- 991 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
HER ŞEY DÜŞÜNCEDEN DOĞAR! – 3: ESMA
Esma’nın ailesi Doğu illerinden göç etmişlerdi, İzmir’e. Terör yüzünden köyleri boşaltılmış, aile de nesi var, nesi yoksa toparlayıp, Bayraklı da yaşayan akrabalarının yanına taşınmışlardı.
Esma, altı yaşındaydı ve üç çocuğun en büyüğüydü. İzmir’e taşındıktan sonra, iki kardeşi daha olacaktı.
Birkaç ay sonra babası fabrikada iş bulmuş, bu sayede kendilerine bir ev tutabilmişlerdi. Esma, ilkokula başlamış, hayatları düzene girmişti.
Annesi üst üste hamile kalmış, son doğumu oldukça zor olmuş ve o günden sonra da bir daha ayağa kalkamamıştı. O sıralarda ortaokula başlayan Esma’nın zor günlerinin başlangıcıydı…
Sabah erkenden kalkıyor, evi toparlayıp, annesinin ve kardeşlerinin yemeğini hazırladıktan sonra okula gidiyordu. Döndüğünde; annesini temizliyor, akşam yemeği için hazırlıklara başlıyordu. Akşam, herkes yattıktan sonra da derslerini çalışıyordu. Her şeye rağmen başarılıydı. Sınıfın en başarılı, en çalışkan öğrencisiydi.
Lise ikiyi bitirdiği yıl, öğretmeni sayesinde deneme sınavına girdi ve özel bir dershaneden burs kazandı.
Okuldaki resim öğretmeni Esma’nın resme olan kabiliyetini fark etmiş, sınıf öğretmeni ile birlikte onu, güzel sanatlara gitmeye ikna etmişti. Esma’nın çok çalışması gerekiyordu. Üniversite sınavlarına çalışırken, bir yandan da, güzel sanatlar için, yetenek sınavına hazırlanması gerekiyordu.
O günlerden birinde babası, Esma’nın yeteri kadar okuduğunu, artık evlenme yaşının geldiğini söyledi. Esma’nın başından aşağıya kaynar sular döküldü. Evlenmek mi? O okumak istiyordu. Ne Esma’nın yalvarmaları ne de annesinin hasta yatağında çırpınışları fayda etmedi. Bir hafta sonra babası, okula gitmesini yasakladı ve hemen ardından kendisinden çok büyük bir adamla nişanladılar, Esma’yı. En çok başlık parasını o vermişti.
Esma’nın gözünün yaşı dinmiyor, gece-gündüz hiç durmadan ağlıyordu. Düğün için iki ay sonrasına gün alınmıştı.
Kabus günlerinin birinde öğretmeni, evlerine geldi. Annesine, eğer isterlerse; Esma’nın kaydını başka bir şehre, başka bir okula alabileceklerini anlattı. Gideceği şehirde, öğretmenin ablası vardı ve Esma’ya bakmayı kabul etmişti. Ablası hiç evlenmemişti, çocuğu yoktu, maddi durumu da iyiydi. Esma, hem ona arkadaşlık edecek hem de tahsiline bıraktığı yerden devam edebilecekti.
Anne, bu fikri hemen kabul etti.
Esma: “ Anneciğim, babamdan gizli bu işi nasıl yapacağız? Hem duyduğunda küplere biner, sana ve kardeşlerime yapmadığını bırakmaz. Kızdığı zaman neler yapabileceğini ikimiz de çok iyi biliyoruz.”
Öğretmen, o evde yaşananları tahmin edebiliyordu. Bulundukları semtte dayak yemeyen tek bir kadın, tek bir çocuk yoktu. Esma ve annesinin durumu da onlardan farklı değildi. Bazı günler, Esma’nın yüzünde, kollarında peydahlanan morlukların da farkındaydı.
Anne: “ Ben olacak her şeye katlanmaya hazırım. Yeter ki sen kendini kurtar. Resimde ne kadar başarılı olduğunu biliyorum. Git, oku, meslek sahibi ol. Sonra gelir beni ve kardeşlerini kurtarırsın.”
“ Söz veriyorum, anne. Okuyacağım ve seni almaya geleceğim. Öyle güçlü olacağım ki, babam bizi engelleyemeyecek.”
“ Sana güveniyorum, güzel kızım.”
İki gün sonra baba, memlekete gidecekti. Bir hafta kadar olmayacaktı. Esma’nın İstanbul’a gitme işini o günlere denk getirmeye karar verdiler.
…/…
Esma, otogarın kalabalığına bakıyordu, şaşkın gözlerle. Ne kadar çok insan vardı? Saatine baktı. Otobüsünün kalkmasına yarım saat vardı. Otogara gelir gelmez, ilk iş, otobüsünü bulmuş, bavulunu bagaja koydurmuştu. Karnının acıktığını fark etti. Köşedeki simitçiden bir simit ve peynir aldı. Etrafına bakınırken, genç bir adamın oturduğu bankı fark etti. Elindeki kitaba dalmıştı ve yanı boştu. Oraya oturmaya karar verdi.
Banka yaklaştığında, genç adam kalktı ve koşarak uzaklaştı. Esma, bankın üstündeki kitabı fark etti. Seslendi ama anonslardan dolayı sesini duyuramadı. Banka oturdu.
Küskündü, kırgındı, çaresizdi. Gideceği şehirde, İstanbul’da, ne yapacağını bilmiyordu. Umutsuzca etrafına bakınırken oyalanmak ve ruh sıkıntısını dağıtmak için kitabı açtı. Okuduğu cümle dikkatini çekti:
HER ŞEY DÜŞÜNCEDEN DOĞAR!
…/…
Esma, İstanbul’a geldiğinde öğretmeninin ablası Gül teyze onu bekliyordu. “Hoş geldin Esma’cığım “ diyerek sevgiyle kucakladı, Esma’yı. Esma, uzun bir zaman sonra ilk defa güvende hissetti kendisini.
Ertesi gün, Lise eğitimine devam edeceği okula gittiler, Gül Teyze ile. Müdürle kısa bir görüşme yapan Gül, Esma’yı alnından öptü, başarılar diledi ve gitti. Müdür, Esma’yı sınıfına götürdü, arkadaşları ile tanıştırdı. Okul çıkışı, Gül’ün öğrettiği gibi, otobüse bindi. Boş bir koltuğa oturdu. Çantasından kitabını çıkarttı. Otobüste, yol boyunca okumuş bitmesine çok az kalmıştı.
Kitap bittikten sonra, kalemini çıkarttı, ilk sayfasını açtı. İbrahim’in notunu gülümseyerek okudu. Sonra kendi ismini ve bulunduğu şehri yazdı. Altına da:
“ Olmak istediğiniz kişi olamayacağınızı sanmak, belki de kendi kendinize yapacağınız en büyük haksızlıktır. Çünkü o zaman başkalarının istediği kişi bile olamazsınız.” yazdı.
İnmesi gereken durağa yaklaşmıştı. Kitabı yanındaki koltuğa bıraktı. Kapıya doğru ilerledi.
…/…
Mahmut, yorgunluktan ayakta duramıyordu. Çok da üşümüştü. Üstündeki incecik, kolları kısalmış ceket; soğuktan koruyamıyordu. Oturacak bir yer bakındı, otobüste. Lise öğrencisi bir kızın kalktığını gördü. Hemen gidip onun kalktığı yere oturdu. O sırada yan koltuktaki kitabı fark etti. Seslenmek üzere doğrulduğunda, kızın otobüsten indiğini gördü. Kitabı açtı. Gözüne ilk çarpan bir cümle oldu:
HER ŞEY DÜŞÜNCEDEN DOĞAR!
…/…
Yıllar sonra Esma, İzmir’e dönüp annesinin mezarını ziyaret ettiğinde, bütün Türkiye’nin ve dünyanın tanıdığı, meşhur bir ressamdı.
Eser Akpınar
12.11.2010
İzmir.
Devam edecek…
YORUMLAR
Çok güzeldi esma'nın hikayesi...
Azim ve inanç her zaman karşılığını alır....
Tebrik ederim
Emeğine
Yüreğine
Sevdana sağlık Eser
Sevgimle...
Eser Akpınar
Eminim Mahmut'da bu kitabı okuyarak düşünce yapısını değiştirecek ve o da ideallerine kavuşacak çok zorlanacak olmasına rağmen.
Çünkü her şey düşüncede gizli bunu yaşayarak öğrenenlerden biri olarak söylüyorum.
Seri gerçekten çok güzel gidiyor. Ülkemin içindeki sorunlara ince ince dokundururken, aynı zamanda çözümünü de veriyor.
Kutluyorum kaleminizi ve sevgiler yüreğinize
Eser Akpınar
Belki bir de ekonomik seviyesi üst boyutta birini örneklemek gerekirdi ama öyle birinin ancak sağlık sorunu olabilir düşüncesi ile vaz geçtim.
Görüşleriniz, desteğiniz çok değerli. Selam ve sevgiyle.
Çok güzel bir seri oluyor.
İçerik de doğru.
İyi olsun, kötü olsun HER ŞEY DÜŞÜNCEDEN DOĞAR.
10 numara.
Ben de genelde kitap unuturun uzun yol otobüslerinde. Bırakmam; unuturum.
Tebrikler.
Selamlar.
Eser Akpınar
Canım ya harikasın :) içim titredi okurken. Sayfana tebriklerimi ve sevgimi bırakıyorum.