EN KUTSAL İNSAN
Dünyadaki en aziz varlık kimdir?
Anne. Anne’yi en iyi anlatanlar tabii ki yine annelerini kaybedenlerdir. Onun değerini neden kimse bilmez. Bilmek istemez.
Zor olan nedir? Bir insan sevdiği bir diğer insana sürekli ‘seni seviyorum’ derken annesine ömründe ‘Anneciğim, Seni Çok Seviyorum’ neden demez, diyemez. Biliyorum seni-seviyorum kelimeleri çok tılsımlı anahtar bir kelimedir. Her zaman, her yerde, herkese söylenmez değerini kaybetmemesi için. Ama anne başka değil midir ey can!
Analar asildir. “Kadınlar zayıf ama anneler daima güçlüdür.” Anne yavrusu için neleri göze almaz ki. Canını ver dense hiç beklemeden onu da yavrusu uğruna verir. Bir civcive saldırmak onu yemek isteyen köpeğe korkusuzca olan kuvvetiyle karşı koyan tavuk anaları görmüşsünüzdür. O şefkat kahramanlarının yerini alacak o boşluğu dolduracak hiçbir insan yoktur da olamaz. Anne şefkati bakın nasıl da kendini gösteriyor. Yanlış ve kötü bir hareket yapan çocuğuna kızıp onu döven anne… Bu çocuğun yanlış yapmasını istemediği için ona ‘Şefkat Tokatı’ atmış olan bir anne… Yavrusu çok küçük bir iş için de olsa yanında kalmasını gurbete gitmesine yeğ tutan bir sabır timsali…
Anayı sadece mayıs ayının ikinci pazarında hatırlamak (Anneler günü denilen gün) batılı toplumlara ait bir durum olsa gerek. O toplumda aile sevgisinden mahrumiyet olunca en azından yılda bir günü onlara ayırmaları istenilmiş. Ama bizde bu böyle olmamalı, olmamalıydı. Bizde yüreğinde Allah Sevgisi taşıyan imanlı yürekler anneye itaatin Allah’a itaatle aynı olduğunu bilir. O merhamet abidesine of bile denilmeyeceğini biliriz biz.
Anne dokuz ay bütün zorlukları çekerek bizi karnında taşıması yetmiyormuş gibi bir de seni ölünceye kadar hep arar, sorar seninle ilgilenir sana inayet eder. Ne büyük, ne müthiş bir şeydir bu.
Hani bir söz vardır.
“Anne başa taç imiş, Her derde ilaç imiş, Bir oğul pîr de olsa, Anaya muhtaç imiş”
Muhtacız, anaya her zaman muhtacız. İnsan yetmişine de gelse muhtaçtır anaya. Efendimiz bakın ne diyor:
”Cennet anaların ayakları altındadır.”
“Allah’ın rızası, anne babanın rızasında, gazabı da anne babanın gazabındadır.”
[I]
“Büyük günahların en büyüğü Allah’a ortak koşmak ve anne babaya karşı gelmektir.” [II]
“Kendisiyle en çok ilgilenilmesi, ihtiyaçlarının öncelikle karşılanması ve kendisine yakın olunması gereken kimdir?” diye sorulduğunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.), üç kere, “annendir” buyurdu, dördüncüde, “babandır” diye ekledi.[III]
Ayakları öpülesi insanlar onlar. Ayaklarının altından cennet rayihaları duyulur.
Değerini bilmek gerek. Bilemiyorum, bilemiyoruz. Ne yazık ki bir şeyin değerini ancak kaybedince biliyoruz.
Yok arkadaş yok annesiz olmaz. Dünyaları verseler de denk düşmez anneye. Anne her şeydir. Kâh doktor, kâh öğretmen, kâh psikolog, kâh ustabaşı, bakıcı, aşçı, ırgat…
Evet, bu kutsal varlık bizim için ne sıkıntılara katlanmıştı. Tam bir dert ve sıkıntı küpü hep içine aldığı için…
“Ana için derler, sonu yok ıstırabın…
Hep enîndir anada sesi, telin, mızrabın…”
Yürümeyi ilk öğrendiğimizde düşecekken kolumuzdan tutarken, büyüdüğümüzde de manevî olarak hep elimizden önce o tutmuştur. Tamburun başında sabahtan akşama kadar alnından terler akıtarak ekmek yapan anne… Gündüz bir işte çalışıp eve gelince yavrusuna ve eşine bakan ve bir ân dahi gönülsüzlük olmadan her işe koşan anne… Gece ağlayan bebeği için sabahlara kadar ayaklarında uyutmaya çalışan anne…
Bizim küçüklüğümüzde bize onca zorluğa rağmen bakan öf, bıktım, usandım demeden bize hâdim olan bu dertli gönüllere yaşlandığında da bizim bakmamız kati farzdır.
Yüce Allah Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
– Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırlarsa kendilerine “of” bile deme, onları azarlama, ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve “Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et.” diye dua et. (İsrâ, 17/23–24)
Bu yazıyı okuduktan sonra inşallah yüreklerimizde bazı kıpırdanmalar olur. O çilekeşi aramak veya eskiden olduğu gibi ona bir mektup yazmak, onun çatlayan kalbini sarmak ne iyi olur öyle değil mi? Ben istiyorum ki anaya babaya kimse asî olmasın, kesinlikle onlara onları azarlayıcı ve kırıcı sözler söylemesin. İtaatte kusur etmesin, yalnızlığını hissettirmesin. Biliyoruz ki ana ve babanın hakkı ne yaparsanız yapın ödenmez. Canınızı verseniz de kurtarmaz. O’nun rızasına giden yol da anne babayı razı etmekten geçer.
O Yetimler Padişahı’nın anasız babasız çektiği çileleri düşünürseniz gerçekten de ne kadar da bu açıdan şanslı olduğumuzu görürüz.
Anne sevgisini almadıkça ve çocuk hastaysa ne kadar tedâvi görse yok… Hiçbir şey ondan iyi devâ gelmez çocuğa. Bir çocuk doğar. Çocuğun zihinsel ve yürüme engelli olduğu söylenir ve sadece bu çocuklar için yapılmış olan özel bakımevlerine gitmesi gerektiği söylenir. Annesi razı olmaz göndermeye. Yanına alır ve o çocuğa öyle bir sabırla bakar ki üç yılın ardından çocukta gözle görülür hızlı bir iyileşme gerçekleşir. Batıda psikologlar daha fazladır. Neden acaba? Anne, anneden iyi bir psikolog mu var. Bakın batıdaki annenin kaderine. Doktorun kendi ağzından:
“ Bir zaman yaşlı bir teyze hastam vardı. Kemikleri kırıktı. Biraz tedavinin ardından birkaç ay sonra iyi oldu. Sonra kızı geldi onu almak için. Ve dedi ki:
–Kocamla konuştuk ve karara vardık. Seni düşkünler evine yazdıracağız. Ben şimdi evde sana bakamam.
Kızı gittikten bir süre sonra hemşireler beni çağırdılar. O iyileşen teyze fenalaşmış ve kalp kriziyle hayata veda etmişti.”
Burada o anayı kemiklerinin kırığı değil, kalp kırığı öldürmüştü.
Şimdi kaldırın ahizeleri ya da açın beyaz sayfaları. Kaleminizle dokunun o kalbinizin tellerine. Yalnız bırakmayın onları. Dinimizin temsilcileri olarak bu dine ihanet etmeyelim. Her ân dualarını isteyelim. Anaların duasının makbul olduğunu söylemeye gerek yoktur sanırım.
Sevgiyle, duayla ve aşkla kalın…
[I] Tirmizî, Birr ve Sıla, 3.
[II] Tirmizî, Birr ve Sıla, 4.
[III] Buharî, Edeb, 2.
İlhan KAPLAN
YORUMLAR
Yok arkadaş yok annesiz olmaz. Dünyaları verseler de denk düşmez anneye. Anne her şeydir. Kâh doktor, kâh öğretmen, kâh psikolog, kâh ustabaşı, bakıcı, aşçı, ırgat…
Bu değerli yazınız için teşekkürederim.
ne güzel temenni Sevgiyle, duayla ve aşkla kalın…
insan olmanın anahtarı.
saygılarımla.