- 891 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beðeni
ÖÐRETMEN ÖÐRETMEN OLUNCA
Bu gün 24 Kasým Öðretmenler Günü. Bu vesileyle tüm öðretmenlerimizin öðretmenler gününü kutluyorum. Keyfiyet, her zaman kemiyetten önemlidir dostlar. Bu ülkeye çok deðil, ideal sahibi öðretmen lazýmdýr. Herkes öðretmen olabilir. Ancak, mesele ideal sahibi iyi bir öðretmen olabilmektir. Öðrencilerin gönüllerinde ve zihinlerinde iyi bir ad, güzel bir yad býrakabilmektir. Ehliyetli, dirayetli,liyakatlý, on parmaðýnda on hüner olan, donanýmlý ve performans sahibi öðrenciler yetiþtirip bu vatana ve aziz millete sýradan deðil, sýra dýþý üstün hizmetler sunabilmektir.
Hz. Ýsa (as) da bir öðretmendi. Çarmýha gerilmeyi göze alarak yetiþtirdiði 12 havarisiyle (öðretmeniyle) o kadar etki býraktý ki, bu gün dünyanýn yarýdan fazlasý O’nun dininin temsilcisidir. Demek ki öðretmen öðretmen olunca maðarada dahi yetiþtirdiði öðrenciler dünyayý þekillendirebiliyormuþ.
Hz. Muhammed (sav) de bir öðretmendi. “Ben ancak bir muallim olarak gönderildim” diyordu. Tek baþýna ortaya çýkan bu insanlýk ehramýnýn zirvetaþý, gaye insan ve ufuk Peygamber, Rabbinden aldýðý ilk “OKU!” mesajýyla, kaba saba, cahil cuhela bir toplumu kýsa zamanda temelinden dönüþtürüp, dünyaya örnek olan ve yön veren Ýslam medeniyetinin temellerini atabiliyordu. Medinede Mecid-i Nebevi’nin bir köþesine kurduðu Ashab-ý Suffa okulu ile,ilmin kapýsý Hz. Ali gibi nice alimler, Ebu Hureyre gibi nice muhaddisler, Musab Bin Umeyr gibi nice öðretmenler yetiþtirmiþti. Uhut savaþýna ben de gideceðim diye 9 yaþýnda beline taktýðý kýlýç kendinden büyük Said El-Hudri’ye Kainat Efendisi: “Ya Said! Biz savaþa gidiyoruz. Medinede korunmaya muhtaç yaþlýlar var. Kadýnlar var. Sen de dön onlarý koru” diyerek öðretmenlik formasyonunun en âlâ ve en muþahhas numunesini veriyordu.Demek ki, öðretmen öðretmen olunca, çöl ortasýnda ve hurma dallarýnýn gölgesinde yetiþtirdiði öðrencilerle dünyayý, bir baþka dünyaya dönüþtürebiliyordu.
Hoca Ahmet Yesevi de bir öðretmendi. Yeriþtirdiði talebeleri olan Horasan Erenleri, bütün bir Anadolu’nun Türkleþmesi ve Ýslamlaþmasýný saðlamýþlardý. Mevlana’da bir öðretmendi. Ama O öyle bir evrensel öðretmendi ki, vefatýndan 800 yýl sonra, bir yýlda Topkapý Sarayý’ný ziyaret eden insandan, daha fazla insaný, dünyanýn her tarafýndan Konya’ya ve huzuruna bir günde toplayabiliyor ve Ýzzeddin Keykavus gibi cihan hükümdarý yetiþtirebiliyordu. Hacý Bektaþi Veli de bir öðretmendi. Ama O, incinse de incinmeyen, eline, beline,diline sahip, ilim,irfan ve edep sahibi öðrenciler yetiþtirmiþti. Þeyh Edebali de bir öðretmendi. Ama O öyle bir öðretmendi ki, Cihan devletinin temellerini atan Osman Gazi gibi nice öðrenciler yetiþtirmiþti. Molla Gürani, Molla Hüsrev ve Akþemseddin de birer öðremen idiler. Onlarýn elinde þekillenen ve eleðinden geçen Fatih, Ýstanbul gibi bir dünya þehrini fethedebilmiþti. Öðretmeninin karþýsýnda O’nun elleri titriyor ve surlardan içeri girerken kendisine çiçek sunan Bizans kýzlarýna: “Siz bu çiçekleri benim öðretmenime verin”diye Akþemseddin’i iþaret ediyordu.
Molme de bir öðretmendi. Ama O yetiþtirdiði öðrencisi Napolyon’nun yumruklarýna hedef olmuþtu. Çünkü O’nun ölçeði yanlýþtý. Ölçek yanlýþ olunca, ölçümler de yanýlmýþtý. Buna karþý, Kemalpaþazade’nin yetiþtirdiði Cihangir Yavuz, öðretmeninin atýnýn ayaðýndan sýçrayan çamuru þeref olarak addediyor ve ona saygý duyuyordu. Ýþte bu performansla 8 yýlda Osmanlý coðrafyasýna iki Osmanlý daha ilave edebiliyordu.
Öðretmen Ebussuud Kanuni’yi, Öðretmen Sadettin Efendi III. Mehmet’i, öðretmen Aziz Mahmut Hüdai de I. Ahmet gibi cihan hükümdarlarý yetiþtirmiþlerdi.
Kemal Bey de bir Matematik öðretmeniydi. Ama O, Mustafa Kemal gibi bir öðrenci yetiþtirmiþti ki, o öðrenci Çanakkale’de düþmaný durdurmakla kalmýyor, peþine taktýðý bütün bir milletle, hileyle deðil çileyle, cehaletle deðil, ilim ve irfanla Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruyor ve mensubu olduðu milletin Baþöðretmeni oluyordu. Hedef olarak da muasýr medeniyeti gösteriyordu.
Yýllarca bu milletin baþýna geçip onu idare ettiðini sanan liyakatsýz, dirayetsiz, çapsýz ve hicapsýz, Rabbini ve haddini bilmeyen sözde devlet adamlarýný yetiþtirenler de birer öðretmendi. Ama O öðretmenler yetiþtiremedikleri öðrencileri ile, muasýr medeniyeti yakalamada bu millete yarým asýrdan daha fazla zaman kaybettiriyorlardý. Bu büyük utanç ve vebal onlarýn omuzlarýnda mahþere dek devam edecektir.
Öðretmen, o öðretmendir ki, yedi veren güller gibi vatan, bayrak kokan, ilim, irfan kokan, baþarý ve performans kokan öðrenciler yetiþtirerek koca bir milletin maküs talihini deðiþtirir. Bu ideal öðretmeni alkýþlamak da, benim uçsuz bucaksýz bir bahtiyarlýðým olur. Selam olsun böylesi eli öpülecek öðretmenlere.
YORUMLAR
Sayýn mustafaturan
Son paragrafýnýz herþeyi özetliyor.
Böyle öðretmenler görmek istiyoruz ülkemizde.
Bir önceki paragrafýnýzda belirttiðiniz öðretmenler deðil mi, cehaleti önleyemeyenler?
Bize cumhuriyet sevgisiyle dolu aydýn insanlar yetiþtirecek öðretmenler gerek.
Bu nitelikde olan öðretmenlerimiz azýnlýk da maalesef.
Çoðalmalarýný ve etkili olmalarýný umar, saygýlarýmý sunarým.