- 4184 Okunma
- 32 Yorum
- 0 Beğeni
BİR DELİNİN MEKTUBU
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
“Bir deliyle aramda tek bir ayrım var. Ben deli değilim” SALVADOR DALİ
Sevgili Orson,
Sana bu mektubu anlayabileceğin bir dilde yazıyorum. Benim anladığım bir şeyi kolaylıkla
içinde eritebileceğini biliyorum. Bu yüzden yazı dilim, senin hiç bilmediğin Türkçe.
Lütfen okurken konsantre ol ve hisset yazdıklarımı.
Canım Orson’um, hayatıma giremediğin günden beri, etrafıma ördüğüm tuğla duvarları
sıvamaya çalışıyorum. Sıvamanın tuğla örmekten daha zor olduğunu bilseydim; inan ben
o duvarları, yakındaki tersanenin ölüme terk edilmiş gemilerinin, demir duvarlarını çalıp
yapardım. Ölmek üzere olan bir geminin bir parçasını çalıp yaşatmak kötü bir şey değil ki!
Bu satırlarımı okurken dudak kenarında pis bir sırıtışın koca kıçını gererek oturduğunu
hissediyorum. Hayal gücümün geniş olduğunu kabul ediyorsun değil mi? Aslında ben
hayal gücünü kendine alet eden, yüzüne “normallik” maskesi takmış delilerden biriyim.
Orson’cuğum, ben bu hayatta iyi, dürüst, yardımsever, nazik, komplekssiz olmanın ve
ayrıca kıskançlık illetine kapılıp histeri krizine giren insanlara hayret edip, onların acınası
halini dehşetle seyredip, ama onlar gibi olmamanın “delilik” olduğunu biliyorum.
Bu tarz insanların günümüzde “normal” kabul edildiğini fark edebilmiş ender şanslılardan
biriyim. Bunlar gibi “normal” olacağıma kendim gibi “deli” olayım değil mi?
Geçen gün sana bir şiir yazayım dedim. Baş parmak, işaret parmağı ve genelde diğer
insanlarda kaleme pek alışkın olmayan orta parmağımla, kalemin dayandığı elimin iç kısmı
(hani hilal şeklini alıyor ya!) pek bir rahatsız oldular. Sonradan anladım ki o rahatsızlık,
şiir yazma sancısının kalpten dışa vurumuydu. Tuhaf! Solak olmadığımdan sanırım; içim
her acıdığında vücudumun hep sağ tarafı reaksiyon verir. Sadece sağ şakağımın ağrıması,
sağ göğsümün tıkanması, sağ bacağımın aksaması, beynimin sadece sağ tarafının ara sıra
durması gibi!
Ne diyordum? Ha, evet! Şiir! Neyse canım Orson’cuğum, gelelim sadete. Şiirle aramın
pek iyi olmadığını fark ettim. Çünkü yazmak istediklerimin dışında sözcüklerin akıp gittiğini gördüm. Yazdığım kağıdın ölüyü andıran beyaz renginden mi neden bilemiyorum; ben sana özlemimi, aşkımı anlatmak isterken, nedense hep umutsuz, karamsar, yalnızlığa dair dizeler akıp gitti benden. Bak sana örnekleyeyim:
Bakışının karasında hapsolan yalnızlığım
Dipsiz kuyu kadar fersiz
Dilimde pırıltılı “amentü”
Göğsümün sol yanı Afrika tamtamı
Kararsız mizacımın elinde oyuncak “yarın”
Şimdi bu şiir mi? Oysa ben farklı bir şey yazmak istemiştim. Tıpkı senin g e r ç e ğ e
dönüşmen için hep yaptığım gibi, şiirime de umut kokumdan sıkmıştım.
Ama kokmadı!!!
Hem ben senin şiir okumayı bilmediğini, sana yazdığım şiirleri hep başkasına okuttuğunu
duydum. Bu yüzden artık sana şiir yazmamaya karar verdim. Aslında şiirlerimi sana değil,
farklı birine yazmak isterdim ama maalesef bildiğim tek isim Orson olduğundan; ben kime
yazarsam yazayım, şiirlerimin hep sana geleceğini biliyorum. Sen de şiir okuyamadığından,
başkasına okutup dinlediğin şiirlerimdeki asıl duygumu hiçbir zaman anlayamayacaksın.
Bu nasıl bir kısır döngüdür Orson?
Bu çelişkiyle başa çıkabilmek için, bundan sonra sana mektup yollamaya karar verdim.
Biliyorum ki sen çok güzel mektup okursun. Böylelikle duygularımı, içimdeki umut çocuğu,
sana doğru akan şeffaf kanımı, İkarus ruhumu rahatlıkla görebileceksin.
Bu sana ilk mektubum canım Orson’cuğum. Ta ki yüzün zihnimde belirginleşip, elime fırça,
boya ve tuval alıp seni resmetmeye başlayana kadar da sana yazmaya devam edeceğim.
Seni resmettikten sonra mı? O zaman da senin ete ve kemiğe dönüşmeni bekleyeceğim.
Bu arada Gepetto olmaya niyetim yok. Ben her zaman “gerçeğin” peşinden koşarım!
Bunu da en iyi sen biliyorsun…Yani, bileceksin!
Seni şimdiden seviyorum Orson’um.
En kısa zamanda ikinci mektubumda görüşmek dileğiyle.
İmza:
Delin
BANU ULUDAĞ
YORUMLAR
Orson'a ve dostum Banu'ya sıradışı olma gafletinin entellektüellik olduğunu sanıpta saçmalamak yerine,Deliliğin zerafetince veliliye yakınlığını zaten bizim kültürümüzün mizacına yakışan aşk ve mecnun ilişkisi deli veli çizgisini günümüzün modern zaman kurnazlığına sağlam bir gönderme... deliyiz çünkü kalbimiz var hala.zannımca beynimizden önce.onu harcayıp kalbi tutar tutar kaldırırız. aşk uğruna.
sevgiler Banu. duyunca geldim aşkolsun.
maskelibalo tarafından 11/29/2010 12:31:51 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bilirsiniz şöyle bir söz vardır: "Hacı hacıyı Mekke'de, derviş dervişi tekkede, deli deliyi dakkada bulurmuş."
Bak burda da buldum seni Banucum :))
Ve sen koca dünya: 'Dört yanım akıllı bir yanım deli
herkes akıllı bir ben deli' :))
Ha 'Şiir' ha 'Nesir' ne farkeder ki! Yazmak yakışıyor, yakışıyor işte sana..
Kutladım çokca.
Daim olsun yazan yüreğin/kalemin..
Sevgimle..
ahhh ama ben bu yazıya bayıldım...
harika,,muhteşem....
inanın ancak bu kadar güzel yazılabilirdi bir delinin hisleri :))
sanırım bende bir deliyim ki bu kadar kendimi buldum yazınızda :)) evet insan gerçekten tam böyle hissediyor,,hani şu şiir yazmak istediğiniz anda hissettikleriniz aynısı bana da oluyor :))
yazınız bana ilham verdi,,hemen bende içimdekileri kağıda aktarmalıyım,,çok etkileyici ve samimiydi,,candan kutluyorum,,lütfen devamı hemen gelsin bu yazının 2. kısmının :))
ayrıca güne getiren sevgili seçki kuruluna da ayrıca tşk etmek yerinde olur sanırım :)
sevgiler..
Tek kelimeyle muhteşemdi Sevgili Banu.
Çok özür dilerim ancak haberim oldu.Kaleminin gücü hem şiirde hem nesirde kendisini göstermekte.Kalben kutlarım arkadaşım gönül emeğini ve başarını.Seni okumuş olmanın bir kez daha ayrıcalığını yaşattığın için sonsuz kere teşekkürler.
Elinden kalem, ömründen esenlik ve mutluluklar düşmesin inşallah.
Sevgimle.
"Orson’cuğum, ben bu hayatta iyi, dürüst, yardımsever, nazik, komplekssiz olmanın ve
ayrıca kıskançlık illetine kapılıp histeri krizine giren insanlara hayret edip, onların acınası
halini dehşetle seyredip, ama onlar gibi olmamanın “delilik” olduğunu biliyorum.
Bu tarz insanların günümüzde “normal” kabul edildiğini fark edebilmiş ender şanslılardan
biriyim. Bunlar gibi “normal” olacağıma kendim gibi “deli” olayım değil mi? "
harikasın bi tanesi öyle özel öyle güzel ki mektup mektup delirmeye devam...:)))
kutladım erdeme insanlığa yararlı çabalarını hayata kattığın eşsiz güzellikleri ...
iyi ki varsın iyi ki yazıyorsun sevgili Banu...
sevgim saygım tebriklerim günün yazısına çok değerli yazarına...:)
Nabzımızın kaygan kayboluşlarında her iç çekişin, her can verişin izli mermileri yakar içimizi. Bir söğüt gölgesinde eylül rüzgarlarını mavi denizlere yöneltip dokunmak isteriz sevgiye kimi. Hangi zaman diliminde olursak olalım hep varsıl umutların doğrularıdır künyemizde sakladığımız. Çünkü, anılar asla süpürülemez.
Tebriklerimle...
Çok özgün ve dili kement yapmış usta bir rodeocu gibi arada eğilerek arada sallanarak ama bir şeklde yinede üzerinde kalmayı başarmış...
Orson tıpkı g e r ç e ğ e benzer gibi bir hasbıhal aracı oluvermiş.. O kadar net duygular ve değişik kelamlara basmış ki yazar o kadar olur. şimdilik tebrik edeceğim bir daha dönmek üzere...
Güne gelmeyi fazlasıyla hakeden güzellikteki yazınız için sizi kutluyorum. Sevgilerimle..
BANU ULUDAĞ
Sevgilerimle.
Deli..
Güzeldi Mektubuna baslayan gerceklerin ve anlattikalrin.
Biliyor musun en az senin kadar deli olmak isterdim ama deliden öte ben bir hicim..
ikincisinde bulusmak umudu ile..
sevgiler deli(m)...
BANU ULUDAĞ
Kraliçem teşekkürler:)
BANU ULUDAĞ
Beğenmen büyük mutluluk benim için.
Sevgilerimle
BANU ULUDAĞ
Sizi tekrardan görmek özellikle mutlu etti beni.
Sevgilerim güzel yüreğinize.
Orsona mektup/lar
Delilik penceresinden bakınmakoy oy çok beğendim ...
Pencelerler çoğalacak anlaşılan:))
Orsona sevgiler.... çomağım elimde:))
tebriklerimle Banucum ...
BANU ULUDAĞ
Deli çomağı değil mi bahsettiğin?
Yoksa yine mi yanıldım:))
Sevgiler Zerya'm
Hazal Karadağ
Elim sende:)))
Ne demeliyim bilemiyorum. Edebiyat sitesinde iyi bir türkçe ile bu kadar az eserle karşılaşmak oldukça üzücü doğrusu.
İyi ki yazmışsınız size gelene kadar gerilen sinirim bu mektupla biraz olsun sakinleşti.
Şimdi kendime soruyorum, sinirlenmeyi göze alarak okumayı sürdürmeli miyim yoksa yeniden sinirlenmemek ve herkesi paşa keyfi ve anlık rahatlamalarıyla baş başa bırakıp siteden çıkmalı mıyım?
Edebiyat kaygısı içerisinde olan ciddi insanlara ihtiyaç var. Öz diline önem vermeyi bu kadar basite alan insanların başlarına geleceklerden şikayetçi olmaya hakkı olmadığına inandım her zaman.
Amma sinirlenmişim, sizin sayfanızda bu güzel mektubu dahası özeni görünce tutamadım kendimi halimi anlarsınız gibi geldi konuştum. Kusurumu bağışlayın Banu hanım.
Çok başarılı bir çalışmaydı iyi ki yazmışsınız. Umutlandım ve rahatladım. Tadında bırakıp çıkayım siteden.
BANU ULUDAĞ
Edebiyatın bir dalıyla ilgilenceksiniz ve Türkçe'ye saygı duymayacaksınız. Ben bunu kabullenemiyorum. Hepimiz hata yapıyoruz. Ben de çok yapıyorum. Ama hiç önemsemeden, umursamadan bir şeyler karalayıp onun yanlışını düzeltmeye gerek görmeden şiir ya da yazı yazmak bana saygısızlık gibi geliyor.
Bugün bende çok gerilmiştim bir yazı ve bir kaç şiirde. O yüzden sizi gayet net anlıyorum merak etmeyin.
Bu site gerçekten değerli insanaların olduğu ve değerli yöneticilerin canla başla çalışıp hep ileriyi hedefledikleri özel bir site. Gitmeyin. Sizin gibilere ihtiyacımız var. Forumda NEŞTER başlıklı konuya bakın litfen.
Saygılarımla
Oy oy hoş geldin mektup köşesine Banu. Senden bir mektup okumak çok güzel. Sen en iyisi bir şiir, bir mektup yaz ki, ne şiircileri, ne de nesircileri üzme:))
Gerçekten çok güzeldi kutlarım...
sevgimle...
BANU ULUDAĞ
Beğenmene sevindim sevgili Emine.
Sevgilerimle
Farklı ve güzel bir mektuptu. Kutluyorum Banu Hanımcığım.. Gerçekten de bazen normal ve anormal kavramları birbirine karışıyor. Hele temiz yürekli, kimse için kötülük düşünmeyen, kendinden önce bir başkasını düşünen, menfaatsiz seven ve sayan insanlara deliymiş, safmış gibi bakıyorlar ya işte o zaman ben de deli oluyorum..
Tebrik ederim. Çok beğenerek okudum. Sevgilerimle..
BANU ULUDAĞ
Aramıza hoş geldiniz:)
Sevgilerimle
sen yaz ben okurum deli ,şimdilik gördüm mektubunda kalbinin bir odacığını.
senin Orson
........
başka mektuplara banucum / sevgimle