâyet kesildi ve kedicik mırıldanarak kendine ikram edilen akşam yemeğini yemeye başladı. Sıra kendi karnını doyurmaya gelmişti. Dolaptan yemek tenceresini aldı ocağın üzerine sürdü. ‘yarın akşam yemek yapmam gerekecek, şimdilik bu gece yeter. Biraz da turşum var.’’ İdare ederim. Yemekten sonra kendine bir çay demledi ve televizyonu kapatarak bilgisayarını açtı. Bu da kendi sırrıydı. Gökhan burada da devreye girerek kendine iyi bir bilgisayar ayarlamıştı. Yarım kaldığı yeri bularak yazmaya başladı.
Üçüncü bölümün sonu
Tuğrul Ahmet Pekel/2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.