- 587 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR SEVDA MASALI (1)
Ankara’nın yine soğuk bir sonbahar sabahında Murat istemeye istemeye servise doğru yürüyordu. Aslında ayakları geri geri gidiyordu. O uyumak istiyordu ama devlet baba ondan hizmet bekliyordu.
Servise bindiği zaman hala uyuyordu. Kendini koltuğa attı ve başını cama dayayıp uyumaya devam etti. Arkadaşlarının günaydınlarını eliyle kabul ettikten sonra uyumaya devam etti.
Arkadaşının seslenmesiyle kendine geldi. İş yerine gelmişti. Biraz daha açılmıştı. Derken güvenlikçinin kartı sormasıyla iyice kendine geldi. Yine bir mesai günü başlamıştı.
Saatin 09.00 olmasıyla telefonlar arka arkaya çalmaya başladı. Odaya gelip gidenler hep bir şeyler isteyen ve soran kişiler vardı. Ortalık biraz rahatladığı sırada biraz gözlerini dinlendirmek için kapattığı anda yine telefon çaldı kızarak açtı ama çok sevdiği kendisinden büyük ve kıdemli memurlardan biriydi. Hemen yanına gelmesini istiyordu. Murat ise hala gözlerini dinlendirmek istiyordu.
Ama kıramayacağı biri olduğu için “tamam” dedi ve telefonu kapatıp onun yanına gitmek için hareketlendi. Tam asansöre binecekken birden yürümek istedi. Yürümenin kendisine iyi geleceğini düşündü. Odaya yaklaştıkça bir daktilo sesi geliyordu kulağına arkadaşı desinatördü daktilo yoktu odasında içeri girince birinin daktilo yazdığını görüp içeri odaya girdi. Daktiloyu yazan bayağı hızlı yazıyordu alışkın olmadığı için ses rahatsız etti.
Murat merhaba diyerek odaya girdi ve arkadaşının yanına oturdu. Gözüyle yazı yazanı işaret etti ve fısıldar bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
- Oğlum bu gürültü de çalışılır mı? İnsan işine adapte bile olamaz. Nasıl çalışacaksın merak ettim doğrusu!
Arkadaşı Kemal dudağını bükerek cevap verdi.
- Alışacağız yer yokmuş bizim odaya verdiler. Sen bırak şimdi gürültüyü patırtıyı kıza bak. Onun için çağırdım.
- Ya ağabey sırası mı şimdi?
- Ne var be oğlum evlenmeye niyetin yok mu? Bak işte belki kanın kaynar, beğenirsin. Hem iyi bir kıza benziyor eli ayağı da düzgün!
Murat, hiçbir şey söylemeden kafasını sallayıp çıkmadan önce kapının önünde konuşur gibi yapıp kızı inceledi. Güzel kızdı fena değildi. Dış güzellik iyi hoştu ama aile yapısı nasıldı? Düşünceleri, zevkleri nasıldı bunu ancak konuşarak anlayabilirdi. Arkadaşına kafasını sallayarak odasına döndü.
Devam edecek