- 877 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Şölendir Seni Sevmek
Suya düşen kar taneleri yaşama vedayı bile beceremez
Sarılırlar sular üstündeki çürümüş, zayıf yapraklara.
Sen ki, her fırtınada güverteye çıkıp, rüzgâr dilersin
Bil ki, çürük yelkenlerle ’arap saçı’ denizleri geçemezsin.
Tuhaf bir göz aldanmasının kristalleri yansıyor yüreğime. Seni vaat etmeyen, ancak seni anlatan şiirlerimin sevgi Valsı’nda ayraçlarımın içinde saklı kalan gözlerini düşürüyorsun bana her gelişinde. Yaşadığın ikilemler satır aralarıma sızarken, söz bulutumun içinde bir kuğu gibi danslara duruyorsun. Alev alev yanan yüreğin, zaman zaman titremelere kapılan bedenin, tatlı bir tınıyla aralanan dudakların aşkı çağırıyor, sen istemesen de.
Bir gün gizemin de düşer bulutların yelesinden. Notaların maviliklere karışır ve sözünü dinletecek, sevgini demirleyecek limanlar da bulamazsın. Binlerce kuşatmayla sarılmışken bedenin gemilerini tehlikelere korkusuzca yöneltiyor, ele avuca sığmaz korsanlara meydan okuyorsun. Oysa dalgalıdır ve hırçındır denizler. Her fırtınada güverteye çıkıp rüzgâra göğsünü siper edemez, çürük yelkenlerle bu ’arap saçı’na dönmüş denizleri geçemezsin.
Yüreğinin gel gitleri sonlandığında yaşamın sınamalarından da geçmiş olacaksın. İflâsı onaylanmış bezirgânlar gibi bir köşe başı kahvehanesinde kaldırımlara dikeceksin gözlerini. Sürekli ertelediğin sevmeler de çalmayacaklar kapını. Söylenmemiş nice sözcükler dururken dilinin altında, kendindeki azalmaların burukluğunu tadacaksın. Uğultulu bir yalnızlık olacak yanında ve aşkın kapısını son kez olsun çalmak için dualara duracaksın.
Vakit çok geç değil anlayacağın gizemin kızı. Çoğul düşüncelerinde hayali karanlıklarda yürümek yerine, tekil ilişkilerde bir tek yüreğe yürümek zor değil. Yaşam olanca güzelliğiyle senden yana ve senin için kızıllığını vurmakta denizin üzerine güneş. Ağaçlardaki tüm yapraklar, kırlardaki bütün çiçekler senin için açarken, böylesi bir var olmanın uzaklığında kalamazsın sen.
Yüreğimi bu kadar sevmelere açmışken, aynı kimlikle, aynı yürekle seni mantığımın zirvelerinde kazanmak istedim. Güçsüz kaldığım anlarda yanımda değildin. Saçlarını darmadağın ettiğin ve aynalara gülümsediğin anlarda sana baktığımı, yüreğimde çağlayan sevme dansına kapıldığımı bilmedin. Suçlu çocuklar gibiydim ve beni sevme ihtimalsizliğinde bile seni sevmeyi denedim.
Yüzün yansırdı arada bir fırçamın ucuna. Ben şiirlerimi, sen güzelliğini kuşanıp çıkardık yaşamın gür bahçelerinde gezintiye. Uzansam tutacağım ellerin ne kadar uzaktı bana, neden bu kadar ulaşılmazdın, anlamaya çalışırdım. Azaldıkça çoğalmanın, sustukça artan direncimin ve vazgeçmek istedikçe başaramadığım bir sevdanın kolları sarılırdı bedenime. Dağılırdım, delik deşik duygularıma söz geçiremez, çağrılarına cevap verecek gücü kendimde bulamazdım.
Kim bilir, belki de bu şöleni yaşamak ikimizin elindeydi. Bana yakınlaştığın anlarda seni öpmek yerine dudaklarının resmini çiziyordum inatla. İçinin depremlerinden kaçmıyor, enkazlar altındaki bedenini karanlıklardan çekiyordum. Hayallerin bile bakirdi ve hüzün tortularından inşa ettiğin saraylarda bir başına mantıksız hesaplarla boğuşuyordun. Kendine yaşanacak bir çizgi çekmiştin ve aynı çizginin üzerinde gidip gidip geliyordun.
Şiirlerim sokulurken gecelerine, aşkın direniş cephelerinde beni bekliyordun belki de. Yalnızlık bir kez daha mutluluğu aldatmış, bütün yıpranmalarda inanılmaz bir güç buluyordun kendinde. Seni sevmeyi, seni sevebilmeyi bir bayrak gibi göğsümde taşırken, bütün olmazlara karşı geliyordum ben. Duru bir göl gibi karşımda duruyor, serin sularına çağırıyordun beni.
Zaman hızla akıyordu oysa. Bana yetişmek bir kaç mevsim sonra zor olabilirdi. Yıllardır seni anlattığım kâğıtlar, buruşturup buruşturup atılanlarla çoğalıyordu. Gözyaşların damlıyordu arada bir yeşil kalmaya çalışan yüreğime. Hesapsız ve çığlıkları duyulmayan bir sevdayı seçecektin belki de. Gönlümü yeniden onararak, yeniden seni beklemelere açtım yüreğimi. Gökyüzü rengârenk elbisesini giyerek; ’Bekle’ dedi, bahar yağmurlarını. Ve ben gizemin kızı bekliyorum , üzerime yağacağın o şahane mevsimini.
Selahattin Yetgin