- 748 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YALNIZLIK YAZILARIMDAN ..
..serin sisli üşüten bir sabah uzaklaşıp kaybolan sesler görüntüler beklenmedik mutluluklar gibi gel gitler arasında dışarı çıkıyorum abartılı duygular veya karmaşık bir hal içinde bakıyorum istanbul’a iskele kalabalık martılar şaşkın beyaz bulut tozları içinde deniz yok olmuş nasıl bir beyazlık kaplamış görülmeye değerdi heyecan veriyor koşar adımlarla iskeledeyim akıllı makinalar karşılıyor insanları parayı sürüyorsunuz size jeton atıyor kaç tane istiyorsanız paranızın üzerini de gecikmeden veriyor ilginç ve tuhaf bir buluş başlangıçta ne yapacağınızı bilemiyorsunuz gişede selam vereceğim insanları boş yere aradım jeton almalıydım akıllı makinayla tanışacağım şimdi ilk defa yapacağımdan sağıma soluma bakındım yardım istemek zorunda kaldım oldum olası teknolojiyle aram zayıftır 07.45 vapuru kalkmak üzere sabah simitlerine bu kez bakmadım aynı simitçi sesleniyordu kulak asmadım bile ah ben de mi dönüşüm sürecine girdim diye düşünmeye başladım şaşırtıyorum son günlerde insanları bunu anlamış değilim beklenmedik bir mutluluğu mu yoksa mutsuzlukları mı yaşıyorum yoksa unutulmaz şarkılar gibi bağışlanmaz hatalar mı saçıyorum çevreme bozuk giden meydan saatlerine benzeşen ilişkiler arasında sıkışıp kalan insanlar ayrı bir dünyanın varlığını arayışları bundan olsa gerek iliklerime kadar ince bir merakla güverteye çıkıyorum gözlerimi kırpmadan bu yeni beyaz istanbul’u seyre koyuluyorum içimde bin bir kaygı bu sis denizinde GEMİ rotasını nasıl buluyor/sa uzayın derin engin boşluğunda havada asılı duran şu nokta muhasebesindeki dünyamızın halini düşünmeden edemiyorum neyse ki azı gitmiş çoğu kalmış yana yatmış bir ömür çizgisinde kimsenin umursamadığı şu beyaz sisli göz görmez durumda bile ruhuma hücum eden duyguların baskısından kendimi alamıyorum nasıl bir şarkı çıkmalı dudaklarımdan hangi sözler dökülmeli hesabı hiç yapılmamış olan veya haykırmak çığlık çığlık çekincesiz kendimi duyurmak bu sisin içinde kaybolmak yumuşak bir uykuya dalar gibi yankısız ve zahmetsizce vapur bütün dikkati ve şaşmaz kararlılığı ile yol alıyor Beşiktaş iskelesine yaklaştığımızı görüyorum bir rüyadan uyanır gibi ortaya çıkan insan kalabalığına hayretle eğildim sisli havaya alışıklar mış gibi benim hayli etkilendiğim dilsiz ve hipnoz halimin hiçbir alameti üzerlerinde yok hangi şey şimdi bizi birleştirecek şu vapurda birlikte olmaktan başka keşke sisli havanın İstanbul gibi mistik egzotik tarihsel dokusunu nasıl muhteşem duygusal romantik tablolara çektiğini paylaşabileceğim birileri olsaydı herkes sessiz ve durgun her insan yüzü yorgun ve isteksiz gergin ve kaba işim gücüm buymuş gibi gelip geçeni tetkik etmek hikayelerini anlamaya çalışmak yüzlerini okuduklarım içinde kimseyi kendimle aynı bulamamak beni de karamsar yaptı vapur daha bir kalabalıklaştı en şaşırtıcı olan da nasıl göründüğünü görmek için aynaya bakan kadınların çantalarında taşıdıkları makyaj malzemelerinin donanımlı olmaları en küçük bir fırsatı nasıl değerlendirdikleri açısından tebessümleri hak ediyorlardı kavgalı kutuplaşmalardan uzak bir zevk anı bakımlı görülmeye değer tutmak kendisini bu ruh hali içinde Eminönü iskelesi’ne yanaşan vapurun son yolcusu bendim sis dağılmamış deniz bembeyaz bir sırrın içinde hangi yönde olduğuna dair bir fikre sahip olmadan yer gök aynı renge bürünmüş beyaz bir rüyadan ne zaman uyanır diye yeni bir düşünce içinde kalabalığa karışıyordum sol kolum ve sırt ağrılarımın ileride bana hangi sürprizleri hazırladığından habersiz cağaloğlu yokuşunu bitiriyordum ..26.11.2010 / istanbul
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.