‘Meraklısı için öyle bir hikaye’
Efendim bendeniz o güne kadar tiyatroya veya sinemaya yalnız giden insanlardan olamadım. Yalnız hissederim kendimi belki ondandır. O gün çift kişilik biletimle tek kişi olarak tiyatroya gitmek zorunda kalmıştım. Arkadaşımın son dakikada işi çıkınca gelememişti. Bereket o ki oyunu yalnız izlemek beni büyülemişti.
‘Bugün seni sahnede görür gibi oldum. Sanki rolünü oynayan tiyatrocunun kuliste elini kolunu bağlamışsın da sahneye sen çıkıvermişsin. Ruhun yeniden doğup gelivermiş. Başlamışsın anlatmaya. Adalardan başlayıp, balıkçılara, denize, martılara, yüksek kaldırıma oradan bütün İstanbul’a. Bu şehir adamı yazıcı yapar değil mi usta? Okuduğum hikayelerinden bahsederken sen hafifçe gülümsemiştim. Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim; en çok ‘lüzumsuz adamı’ severim. Bilirim seni anlatıyor. Birazda seni kıskanan beni. Belki fark etmişsindir orta taraflardaydım. Bir kaç defa tutamadım kendimi el salladım sana. Salonda bulunan onlarca kişi arasında seni en çok ben özlemişim. Hem ne diyeceğim. Babam keresteci. Yani ticaretle uğraşıyor ve benimde ticarete girmemi istiyor. Pek gönlüm yok gibi. Bir de beni en çok seven kadın annem. Tıpkı sen gibi değil mi?
Üç kuruşta olsa kazancın, inandığın şeyi yaptığın için mutlusun eminim. Orada bir yerlerden bizleri izledin biliyorum. ’
Seni görmese de çok seven, bir yazıcı parçası.
Not: Meraklısı için öyle bir hikaye adlı oyunu uyarlayan ve yakın zamana kadar sahneleyen rahmetli Savaş Dinçel’e ve şuan onun mirasını devam ettiren Naşit Özcan’a sonsuz sevgi ve teşekkürlerimle..
Büyük usta Sait Faik Abasıyanık 1906-1954
Ekim 2010
Mehmet Koçal