- 612 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dördüz Kardeşler
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
DÖRDÜZ KARDEŞLER
Şair diyor ki;
"Senin dinin, namusun; imanının süsüdür
Müslüman Türk Kızının "Bayrağı örtüsüdür."."
Yürekleri "Hubbül vatan minel iman." Hadisi Şerifi ile süslenmiş olanlar;
Örtüden ve örtünmekten kimse rahatsız değil.
Örtü ile bu kadar oynanması ve siyasi mülahaza konusu olması ne derece
doğru? İşte bu hususta bir ikilem söz konusudur.
İnanç ve itikatta kurallar toplum huzuru dikkate alınarak
kendiliğinden pekişir ve uygulanır.
"Utanma ve ar." Duygusuna yasal düzenleme getirmek imkânsızdır.
Utanma hissi bir olgudur.
"Ahlak ve insan." İç içe bir yaşam şeklidir.
Hayvanlar bu tür "Yaşam." Tarzından münezzehtir.
"Kumar." Hadisesi ise toplumda fertten ferde sirayet eden bir hastalık
şeklinde yaygınlaşır.
"Alkol." İse; kendine ve çevreye zarar verme mekânizmasıdır.
"Zina." İçtimai hayatı yok eder.
Faiz ise; başlı başına ayrı bir beladır.
İslâm dininde "Büyük." Ve "Küçük." Günahlar toplumun ve ferdin zarar
göreceği davranışların düzenlenmesi olarak değerlendirilir.
Yukarıda bahis konusu olan mevzuların açık ifadesi yazılmadan maddeler
halinde sıralanışından yola çıkalım.
"Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim." Buyuran Fahri
Kâinat’a hayran olduklarını ve O’nun yolunda olmakla övündüklerini
ifade edenler; bu konuda ne kadar samimiler?
Bu düşüncelerde ve hayat tarzını böyle seçtiklerini ifade edenlerin
tamamı; aynaya bakmak zorundadır.
"Hubbül vatan minel iman (Vatan sevgisi imandandır)." Buyuran Hazreti
Muhammed’in (S.A.V.) Bu sözüne ne kadar sadık kalındığı konusunda da
insanların kendini bir süzgeçten geçirmesi gerekmektedir.
Bu sözün hikmetine nail olunmuş olsaydı? İhanetin boyutları bu kadar
yaygınlaşır, kendine zemin bulabilir miydi?
Ötekileştirmek için uğraş verilebilir miydi?
Ötekileştirmek de bir anlamda bölücülük değil midir?
"Seni taa doğunun bilmem hangi sınırına taş yaparım." Şeklindeki
sürgün tehdidinde bulunan insanın; "Vatanı bir bütün olarak algılama
yeteneğinden mahrum." Olduğunu bilmemek ve anlamamak için zırcahil
olmak gerek.
"Sen bizdensin, sen ötekilerdensin." Gibi düşüncelerin yaşam şekli
seçilmesi başlı başına bir saygı ve sevgiden yoksun olunduğunun
işareti değil mi?
Kumar, alkol, zina ve faiz....
Bunların oluşlarındaki katmerleşmişlik ve yüksek getirileri; toplumda
çöküşün işareti olmuş bu konuda bir "Eğitim." Bile bile lades anlayışı
ile göz ardı edilmiştir.
"Davranış biçimi ve toplumla yaşamak." Konularında bize bir kelime
öğretecek eğitim sistemi söz konusu değildir.
İmece tükenmiş, yardımlaşma gösterişe dönüşmüş, sosyal faaliyetler
ise; yayın kuruluşlarında biraz yer alayım sevdasıyla şekillenmeye
doğru yer almıştır.
Bir örtünme konusu ile meşgul olunurken;
İslâm’ın; "Sekiz." büyük günah olarak tanımladığı yasaklardan, "Dört."
Büyük günah olan zincir olanca hızıyla yaşanmaya devam etmektedir.
Bunların içinde yasalarla yapılması teşvik edilen ve yapılanları da
söz konusudur.
Zina suç değildir...
Faizin olmadığı bir tek yer göstermek mümkün mü?
Kumar olayına hele bir bakınız.
Şans oyunlarının öteki adını söyler misiniz?
Bizler örtünmenin şeklinin konuşulduğu açık oturumlarla meşgul edilirken;
"Zina, kumar, faiz, alkol." İnsanımız üstünde nasıl olumsuz etki yapmaktadır?
Diyerek bir analiz yapılıyor mu?
"Kumar, alkol, zina ve faiz." Birbirlerine yakışan "Dördüzler."
"Dalton." Kardeşlerden değil.
Toplumdaki yıkıcılığı, çöküşü ve tükenişi körükleyen davranışlardan
söz ediyoruz.
Sona yaklaştığında "Hiçbirşey." Olacağından bihaber;
Kendini "Bir şey oldum." Anlayışı ile davranış sergileyenlerin
varlığını söz etmeye gerek var mı?
Türban veya örtü yasalarla belirlenmesine de anlam vermek zor.
Eskiden bir büyüğümüz, yüzümüze baktığı zaman "Acaba ne hata yaptım?"
Diye kendimizi sorgulardık.
Şimdi aynı durumla karşılandığında; küçük büyüğe; "Ne bakıyorsun
ulan." Noktasına gelinmiş...
Geleceğini düşünmeyen toplumlarda geçmişe küfredildiğini akıldan çıkarmayalım.
Yaşamak bir kurallar manzumesidir.
Faizle, zinayla, kumarla ve alkolle değil; "Toplumla yaşamayı." Öğretin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.