- 973 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KISMET
KISMET
Fatih Camiinde bir ikindi namazının sünnetini eda etmiş farz için kamet beklerken, hemen yanımdaki seksenlik Hacı Dayı yeleğinin cebinden çıkardığı iki tane nane şekerini bana uzattı. Sıcak nedeniyle cebinde yapışkan hale gelmiş bu iki şekeri alarak, cebimde bulunan bir takvim yaprağına alelacele sardım, hırka-mın cebine koydum. Namazdan sonra evime gittim.
Bu günden üç gün sonrasıydı. Camimizin bahçesinde küçük çınar ağacını çevrelemiş yatsı namazı vaktine kadar her zaman olduğu gibi sohbet ediyorduk. Elim hırkamın cebindeki şişkinliğe takılınca bu nedir diye çıkarıp baktım. Üç gün önce koyduğum, Hacı Dayının verdiği şekerlerdi.
Sağımda bulunan Hacı Recep’e uzatayım dedim, Onun bi-risiyle sohbet ettiğini görünce solumda oturan İlyas Efendiye uzattım, bir tanesini de kendi ağzıma aldım. Şekeri ağzına atan İlyas Efendi:
—Yav Hocam! Geçen gün abdest alırken Hacı Dayı kirli mendilinin yanından çıkardığı şekerleri millete dağıttı, herkes alıp yedi, ben almadım, nasıl içleri çeker de yerler bilmem ki, deyince beni bir gülmek tuttu. Herkes bana bakıp ne gülüyorsun? Ne oldu? Diye soruyorlardı. İlyas Efendi kendine güldüğümü anlayınca ısrarla soruyordu. Ben onun ağzındaki şekerin bitmesini bekledim ve kendisine:
—İlyas Efendi bahsettiğin Hacı Dayının geçen gün dağıtıp ta senin almadığın o şeker, benim hırkamın cebinde üç gün kal-dıktan sonra, şu anda ağzını tatlandıra tatlandıra yediğin şekerdi, diyerek olayı anlatınca herkes yeniden gülmeğe başladı.
*Kimse ikramı reddetmemeli, karşısındakini kırmaya-cak şekilde davranmalı, unutulmamalı ki, insanın kısmeti nerede olsa kendisini bulur.
*Hz. Enes (r.a) anlatıyor: Resulullah (s.a.v) buyurdular ki: “Bana bir koyun inciği ayağı hediye edilse kabul ederim, böyle bir yemeğe çağrılsam icabet ederim.” (Kütübü si-te:5782)
H.İbrahim SAKARYA