- 1245 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
HEM DE ÇOK…
Üzdüler baba kızını hem de çok üzdüler…
Oysa ben onları sen gibi bilmiştim…
Hani demişsin ya doğduğumda: Eyvah, kız mı, devir çok kötü, ya üzerlerse kızımı? Malum mu olmuştu ki ya da sen insan gerçeğini, hele de erkek gerçeğini iyi biliyor oluşla mı söylemiştin bilemiyorum ama yanılmamışsın, haklıymışsın endişelerinde…
Üzdüler baba kızını, hem de çok üzdüler…
Devir o devir değil, bu gün o devre özlemle dolu insanlar, sen o devirde bile o endişedeyken, bu günü iyi ki görmedin diyesim geliyor çoğu kez. Yüreğine inerdi, dayanmazdı yüreğin bu devrin üzüşlerine, acıtışları ve acımasızlıklarına… Hele de yalan sevdalarına, hele de aşkı, sevdaları maske, basamak kullanışlara, kandırışlara, kandırılışlara dayanmazdı yüreğin.
Üzdüler baba kızını, hem de çok üzdüler…
Hele de kızına yaşatılanlara, hele de kızına söylenen yalanlara, kızının yüreğinin oyuncak edilişlerine, sevdasını, dostluğunu, tüm güzel ve insani duygularını kullanışlarına, yalanlara, dolanlara, en ihtiyacı olduğunda sırt dönüşlere, en görkemli yerinde sevdaların terk edilişlere hiç dayanamazdı.
Üzdüler baba kızını hem de çok üzdüler…
Sağ olup da bakabilseydin yine gözlerime, yüzümü izleseydin uzun uzun o ilk kucağına aldığın gün söylediğin sözler dökülürdü dudaklarından yine eminim. “Ne kadar masum, ne kadar temizsin, hep böyle kalırsın dilerim, hep böyle bırakırlar seni, dokunmasın sana hiçbir kem göz, uzanmasın kötülük dolu acımasız eller, Rabbim seni hep iyilerle, iyiliklerle karşılaştırsın.”
Derdin demesine ya, bundan sonrası nafile…
İlk kısmı gerçekleşti sadece dileğinin, çünkü ben hâlâ o tanımladığıncayım lakin duaların kabul görmedi baba, hem de hiç görmedi…
Acımadılar kızına, iyilikler, iyiler ulaşmadı hiç kızına, uzanan eller de hep acımasızlık vardı, hırpalamalar, epritmeler vardı, hep almalar, üstelik vermeksizin almalar bekleşmekteydi…
Üzdüler baba kızını, hem de çok üzdüler…
Her uzanan ele, başını uzattı kızın, hani belki sen gibi okşar saçlarını diye…
Her uzanan dudağa yanağını uzattı kızın, hani belki sen gibi öper diye…
Her uzanan omza başını yaslamayı düşledi kızın, hani belki sen gibi derde deva, sen gibi güvençlidir, durdurur kanamalarını yüreğinin, merhem olur yaralarına…
Her bakan göze sana baktığı gibi baktı kızın, hani belki sen gibi şefkat pırıltıları vardır, vicdan, merhamet, insanlık vardır, sen gibi sevgi fışkırıyordur, sadece doğrular ve sevdalar vardır diye…
Her sunulan yüreği gerçek sandı, hiç hesapsız öylece aldı, yüreğinin başköşesine oturttu, hani belki sen gibi sever, sen gibi bu devasa sevilişe değer diye…
Olmadı baba, olmadı, hiçbiri sen gibi olmadı…
Acıttılar, sadece acıttılar, yaralayıp kanatıp gittiler baba, hem de yakıp yıkıp gittiler.
Üzdüler baba kızını, hem de çok üzdüler…
Oysa ben onları biraz da sen gibi sevmiştim…
p.r.alkan
YORUMLAR
Çok içten...ve yakarış gibiydi...
Acı yürekten kaleme yansımış.Kalp kırık. Sosyal gerçekler..
Şiir gibiydi...Adamın içini acıtan
Saygımla
BU ACI YAZI, YAZILAR BÖLÜMÜNDE FAVORİMDİR.
Muharrem Nalçacı tarafından 10/17/2010 7:55:52 PM zamanında düzenlenmiştir.