İLKBAHAR GELDİ
İlkbaharın güneşli çok güzel bir günüydü.Öğretmenimiz güleryüzle sınıfa girdi.Aşağıdaki şiiri okudu:
BAHAR GELİNCE
Şimşekler çakar,
Yağmurlar yağar.
Dere çağıldar,
Bahar gelince.
Arı vızıldar,
Güneş parıldar,
Sıcaklar artar,
Bahar gelince.
Tohum ekilir,
Fide dikilir.
Leylekler gelir.
Bahar gelince.
Kuzular meler.
Ağaç filizler.
Isınır yerler.
Bahar gelince.
Çiçekler açar.
Turnalar uçar.
Yaylalar uçar.
Bahar gelince.
Sonra dedi ki:
-İlkbahar gelince her traf yemyeşil olur.Dereler çağıldar.Kuşlar öter.Kırlar,bayırlar,çayırlar,bah-
çeler çiçeklerle süslenir.Her yanı çiçek kokuları doldurur.Bu güzellikler arasında eğlenmek,gezmek,
temiz hava almak,dinlenmek için okulca ve ailece geziler yapılır.Okul ya da sınıfça yapılan geziler
için bir plan yapılır.Nerelere gidileceği,nelerin inceleneceği önceden saptanır.
Sevgili Çocuklar!Söylediklerimden de anlaşıldı ğibi ilkbahar geldi.Bugüne kadar havalar hep yağmurlu geçti.Onun için bir yere gezi yapamadık.Yarın kardeş okulumuzun bulunduğu Veliköy’e
gezi yapacağız.Herkes hazırlıklı gelsin,dedi.
Sınıfta bir sevinç çığlıkları yükseldi.O sırada paydos zili çaldı.Sevinçle eve geldim.Anneme:
-Anneciğim! Yarın bizim köye gezi yapacağız.Yiyeceklerimi bu akşamdan hazırlayalım.Biliyorsun
iki de öksüz arkadaşım var.Yiyecekleri ona göre hazırlarsak iyi olur,dedim.
Annem,bizim köye gezi yapılacağını duyunca çok sevindi.AQnnemle birlikte geziye götüreceğim yiyecekleri hazırladık.Onları beslenme çantama yerleştirdim.Annem ve babama:
-İyi geceler,diyerek erkenden yattım.Sabahleyin erkenden kalkıp okula gittim.Okulun bahçesinde
gördüğüm bütün arkadaşlarım benim gibi çok sevinçliydi.Okulun bahçesinde gezerken iki büyük
otubüs geldi.Otobüse binmek için hep birlikte koştuk.Öğretmenimiz:
-Sıra olun çocuklar!Taşıtlara sıra ile binilir,sıra ile inilir.Taşıt içinde yüksek sesle konuşulmaz.
El,kol pencereden dışarıya çıkrılmaz.Sürücüyle konuşulmaz.Meyve ve çekirdek yenildikten sonra
yerlere atılmaz.Yaşlılara,sakatlara,hamilelere ve çocuklu bayanlara yer verilir,dedi.
Öğretmenimizin uyarısını dikkate alarak otobüslere sırayla bindik.Veliköy’e giderken yolda birçok
hayvan gördük. Öğretmenimiz:
-Çocuklar!Koyunların yavrusuna kuzu,keçilerin yavrusuna oğlak,atın yavrusuna tay denir,dedi.
Otubüste şarkı,türkü söyleyerek Veliköy’e geldik.
Öğretmenimiz sürücüye:
-Sen bu köye daha önce geldin mi?Bu köyün her tarafını biliyor musun?Köyün,en güzel piknik ve gezi
alanı neresidir,dedi.
Adını sonradan öğrendiğim sürücü Mehmet amca:
-Ben bu köydenim öğretmen hanım.Bu köyün her tarafı güzeldir.Ancak siz biraz kalabalıksınız.
Hem öğrenciler ekili yerlere zarar verebilir.Sizi ,ben" Büyükçayır"a götüreyim.Orada hem geniş
ekili olmayan alanlar var.Hem de Muhtarımız Rasim amcanın örnek bir bahçesi var,bahçeyi de
görürsünüz,dedi ve bizi Büyükçayır’a götürdü.
Büyükçayır’a geldiğimizde hepimiz otobüsten indik.Cennet kadar güzel olan köyümü gezen arkadaş-
larım:
-Aaa!Ne kadar güzel köy!Böyle bir yer dünyanın hiçbir yerinde olmaz.Ah,keşke ben de bu köylü
olsaydım,diye konuşmaya başladılar...
Ben de o sırada köyümüzün muhtarı ve herkese yardım yapmaktan zevk duyan Rasim amcayla
konuşuyordum.Annem kadar sevdiğim,muhtar amcanın eşi Şengül teyzem de özenle hazırladığı
sebze bahçesinin yanından tavukları ve eşekleri uzaklaştırıyordu.O arada köy yaşamını bilmeyen
dolayısıyla hayvan yavrularını tanıyamayan Figen yanıma geldi. O sırada eşek yavrusuda yanımız-
dan geçiyordu.Figen:
-Aaa!Ne kadar güzel tay!Şunu tutsam da biraz sevsem ne iyi olur,dedi.Figen’in konuşmasını duyan
Muhtar Rasim Tekin amca.
-Sarı saçlı güzel kızım benim! O tay değil.O ,bir eşek yavrusudur.Eşeğin yavrusuna sıpa,tavuğun
yavrusuna civciv,köpeğin yavrusuna enik,mandanın yavrusuna malak denir,dedi.
Figen:
Sayın Rasim amca !Benim hayvan yavrularını tanıyamam çok doğal.Çünkü bugüne kadar ne bir köy,
ne de canlı bir hayvan yavrusu görmüştüm.Bana bu bilgileri verdiğin için teşekkür ederim,dedi.O arada bir düdük sesi duyuldu.Öğretmenimiz:
-Çocuklar!Çevreği görüp incelemeniz için size yirmi dakika daha izin veriyorum.Yirmi dakika
sonra herkes büyük ceviz ağacının yanına gelsin,dedi.
Ben,Muhtar Rasim Tekin amcayla söyleşimi bitirmeden yirmi dakikalık süre uçup gitti.Rasim
amcaya hoşça kal diyerek koşup büyük ceviz ağacının yanına geldim.Ceviz,rahmetli Mehmet dedemin
özenle dikip bakıp büyüttüğüydü.Ben o cevizin dalına asılan salıncakta mışıl mışıl uyuduğumu anımsıyorum.Mezarında rahat uyu dedeciğim!Ruhun şad olsun!Şimdi amcalarım cevize ortak olmak istiyor.Ancak ben o cevizi senin diktiğini,sulayıp büyüttüğünü çok iyi biliyorum ve amcalarımın ortak-
lık isteklerine karşı gelmiyorum.Ben bu duygularla geçmişi düşünürken birden peş peşe düdük sesleri
yine duyuldu.Öğretmenimiz:
-Tekrar ediyorum.Bazı arkadaşlarınız cevizin yanına gelmedi.İki dakikalık süre içinde gelmeyen olursa onun getirdiği yiyecekleri dağıtacağım dedi.
Öğretmenimizin söylediklerini duyar duymaz öksüz arkadaşlarımı düşünerek cevizin dibine geldim.
Baktım herkes yemek yiyor.Ben de hemen getirdiğim kilimi,basmaya bile kıyamadığım çiçeklerle kaplı çayıra serdim.Öksüz ve yetim arkadaşlarımı da çağırarak karnımızı bir güzel doyurduk.Sonra
ip atladık,top oynadık.Şarkı söyledik.Birbirlerimize bilmeceler sorduk.Duygu,söylediğimiz her bilmeceyi bildi.En güzel oyun tekerlemelerini Burcu söyledi.Daha sonra çevre temizliği yaptıkı Öğret-
menimiz kendi yazdığım şiirimi okumamı istedi.Ben de duygulu ve neşeli bir ses tonuyla aşağıdaki
şiiri okudum
KÖYÜM
Dört bir yanı meyve dolu.
Topraktandır ana yolu.
Gülle kaplı sağı,solu
Köyüm köyüm güzel köyüm!
Serin olur tepeleri.
Mis gibidir her bir yer.
Menekşe kokar yelleri.
Köyüm köyüm güzel köyüm!
Kokar burcu burcu güller.
Açar dallarda sümbüller.
Öter dallarda bülbüller.
Köyüm köyüm güzel köyüm!
Verimlidir tarlaları.
Sütle dolar kovaları.
Korunur ortak malları.
Köyüm köyüm güzel köyüm!
Okul,çeşme ortak malı.
Yerler kaplı çayır halı.
Çok oynanıt Atabarı.
Köyüm köyüm güzel köyüm!
Ortasından akar dere.
Giyilmez hiç fes ve bere.
Çöp atılmaz asla yere.
Köyüm köyüm güzel köyüm!
İmeceyle yapar yolu.
Sağı,solu meyve dolu.
Kurulalı yıllar oldu.
Köyüm köyüm güzel köyüm!
Beş yüz yıllık tarihi var.
Yaz kış akar buzlu sular.
Beş ay kalır toprakta kar.
Köyüm köyüm güzel köyüm!
Şiirim çok beğenildi ve coşkuyla alkışlandı.Daha sonra otobüslere binip okulumuza geldik.Gezimiz çok
güzel geçti.
Yaşasın ilkbahar!
Yaşasın özgürlük!
Yaşasın bize bu özgürlükleri sağlayan Başöğretmen Atatürk!
Yaşasın öğretmenimiz!
Yaşasın doğup büyüdüğüm köy!
Müfit AKSAKAL
(Üzülme Öğretmenim,Mir Yay.İstanbul 2001)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.