- 4541 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
10 KASIM ATATÜRK"Ü ANMA ( OKULDAKİ KONUŞMA METNİ)
Değerli Öğretmen Arkadaşlarım,
Sevgili Öğrenciler.
Bu gün 10 Kasım…2010
Cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal ATATÜRK’ ÜN 72. ölüm yıl dönümünde, O’nu anmak üzere burada toplanmış bulunuyoruz.
10 Kasımlar artık üzülüp matem tutma günleri değil, Atatürk ile arkadaşlarını daha iyi anlayabilme ve onlara layık olup olmadığımızı test etme günleridir.
Öncelikle Atatürk kimdir? Ne yapmıştır? Ona bakalım.
Tabi bu soruları sorarken sizlere uzun uzun Atatürk kronolojisi okumayacağım.
ATAKÜRK; Osmanlı devletinin, dünya devletleri tarafından dışarıdan kıskaca alındığı, işgal edildiği, içerden ise alçaklar ve hainler tarafından ihanet ve isyana uğradığı bir dönemde doğmuş, o dönemi görmüş, o dönemi yaşamış ve bunlarla savaşarak ömrünü geçirmiş bir kişidir. Sadece kendimi? Tabiki değil.
ATATÜRK, okuduğu okullarda ve aldığı eğitimlerde vatanın bölünmezliği, milletin birlik ve beraberliğinin sağlanması için her şeyini feda edebilecek karakter ve donanımda yetişmişti.
ATATÜRK, Osmanlı coğrafyasında esaretin, zulmün, acımasızlığın, ihanetin bu millete neler çektirdiğini görüp, o şartlarda Bu Millet Nasıl kurtulur? Neler yapılabilir? Ben ne yapabilirim? Hesabı ve planı ile uğraşan bir kişiydi.
Bu azim ve kararlılığını, Balkanlarda, Trablusgarp’ta, Filistin’de, Çanakkale’de daha sonrada Anadolu’nun kurtuluşunda bizzat uygulamış ve dünyaya göstermiştir.
1.Dünya savaşının sonunda Osmanlının yenilip, işgalci devletler tarafından tüm ülkenin işgal edildiği bir dönemde; Atatürk ve onun gibi düşünen büyük vatanperverler Her yer gitse de Anadolu’nun mutlaka kurtuluşunun gerektiğine inanmış ve bu amaç için Bandırma vapuru ile Samsun’a çıkmıştır.
Size bir soru sorayım.
ATATÜRK, Sizce neden kendi doğduğu yer olan Selanik’in kurtuluşu için O topraklara gitmemiş de Anadolu’ya gitmiştir?
Siz olsanız, önce kendi doğduğunuz yerimi kurtarırsınız yoksa başka yeri mi?
Bu sorunun cevabını ben vermeyeceğim. Bunu sizler araştırıp öğreneceksiniz.
Zaten Anadolu’da, Bağımsızlığına düşkün Türk Milleti tarafından her bölgede Müdefa-ı Hukuk cemiyetleri kurulmuştu. Bu cemiyetler birbirlerinden kopuk yerel milis durumundaydı.
Atatürk ipi kopmuş tespih taneleri gibi dağılan Türk insanı ve kurduğu cemiyetleri ile Samsun’dan başlayarak Amasya, Erzurum, Sivas’ta, toplantılar yapmış. Bu toplantılarda vatanın kurtarılması için önemli kararlar alınarak kurtuluş mücadelesi için ilk adımlar atılmıştır.
Daha sonra Van’dan, Edirne’den, Adana’dan, İzmir’den, Kastamonu’dan, Malatya’dan, Gaziantep’ten, Şanlıurfa’dan kısaca yurdun dört bir yanından toplayıp Ankara’da T.B.M,M ni açmış. Bu her şeyi elinden alınmış sadece vatan millet bayrak din ve bağımsızlık sevgisi elinden alınamayan Yüce Türk Milleti ile Kurtuluş savaşını yapmış ve bu günkü devletimiz olan Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur.
Atatürk, çalışmaya, araştırmaya, okumaya, tarihe çok önem vermiş, “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde güç bulacaktır” diyerek sizleri tarihini iyi öğrenen, bu günleri yaşarken geçmişini unutmayan, geçmişine layık kişiler olmaya davet etmiştir. Geçmişi ile gurur duyup geçmişini tanımayan, dalından kopmuş yaprak misali rüzgâra göre kendine yön veren kişiliksiz, haysiyetsiz, sünepe bir gençlik istememiştir.
Gelecekte ülkenin yönetimini devralacak, geleceğimizi yönlendirecek, medeni ve saygın bir millet olma bilincini daha da pekiştirecek olan, Siz, Sevgili Öğrenciler!
Şunu hiçbir zaman unutmayalım: Bu ülkeyi Atalarımız malıyla, kanıyla, canıyla bedel ödeyerek bize bıraktılar. Başkasının bize verdiği armağan değildir. Dün ülkemizi işgal edip her şeyimize el koyan milletler eğer bu günde fırsatını bulsalar yine el koyarlar.
Bizleri savaş meydanlarında yenemeyen düşmanlarımız, bizleri kardeş kavgası ile zayıflatmak istiyorlar. Her zaman bizlerin zaafını bulup kendilerine farklı şekilde bağımlı hale getirmeye çalışıyorlar. Özellikle sizlerin üzerinde oyun oynamak istiyorlar. Kültürünüzle, kılık ve kıyafetinizle, dinlediğiniz müzik, ahlak vs. konularla sizleri etkileyip kendilerine kültür bağımlısı yapmak ve bizi biz yapan değerlerden uzaklaştırıp bize zorla yaptıramadıklarını kendi kendimize yaptırmaya çalışıyorlar.
İşte ATATÜRK’ÜN ölüm yıl dönümünde bizler, atalarımızı daha iyi anlayıp, onlara layık nesil olduğumuzu, okuldaki başarımızla, toplumdaki ahlak ve yaşantımızla göstermemiz gerektiğini hatırlamalıyız.
Yoksa kuru kuruya ben ATATÜRK’Ü seviyorum. Ben ATATÜRKÇÜYÜM. Demekle olmaz.
Benim müdürüm, benim öğretmenim, sizlerin daha iyi eğitimi ve öğretimi için hiç gayret göstermeyecek, okumanın çok önemli olduğunu söyleyecek kendisi hiç kitap okumayacak. Sıradan insanlar gibi tabiri caizse sohbeti tele vole kültürü olacak. Sonrada ben ATATÜRKÇÜYÜM diyecek. Olamaz.
Benim Öğrencim, derste başarısız, ahlak ve terbiye desen hiç olmayacak, büyük küçük, saygı sevgi bilmeyecek okulun her türlü araç gerecine zarar verecek sonrada çıkacak ben ATATÜRKÇÜYÜM diyecek. OLMAZ OLMAZ.
Atatürk, milletin birlik ve beraberliği için hayatını koymuş, Adam, Atatürkçülük adına kendi milletine ve bu milleti millet yapan, diğer milletlerden üstün kılan değerlere saldırıyor ve elinden gelse yok etmeye çalışıyor. Böyle ATATÜRKÇÜLÜK OLMAZ, OLMAZ.
Ben ATATÜRKÇÜYÜM demekle ATATÜRKÇÜ olunmaz.
Moda gibi her kes durmadan ATATÜRKÇÜYÜM diyor.
Adamın hayatında hırsızlık var, Milleti kandırmaca, aldatmaca var. Sağ tekerlik var. İşten kaytarma var. Çalışmadan köşeyi dönmece var. Ben ATATÜRKÇÜYÜM diyor. OLMAZ.
ATATÜRK bu millet için ömrünü savaş meydanlarında geçirmiş. Kendi ise elinden gelse oğlunu askere göndermek istemiyor. Böyle ATATÜRKÇÜLÜK OLMAZ.
Atatürk ülkenin kalkınması için ekonomik atılımlarda bulunmuş kendi devlete vergi bile vermek istemiyor. ATATÜRKÇÜYÜM diyor. OLMAZ.
Mustafa Kemal Atatürk, herhangi bir kimsenin veya topluluğun tekelinde tapulu malı değildir. Hele yukarıda bahsettiğim kişilerin vb. ise asla.
Atatürk, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Diyerek. Bu millete çok güvenen ve her şeyi millet iradesine endeksleyen kişi iken; Bu günkü ATATÜRKÇÜYÜM diye kendini toplumda lanse etmeye çalışanlar ise tam tersi, milleti cahil, ne yaptığını bilmeyen sürü gibi görme gafletindedir.
En büyük ATATÜRKÇÜ, ilimde, teknikte, üretimde, ahlakta, Hakta, Adalette, Kalkınmada, Öğrenmede, Öğretmede, Bu Milletin ve Devletin her türlü müspet gelişme ve ilerlemesinde kısacası herkesin kendi bulunduğu konumda düşmanlarından bir adım ilerde olan demektir. Gerisi boş laftan ibarettir.
Değerli Meslektaşlarım ve Sevgili Öğrenciler.
Milli egemenliğine ve şerefine doğrudan doğruya sahip olmanın kıymetini iyi bilen ve anlayan; Büyük Türk Milletinin mukaddes hakkına yönelecek her türlü tehlikeye baş kaldırıp yok edecek nesiller olarak gelecekteki yerinizi almanızı diliyor. Beni sabırla dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum.
Halil OĞULCAN
YORUMLAR
Ben ATATÜRKÇÜYÜM demekle ATATÜRKÇÜ olunmaz.
Moda gibi her kes durmadan ATATÜRKÇÜYÜM diyor.
Adamın hayatında hırsızlık var, Milleti kandırmaca, aldatmaca var. Sağ tekerlik var. İşten kaytarma var. Çalışmadan köşeyi dönmece var. Ben ATATÜRKÇÜYÜM diyor. OLMAZ.
ATATÜRK bu millet için ömrünü savaş meydanlarında geçirmiş. Kendi ise elinden gelse oğlunu askere göndermek istemiyor. Böyle ATATÜRKÇÜLÜK OLMAZ.
Atatürk ülkenin kalkınması için ekonomik atılımlarda bulunmuş kendi devlete vergi bile vermek istemiyor. ATATÜRKÇÜYÜM diyor. OLMAZ.
Daha bir dolu tesbitler eklenebilir. Her şeyi konuşmak için öncelikle muhataplarımızın ne genişlikte olduğunu bilmemiz de gerek.
Teşekkürler Hocam, varolun.
SAYGI DEĞER ÖĞRETMENİM,
NE MUTLU BİZLERE Kİ SİZİN GİBİ DÜŞÜNEN ÖĞRETMENLERİMİZ VAR.
SİZİN GİBİ DÜŞÜNEN EĞİTİMCİLERİN AZALDIĞINI VEYA KONUŞTURULMADIKLARINI DÜŞÜNÜYORDUM. BANA CESARET VERDİNİZ.
ÇOCUKLARIMIZ SİZİN REHBERLİĞİNİZDE ,ATATÜRKÜN AYDINLATTIĞI YOLDA YÜRÜYECEKLER VE
MUTLAKA ÇAĞDAŞ UYGARLIK SEVİYESİNİN ÜZERİNE ÇIKACAKLARDIR.BUNA GÖNÜLDEN İNANIYORUM.
SAYGILARIMLA.