ZEHİRLİ TİCARET
Basında yer alan haber kesitleriyle başlayalım yazımıza:
“Kayseri Plastik İşletmecileri Derneği (KAYPİDER) Başkanı Yusuf Özkan, okulların açılmasıyla birlikte kırtasiye alış verişinin başladığını belirterek, ’’Kokulu silgiler ve kokulu kırtasiye malzemelerinden uzak durulmalı, kanserojen madde içeren Çin mallarından kaçınılmalıdır’’ dedi. Özkan yaptığı açıklamada, kırtasiye malzemesinde ucuz Çin malı ürünlerin tercih edilmemesi uyarısında bulundu. Özkan, Çin malı ürünlerin kanserojen madde içerdiğine dikkat çekti.” (Star Gazetesi, 17 Eylül 2010)
“Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, piyasa denetim ve gözetim faaliyetleri sonucunda 77 ürünün toplatılmasıyla ilgili bilgi verirken, ürünlerin büyük ölçüde tekstil ürünleri olduğunu ifade ederek, kanserojen özellikli bu ürünlerin menşeinin Çin ve Tayvan olduğunu belirtti.” (Zaman, 2 Ağustos 2010)
“Çin’den ithal edilen çocuk bilezik ve kolyelerinde tehlikeli derecede kadmiyum bulunduğu ortaya çıktı. Zehirli olduğu için çocuk takılarında kurşun kullanmaları yasaklanan bazı Çinli üreticilerin, bunun yerine kanserojen bir metal olan kadmiyum kullandıklarının anlaşılması üzerine, ABD ürün güvenliği yetkilileri soruşturma başlattı.” (Yenişafak, 12.01.2010)
“Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Engin Başaran son günlerde tekstil ürünlerinde kullanılan, ter yoluyla vücuda nüfuz eden kanserojen etkili boya ve kimyasalların tüketicilerin sağlığını tehdit ettiğinin gündeme gelmeye başladığını belirtti. Başaran, ’’İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğinin (İTKİB) özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerden ithal edilen tekstil ürünlerinde çok yüksek limitlerde kanserojen etkili azo boyar ve ağır metal içeren maddelerin tespit edildiği ve halk sağlığının ciddi tehdit altında olduğu yolundaki söylemleri tüketiciler için büyük önem taşımaktadır’’ dedi.” (ntvmsnbc, 10.08.2009)
“Kanserojen madde özelliğine sahip 77 ürün, piyasa denetim ve gözetim faaliyetlerine takıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, piyasa denetim ve gözetim faaliyetleri sonucunda 77 ürünün toplatılmasıyla ilgili bilgi verirken, ürünlerin büyük ölçüde tekstil ürünleri olduğunu ifade etti. Ergün, kanserojen özellikli bu ürünlerin menşeinin Çin ve Tayvan olduğunu belirtti. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, toplatılan ürünlerin türüne ilişkin soruya karşılık da ’’Bir takım çocuk oyuncakları da var. Çocuklar ne yaparsanız yapın bu oyuncakları ağızlarına sokarlar. Ama söz konusu ürünlerde bu tür maddeler olduğunda bu çocuklar için de son derece zararlı ve tehlikeli. O yüzden bu konuda denetimleri yoğunlaştırmış bulunuyoruz’’ dedi. (03.08. 2010, Sabah)
Bir ülkenin sanayi ve ticaret bakanı, tüketici dernekleri, ilim adamları, basını, esnafı vs. bu zehirli ticareti görürken nasıl oluyor da bunların ardından şu haberi okuyoruz anlayamıyorum.
Başbakan "Çin Halk Cumhuriyeti ile ikili dış ticaret hacimine baktığımızda, 17 milyar dolar gibi bir dış ticaret hacmine sahibiz. Bugün aramızda bir takvim belirledik, bu takvime göre, 2015 yılına kadar bu ticaret hacmini 50 milyar dolara çıkaralım dedik ve ikinci bir etabı da 2020 yılına kadar koyduk, 2020 yılında da bu ticaret hacmini 100 milyar dolara ulaştıralım dedik" diye konuştu. (Milliyet, 08 Ekim 2010)
Habere göre Türkiye 2009 yılında Çin’e 1.5 milyar dolarlık mal satarken bu ülkeden 9 milyar dolarlık mal almış. 2010 yılının ilk sekiz ayındaki veriler de bundan farklı değil. Şimdi soruyorum “Allah aşkına, ticaret bu mudur, esnaflık bu mudur?
Bu ülkeyi bir açık Pazar haline çevirmektir. Üstelik kanserojen madde içeren ve aldığımız her nefeste bizi, ailemizi, çocuklarımızı zehirleyen ürünlerle yaptığımız bir ticaret bu.
Son olay da ithal et vakasıdır ki ithal edilen etlerde antibiyotuk kalıntısana rastlanmış. Bu da hastalıklı hayvanların bize satıldığı anlamına geliyor ki Çin mallarındaki zehirin yanında bir de Avrupa’nın zehirleriyle baş etmek durumunda kalacağız artık.
Bu ne zehirli bir ticarettir. Bu kendi insanını bile bile zehirlemektir. Göz göre göre ölmektir, öldürmektir…
YORUMLAR
Bu da güzel bir yazı.
Bazı bilgiler de verilmiş ama rakamlar zananlara göre değer ifade eder. Bazen bir dün bile çok şeyi değiştirir.
İçerik önemli.
Yürek hassas. Duyarlı.
Çinle yapılan dengesiz ticaret nedeni ile hükümeti karalamak yanlış.
Çinle kim dengeli ticaret yapıyor?
Üstelik hükümet brokratları da bu dengesizliği gidermeye çabalıyor.
Çinli şirketlerle ortaklaşa düntata açılmanın ya da Avrupa birliğine Çin'i bizim üzerimizden taşımanın hesabı yapılıyor.
Yani onların yükselişini durdurmaya gayret yerine onlarla yükselmek hedef alınmıştır. Doğrusu da bu dur.
Rusya ile de diğer devletlerin çoğu ile de ticaret aleyhimizedir halen daha.
Lakim bu durum hızla değişmektedir. Türkiye Çin dahil Afrikaya bile açılmaktadır.
Bu iktidar ekonomiyı coşturmuştur.
Ülkemiz en büyük on devleten biri olma yolundadır.
Gelişmeri de görmek ve haklıya hakkını vermek vicdni borçtur kardeşim.
Yazınızdan dolayı kutlarım.
Selamlar.