- 543 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yeşeren Ümitler - 1
"Ümidini kaybetmiş olanın, başka kaybedecek şeyi yoktur." Boise ne güzel söylemiş. Ümit, bir beklenti, umma.. her şeyin bitip tükendiği bir anda, yüreğini tek bir yere bağlayıp bütün benliğinle istemedir ümit. Ansızın, hiç olmayacak hadiselerin, vuku bulacağına inanmaktır ümit.
Ümit, solmuş duyguların yeniden filizlenip boy atmasıdır gönüllerde. Akif şu sözlerinde ne kadar veciz ifade ediyor ümidi, "Yeis öyle bataktır ki düşersen boğulursun. Ümide sarıl sımsıkı, gör, ne olursun!" derken bunu kendi hayatınada yansıtmış olmalı ki, ülkenin o karşık durumuna ve bir sürü maddi sıkıntıya rağmen İstiklal Marş’ımızı yazmış ve Türk milletine ümit aşılamıştır.
Ümit, başka bir zaviyeden; reca, Allah’ın fazlına, atasına, ihsanına, keremine, rahmetine ve lütfuna bağlanma, ileride meydana gelecek olan, arzu edilen bir şeye karşı kalbin duyduğu ilgi. Kalbin hayatı ümitle devam eder, gönlün yaşaması ümite bağlıdır. Ümit, her şeyi yoktan var eden, kullarını ihsan yağmurlarıyla ıslatan, kerim olan Allah’a güvenmektir. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in bir hadisinde, O’nun (c.c) cömerliğini şöyle bildiriyor: "Kulum! Bana ibadet ettiğin,benden ümitvar olduğun ve bana ortak koşmadığın sürece işlediğin hata ve günahları affederim. Bana yer dolusu hata ve günahla gelsen, seni o büyüklükte af ile karşılarım, mağfiret ederim ve günahının büyüklüğüne aldırmam."(1)
Kullarını sonsuz rahmetiyle kuşatan rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de inanan insanların haytında ümitsizliğe yer olmadığını şu beyanlarla ifade ediyor. "Sana gerçeği müjdeledik, ümitsizlerden olma!" dediler. O da "Sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümit keser ki?" dedi."(2) " De ki: Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah bütün günahları affeder.Çünkü O, gafur ve rahimdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı fazladır)." (3) gibi ayetlerin Rabbimizin biz kullarına karşı nekadar merhametli olduğunun bir delilidir. Rabbimizin bunca nimetine karşı bize ne oluyorda O’nun kapısından yüz çvirme gafletine düşüyoruz, O’ndan ümit kesiyoruz. Ümitsizlik iman adına korkunç bir uçurum, sarp bir yokuş ve onu öldürücü hastalıkların kucağına iten bir virüs.. öyleyse insanın böyle bir virüse karşı koyabilmesi, düşmek üzere olduğu uçurumlardan yuvarlanmaması ve önüne çıkan sarp yokuşları aşabilmesi için öncelikle sağlam bir inanca, Allah’a teslimiyete ve elinden gelen tüm imkanları seferber ettikten sonra gerisini herşeyin gerçek sahibi olan Allah’a bırakması gerekmektedir. Böylece ümit ve ümitsizlik terazisini dengelmiş olsun...
Ümit,insanın özündeki enerjiyi keşfetmesi ve ondaki gücü ortaya koyması, herşeyiyle sonsuz kudret sahibi olan Kadir-i Rahim’e dayanması ve böylelikle her şeye yetebilecek güce ulaşmasıdır. Bir düşünce mimarı bu sadayı ne güzel dillendirir: " İman hem nurdur hem kuvvettir, hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir." derken O’nda imanın ümitle şahlanışını, Allah’a dayanmaktan aldığı güçle kainata meydan okuyuşunu görmek pekte zor olmasa gerek..
Gelecek, ümitle şaha kalkmış ve sırttını herşeyin kudretini elinde tutan Allah’a dayamış ümit süvarilerinin omuzlarında yükselecek, fikirleriyle şekillenecek, en başrılmaz işler ellerinde, tereyağdan kıl çekme kolaylığı içinde çözülecektir.
Mustafa YILMAZ
Kaynaklar
1-Tirmizi, daavat, 99; Müsned, V, 148.
2-Hicr, 15/55-56
3-Zümer, 39/53
Ayrıca; Bir müslümanın Yol Haritası İlmihal kitabından faydalanılmıştır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.