HÜZÜNLÜ FISTIK
Gece ani bir irkilme uyandım yanımdaydı adın ne diye sorduğumda, "Mavi" dedi.
Gerçekle hayal arasında kalakalmışlığın esaretini yaşadım sustum, korktum
kafamı cevirdim gözlerimi kapadım ve kıstım sıktım sıktım kulaklarımı tıkadım ve hala daha gözlerimde silüeti, kulaklarımda "Mavi" deyişi gitmiyordu.
Bir an gevşedim ve doğruldum baktım ki yanımda kıvrılmış kenara yatmış gereçeten oydu. "Neden buradasın" dedim "Özledim" dedi.
Karanlığın içinde kendine bir yol çizmiş ve o yola benide sürüklercesine kendine çekiyor ve yanlızlığıma aykırı süratla onun satır aralarına giren bir beste olduğumun farkındaydım.
Birden göünmeyen gözlerine "ben kimim" diye sorduğumda bana "siz kimi aramıştınız" sorusunu sordu bende alaycı bir tonla "fıstık" dedim ve ekledim ya siz dediğimde " Hüzün" yanıtını verdi ve o anda tüm alaycı neşeli halim gitmiş oturgan halim onun deyimi ile "hüzün" olmuştu.
Güneş mavi gökkubbedeki sıcak ve parlak ellerini yüzüme uzattında vakit öğleye gelmek üzereydi ve bedenimdeki ağrı hayıflanmaya değerdeydi. Gece yaşanılan trajı komik hadiseyi penecere önüne gerildikten sonra gülümseyerek anımsadım ve "bu günlerde çok flim izliyorum " diye kendi kendime söylendim.
Sabahın son demlerini kaçırmamak için elimi yüzümü yıkamaya koyulduğumda yanağımda bir ruj lekesi ve aynı renge ait aynada bir yazı. Yazıda da
"hüzünlü fıstığa güle güle" yazıyordu...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.