Yeter Ki Gönlün Hoş Olsun
O değil de;
Ne mızmız insanlarız. Hava sıcak olduğunda, ‘Söndür şu kaloriferi kapıcı, yanıyoruz’
Hava biraz serinlediğinde, ‘Yak şu kaloriferi donuyoruz’ modundayız.
İşte kış geldi. Kedi gibi sıcağı da çok severim. Mırrrrrr….
O değil de;
Şöyle lapa lapa kar yağsa da ağız tadıyla kartopu oynasam. İzmir’de senelerce kara hasret kaldım.
Ben eskiden küçükkene abim ablam ve mahallenin çocuklarıyla kartopu oynardım. Ya da en azından oynama çalışırdım.
Sokağa çıktığımda aradan 5 dk. bile geçmeden evden çağırırlardı. Zırlaya zırlaya giderdim mecburen. Ellerim mosmor bir şekilde. Eldivenle kartopu yapmayı beceremediğimden eldivenleri çıkarıp atardım elimden.
Babam minicik ellerimi avuçlarının arasına alıp ısıtırdı. Bu arada ben hala zırladığımdan bir taraftan da neden eve alındığımı anlatmaya çalışırlardı.
- Burnun havuç gibi olmuş, yanakların kızarmış, ellerin morarmış, üstün başın su içinde kalmış.
- E napimmmm? Kartopu oynuyoruz herhalde… diyemezdim tabi. O zaman aklım ermiyordu.
- Hasta olursun kızımmm şimdi biraz ısın yarın yine çıkar oynarsın.
- Banane o zaman evde oynıcam
- Tamam bir avuç getirim oyna…
Sobanın kenarında oynardım. Yerleri ıslata ıslata.
O değil de;
Ne sabırlı ailem varmış. Yeter ki üzülmeyeyim diye nelere katlanırlardı.
O değil de;
İyi insan lafının üzerine telefon edermiş. Annem aradı, nasıl oldun diye. Yiyeceğim şeyleri sıraladı bir bir. Ayağına da patik giy, üşütme!
Peki Anacım, patik de giyerim. Yeter ki gönlün hoş olsun.
O değil de;
karlar düşer, düşer düşer ağlarım/hep ismini, hep ismini anarım
O değil de;
İyi bayramlar…
YORUMLAR
Sıcak bir yazı.
Ağyar'a katıldım.
Yazı güzel, patikler şahane.
Kutlarım.
Selamlar.
Esma KAHRAMAN
O değil de;
Ben eskiden küçükkene (burası yazardan alıntı) kar yağdığında kartopu oynardık, elimde babamın kışlık çorapları (vallahi, gülme, fakirliğin gözü çıksın) eve gelirdik, sobanın üstünde bir haftalık ihlamur kaynıyor, kokusu ömre bedel, kahverengi-bordo arası bir transparan renk, içerdik nezle, grip hak getire.
Yafu şimdi (büyükkene) hanım akşamki ıhlamuru sabah çöpe döküyor, deloluyom. Neymiş sabaha içinde minerali kalmıyormuş
O değil de;
Kazık kadar herif olduk, bir kar yağsın annem telefonda, aman ha sıkı giyinin oğlum. Şimdilerde tembihledim akşam yediden sonra ara anacığım, yediden sonra evden eve beleş(miş)
O değil de;
Annemin ağzından düşmeyen bir atasözü vardı “Deliye her gün bayram” diye
O değil de;
her gün, her gün "İyi bayramlar…" ne ayak, hişşt :-)
Selamlar, saygılar
Esma KAHRAMAN
Esma KAHRAMAN
Cok harika bir yaziydi.
Annelerimizin bize olan düskünlügü hic bitmez.
Yüregine saglik
Sonsuz sevgimle
Esma KAHRAMAN
Esma KAHRAMAN
annemin mektubu geldi aklıma, sakın giyme üşü diyodu, ne dersem tersini yapıyon ...)) güzeldi...nerelere gittim))