- 1122 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
PAYLAŞIM
Melih Aşık Açık Pencere
[email protected]
Hoş bir temenni
10 Kasım 2010
Her yıldönümünde olduğu gibi... Bugün de gazeteler yine “Atam izindeyiz”,”Seni özlüyoruz”,”Emanetini yaşatacağız” gibi manşetlerle çıkacak... Atatürk bir günlüğüne usulen övülecek ancak bu manşetler hoş ve boş birer temenni olarak kalacaktır. Ertesi günden itibaren Atatürk hangi yolu göstermişse ters istikamette yol alınacaktır...
Belki bir iki gazete doğruyu söyleyecek, “Affet bizi Atam” gibi başlıklar atacaklar.. O kadar...
Öldüğü günden başlayarak mirası çiğnenmiş... “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen, ulusal onuru her şeyin üzerinde tutan o müstesna adamın ülkesi emperyalistlerle işbirliği yapanların yönetimine girmiştir. Artık karakterimiz okyanus ötesi ne derse onu yapmaktır. Muhtaç olduğumuz dolarlar nereden geliyorsa onların dediği olmaktadır... Ülkenin tersaneleri ne kelime, Karadeniz’in derelerine kadar girilmiştir. Satılmadık banka, tesis, liman kalmamıştır.
Uzaktan o aziz adamın 10. Yıl Nutku duyuluyor:
- Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir....
O parlak ve coşkulu nutuk şöyle sonlanıyor:
“Ne mutlu Türküm diyene!”
Ve artık bu ülkede “Türküm” demek bile mesele oluyor...
Neyse ki... Zamanı geriye çevirmek isteyenlerle çağa yetişmek isteyenlerin kavgasını Türkiye her koşulda sürdürüyor... En ağır görev Cumhuriyet meşalesini devralacak gençlere düşüyor... “Cumhuriyeti bizler kurduk sizler yaşatacaksınız”, diyor Atatürk...
Evet gençler, umut sizdedir...
Mısırlının fesi...
Amerikalı akıl hocamız CIA görevlisi Graham Fuller diyor ki:
“Atatürk’ün düşünceleri çağı için son derece güçlü düşüncelerdi. Ama Türkiye artık ulusal kimliğini, yörüngesini, dünyadaki rolünü, hatta İslam’ın günlük yaşamdaki yerini yeniden düşünmelidir. Türkiye demokrasi ile İslam’ı yaşatacak modern bir formül bulsa İran ve Arap dünyasına olağanüstü bir entelektüel öncülük yapmış olur. İslam dünyası için geleceğin modeli olur bu...” (Cumhuriyet 26 şubat 1990)
Yalnızca Fuller değil.. Henze’den Huntington’a tüm ABD’li akıl hocaları bize yıllardır “Kemalizmi ve Atatürk’ü unutun, ılımlı İslam’a yönelin, böylece Ortadoğu’nun lideri olun” düşüncesini sokuşturuyor.
Sonuç mu?
Dün gazetelerde yayımlandı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, korumalarının silahları nedeniyle Abu Dabi Havaalanı’nda iki saat bekletilince fena halde sinirlenmiş... Restini çekmiş:
- Benden ve heyetimden en üst düzeyde özür dilenmediği takdirde ülkenizi terk edeceğim...
Hürriyet gazetesi bu olayı, “Ayağına getirtip fırçasını attı” başlığıyla vermiş.
Ayağa getirtilen kim? Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı mı? Hayır. Bakanlık Müsteşarı mı? Hayır. Ya kim? Havaalanının güvenlik amiri!
Bakan havaalanında 2 saat güvenlik amirinden başka muhatap bulamıyor.
Atatürk zamanında Ortadoğu’da itibarımız bu muydu?
Mısır Büyükelçisi bir davette fesini çıkarmadığı için olanları tarih yazar... Atatürk fesi garsonun tepsisiyle vestiyere yollamıştır. Osmanlıcıların biraz daha tarih okuması gerekiyor.
Silivri
Deniz Baykal’ın Genel Başkanlığı’nın son zamanlarında CHP, hukukçu milletvekillerinden oluşan bir heyeti her hafta Silivri’ye gönderir... Duruşmaları onlar aracılığıyla izler... Doğrudan bilgi alırdı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olmasıyla bu uygulama her nedense sona erdi. Arkadaşımız Fahrettin Fidan, dün CHP’nin çiçeği burnunda Genel Sekreteri Süheyl Batum’la Meclis’te sohbet ederken bir ara bu durumu hatırlatınca aldığı yanıt şu oldu:
“CHP olarak bizim Silivri’yi gündemimizden çıkarmamız diye bir şey kesinlikle söz konusu olamaz. O uygulamayı en kısa zamanda yeniden başlatacağız. Üstelik bu defa daha büyük katılımla yapacağız bunu. Örneğin ben de milletvekili arkadaşlarımla beraber Silivri’ye gideceğim.”
Cemaatler devlette kadrolaşabilmek için birbirleriyle mücadele ediyormuş.
Bakalım mücadeleyi kim kazanacak; Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’i ilerde hangi cemaat koruyacak!
Haldun Ertem
Dua
Ankara - Konya Yüksek Hızlı Tren Hattı’nın birleşmesi için son panel serimi geçtiğimiz günlerde Polatlı yakınlarında yapıldı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da katıldığı “serim töreni”nin programı TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’ın imzasını taşıyan basın açıklamasıyla gazetelere duyuruldu. Program aynen şöyleydi;
- Karşılamalar.
- Konuşmalar.
- Sayın Bakan’ın konuşması.
- Plaket sunulması.
- Son panelin serimi.
- DUA.
- Bitiş.
Adalet Bakanı Ergin, “Kenan Evren yargılanabilir diyemem” demiş.
Referandumda istediğini aldı ya... Artık doğruları konuşabilir!
Fahrettin Fidan
Türban
YÖK bir üniversiteye “Türbanlı öğrenciyi zabıt tutarak sınıfa alın” yazısı gönderdi. Diğer üniversiteler bu yazıyı fırsat bilip türbanlılara kapıları açtı. Bir üniversite öğretim üyesine sorduk:
- Türbanlıları sınıfa alıyor musunuz?
- Evet
- Zabıt tutuyor musunuz?
- Hayır...
- Neden?
- Çünkü zabıt tutanların YÖK’çe fişlendiğini öğrendik...
İnsan, yüzü kızaran ve yüz kızartıcı işler yapan tek hayvandır.
Mark Twain
Bugün anasayfaya baktım ve ATATÜRK İLE İLGİLİ BİR HABER VERİLMEMİŞ...
Milliyet Blog dan paylaşımdır..
YORUMLAR
"Bugün anasayfaya baktım ve ATATÜRK İLE İLGİLİ BİR HABER VERİLMEMİŞ..."
Güne gelen yazılarımızdan biri (Kasımpatıları/Şükran Aydoğan) ve forumlar kısmında üç forum konusu ile Ulu Önder Atatürk'ün anmasını Sayın Üyelerimiz'in çalışmalarına öncelik vererek gerçekleştirdik. Yukarıdaki cümleniz Sitemize yapılmış bir eleştiriyse haksız bir eleştiri doğrusu. Ama ola ki hakikaten bir hatamız olursa elbette eleştirilerinizi bekleriz. "10 Kasım Atamızın vefatının yıldönümü"ile ilgili olarak, 9 Kasım 2010 tarihinde 7 arkadaşımızın, 10 Kasım 2010 tarihinde 8 arkadaşımızın eserleri yayınlanmıştır. İçi boş manşet çalışmaları yapmaktansa samimiyetle Ulu Önder'imizi anlatan ve gereği gibi anlaşılmasını sağlayan güçlü eserlerin güne taşınmasını tercih ediyoruz.
Edebiyat Defteri Yönetim Kurulu adına, Bilginize sunuyorum.
Saygılarımla...